34. Bölüm

294 21 3
                                    

"Seni bir okuyup üflettirsek mi ne yapsak? Ya da koş git vaftiz ettir kendini." Bora'yı takmayıp telefonumdaki fotoğrafı incelemeye devam ettim. Güzel çıkmışım ha.

"Of var ya hakkınızda yapılan o kadar şeyin tuzu biberi oldu bu fotoğraf. Artık kaçış yok sevgili olacaksınız." Göz devirip telefon kilidimi kapattım.

"Ne alaka ya? Ben alışkınım böyle şeylere, bana yeter ki bunlarla gelsinler." Yejin alayla güldü.

"Yaa öyle mi? Ama artık bir sevgilin var ve adı Jeon Jungkook. Onun bu kadar rahat olacağını sanmıyorum." dediğinde ben alayla baktım bu sefer Yejin'e

"Merak etme Jungkook boş boş kıskançlık yapmaz. Ortada hiçbir şey yok. Ama ortada onun aleyhine bir şey varken ben sabredip kötü bir hamle yapmadım. Bir tepki verilmesi gerekseydi bunu veren kişi ben olmalıydım." Ruhum bedenimden çıksaydı da bu dediklerimden sonra bedenimin alnını bir öpseydi! Sağdan sola üsten alta önden arkaya donaaaat.

"Güzel çıkmışsınız. Hatta baya tatlı." Jiyeon bizi dinlememiş olacak ki internet explorer gibi geriden geliyordu.

"Sen tepkiyi sabredebildiğin için değil gururuna yediremediğin için vermedin." Bora'nın dediğinde haklılık payı vardı. Ama bu lafın altında kalacağıma tırın altında kalırdım!

"Gururumla sabrettim. Ayrıca çok da rahattım gün boyu hatırlarsan. Jungkook'a güvenmeyi seçmiştim." dediğimde bana onaylamaz bir şekilde bakış attı.

"Daha yeni çıkmaya başladınız ama burnunuz boktan kurtulmuyor." Eyvallah kral ya çok iyi moral verdin.

"Bir önerin var mı Bora? Bu saçmalıkların önüne nasıl geçeriz biraz aydınlat beni o muhteşem zekanla!" Sinirlenip telefonumu elime aldım ve kalktım.

"Bir şey olacağı yok. Aynı şeyler yüz kere başıma geldi, yeter." diyip salondan ayrıldım. Ben odaya girip kapıyı kapattığımda konuşmaya başlamışlardı. Bitcheslar bir de dedikodumu mu yapacaklardı?

Her şeyi boşverip yatağıma attım kendimi. Telefon şifremi girip açık kalan fotoğrafa baktım. Setten biri Jaebeom'un beni kolumdan tutup Jackson ve Yugyeom'dan uzaklaştırdığı zaman fotoğrafımızı çekmiş ve sanırım habercilere satmış. İçerik olarak da kamera önünde değilken ne kadar samimi olduğumuzla ilgili yazı vardı. Aynen aynen bayılıyoruz birbirimize.

Ağzı olan konuşuyor arkadaş!

Her ne kadar içerde rahat davranmış olsam da Jungkook'a çok güvenemiyorum. Sadece sevgili rolü yapıcaz diye ortalığı ayağa kaldırmıştı. Şimdi ise beni yanında görmek istemediği kişiyle saçma sapan bir haberimiz vardı. Ülkenin yarısı bizi sevgili sanıyordu büyük ihtimalle.

Ah benim bu baby faceim hiç gülmeyecek mi? Bir benimki bir Burhan Altıntop'unki.

Saate baktığımda öğleyi geçtiğini gördüm. Bugün gün batımında çekim yapacaktık. Ulan sanki hiç derdimiz yokmuş gibi daha da romantik yapıyordu yönetmen ortamı.

Erken olmasına rağmen sıkıldığım için hazırlanmaya başladım. Saçım ve makyajım yapılacağı için onlarla çok uğraşmayacaktım ama en azından bir yüz bakımı vücut bakımı yapayım da zaman geçsin. Bir de bugün Junkook gelecekti ama biz hangi ara ve ne zaman buluşabilirdik hiçbir fikrim yok. Onu çok özlememe rağmen birazcık korktuğum için buluşmamak da işime geliyordu aslında.

Yaklaşık iki saat odamda bir şeyler yaptıktan sonra Minseok'un gelme saatinin yaklaştığını fark ettim. Çok acele etmeden seçtiğim kıyafetleri giydim.

"Corona midye sahil. Kime güvencez ağa herkes hain. Hain hain Baekhyun. Ağzına sıçayım taktın ağzıma şarkıyı." Ya bu ne bela bir şarkıdır böyle? Bana söylediği günden beri çıkmıyor aklımdan. İçimden Baekhyun'a sövme işime devam ede ede odadan çıkıp kapıya gittim direkt.

Lively - JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin