"Kendine iyi bak. Boş anlarında benimle haberleş." diyip hemen bir öpücük kondurdu yanağıma Jungkook.
"Ya burda yapılcak iş mi bu?" diye endişeyle etrafı kolaçan ettim. Ya biri fotoğrafımızı çektiyse? Onunla evimin önüne gelmek bile geriyorken beni bir de öpüyordu.
"Bir şey olmaaaz. Görüşürüz güzelim. Akşam boş olursan yine gel." Göz devirip kapıyı açtım. Dün yemek yiyip uyumuştuk. Halbuki konuşacak çok konumuz vardı ama ertelemeye ve sarılıp uyumaya karar vermiştik.
"Görüşürüz. Gelebileceğimi sanmıyorum ama haberleşiriz." Dudağını büzüp kafasını salladı. Ben de bir şey demeden hemen kapıyı kapatıp eve döndüm. Sabah ne olur ne olmaz diye zorla saat 7.30da uyandırmıştım Jungkook'u. Bir saatte hazırlanıp buraya gelmiştik.
Kapıyı sessiz bir şekilde açtıktan sonra kendimi ajan havalarına sokup sessizce odama geçiyordum ki salondan gelen sesleri duydum. Ne bu tantana kardeşim?
"Hayırdır kurul toplanmış yine?" Kendimi boş olan bir yere bırakıp bu saatte kalkmış üçlüye baktım. Bu üçlü çok güçlü.
"Erken gidip kıyafet takı falan deneyecekmişiz. İmaj kısmına başladık herkese hayırlı uğurlu olsun. Ha bir de kayıtlar da başlıyormuş." Kaşlarımı çatıp Bora'ya baktım.
"Beni niye aramadınız? Ya gelmeseydim bu saatte."
"Biz de yeni kalktık ya. Minseok sordu zaten niye Sowon telefonuna cevap vermiyor diye." Laaaan telefonum sessizde mi kalmış! Endişeyle telefon ekranında Minseok'tan gelen aramalarla bakışıyordum.
"Ne dediniz?"
"Valla belki Minseok eve gelir sen gelmeden diye uyuyor diyemedik. Akşam arkadaşında kaldı önemli bir şey için dedim." Oflayarak Yejin'i dinlemiştim. Mantıklı davranmıştı ama keşke risk alıp evde olduğumu söyleseydi.
"Neyse olan oldu artık." desem de benimle bugün konuşacağına eminim.
"Önemli mevzularınızı halledebildiniz mi Sowon Hanım?" Bora alacaklı gibi bir sırıtmaya beni süzmüştü. Ona senden iğreniyorum bakışımı atıp cevap verdim.
"Hallettik. Sarılıp uyuduk güzelce." dediğimde üçü de piç smile attı. Ama hata bende niye anlatıyorsun ki kızım bunların olacağını bile bile? Yapma kızım be bunu kendine yapma be.
"Of hadi hazırlanalım gidelim." diyip ayağa kalktım kimsenin bir şey demesine izin vermeden. Yoksa ben birini boğuyor olacaktım büyük ihtimalle ve geç kalıcaktık.
Odama gidip hemen üstümü değişip çantamı hazırladım. Eyeliner, rimel ve ruj sürüp hazır olduğuma kanaat getirince çıktım odadan. Bugün de en erken hazırlanma ödülünü kazanmıştık çok şükür. Bunu fırsat bilip kendimi koltuğa atıp internette gezdim. Yaklaşık yirmi dakika sonra hazırlanmışlardı.
"Hadi gidelim Sowon seni bekliyoruz." Kapıya doğru yürürken bana seslenmeleriyle sinirle bir nefes aldım. Hep bu duruma düşüyordum ya! Yine de bir şey demeden ayakkabılarımızı giyip çıktık.
Şirkete geldiğimizde direkt kahve eşliğinde stilistlerle ve imaj için diğer çalışanlarla konuşmaya başladık. Bu comeback için kahverengi olan saçlarımı kızıl ya da turuncu yapmak istiyordum. Genelde sadece saçlarımı boyatma isteğimle kalıyordum çünkü bu işe girmek gerçekten zor. Dip boyasıyla akmasıyla falan uğraşıyorsun ve kızıl bunlarla üşenenler için berbat bir seçim olsa da cesaretimi toplayıp boyayacaktım lan.
Bana onay verdiklerinde sevinmiş kıyafetlerin yanına damlamıştım. Şirket değiştirdiğimiz gerçekten belli oluyordu. O kadar fazla marka bize kıyafet, takı, ayakkabı sponsoru olmuştu ki şaşırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lively - JJK
FanfictionYoon Sowon Kore'de son derece normal bir hayata sahip olan, küçük şirketlerine göre hatrı sayılır bir K-pop grubunun lideridir. Sowon'un normal ve durağan hayatı Bts ile yolları kesişmeye başlayınca hareketli bir hal almaya başlamıştır. • 06.12.20