Odaya girer girmez tüm bakışları üzerime çekmem beni bir miktar germişti. Bir şey demelerini beklemeden kapıyı kapattım ve yatakta yatan Yoongi'ye doğru yaklaştım. Bu çocuklar gerçekten bana sinirle bakıyorlar ama gerçekten bunları hak ediyor muyum?
"Nasıl hissediyorsun?" Konuşmadan önce boğazımı temizlemem daha da kötü yapmıştı sesimi. Kısık ve boğuk bir şekilde konuşmamla bir kez daha boğazımı temizledim. Sonra ise boğazıma tükürüğümün kaçmasıyla biraz öksürüp doğruldum. Tam bir rezilim!
"Ben iyi gibiyim de sen kötüsün herhalde?" Alayla bana bakarken kafasına bir kez daha vurma isteğiyle kavruluyordum.
"Ben de iyiyim bir sorun yok." İşte zor kısım gelmişti. Derin bir nefes alıp Yoongi'nin karşısında hafifçe eğildim.
"Özür dilerim. Bir anlık refleksle olmuştu. İyi olmana gerçekten çok sevindim." Kalktığımda üyelerin yüzlerine baktım ve bana sinirlerinin biraz olsun azaldığını hissetmiştim.
"İyiyim fakat olamayabilirdim." Göz devirip mırıldandım.
"Bu çöp adam halinle nasıl sağlamsan zaten?" Gözlerini kısıp baktığında duymuş olduğunu anladım.
"Bu çöp adamın senin bacaklarından güzel bacakları var."
"Evet bacakların gerçekten güzel." Eh doğruya doğru şimdi. Yiğidi öldür hakkını yeme demişler.
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil." Bu saçma diyaloğumuzdan sonra ne diyeceğimi bilemez bir şekilde orada kaldım.
"Sowon panik anında beynin inanılmaz çalışıyor." Diyerek kahkaha atan Jin'e gülümseyerek baktım. Ne kadar güzel kahkahası vardı öyle.
"Cidden sopa alıp Samara'yı tehdit etmek ne demek ya?" Jimin ve diğerleri de kahkaha atınca ben de dayanamayıp koyvermiştim. Bana en çok sinirli olan Jungkook'a bakınca onun da güldüğünü görüp rahatladım. Ona bir miktar sinir olsam da aramız bozuk olsun istemezdim. Aramız iyi olsun ama ben ona yine de sinir olayım. İstediğim kesinlikle buydu.
"Oyunu sonlandıramamamız çok kötü. İleride neler yapacağını gerçekten merak ediyordum." Yavaş yavaş yüzümdeki gülümseme silinirken işaret parmağımı Jin'e doğru kaldırdım.
"Sakın bir daha bunu yapmayın. Gerçekten karşıma çıkan herkese saldırırım." Jungkook kısa bir gülüş gönderip bana baktı.
"Bunu görmek gerçekten de eğlenceli olurdu."
••••
"Merhabalar günaydınlar Sowon-ah. Naber?"
Omzuma atılan elle birlikte birden sıçradım. Sağ tarafıma baktığımda halime kıkırdayan bir adet Jimin görmeyi beklemiyordum. Kalabalık olan dans antrenmanımız biteli biraz olmuştu. Yoongi'nin hastanede kaldığı süre üzerinden bir hafta geçmişti ve hiçbir şeyi yokken beni bahane edip 1 hafta izin yazdırmıştı kendine. Bir de bugün bir şirket yemeğimiz olacağını öğrenmiştim. Yurda erkenden dönüp yatamayacağım için o kadar üzülüyordum ki ilk yemek haberini aldığım zaman ağlayabilirdim.
"İyiyim Jimin sen nasılsın?"
Omzumdaki elini alıp aşağı indirdiğimde yüzündeki gülümseme daha samimi bir hal almıştı. Tanrım, gözlerini görememem neden bu kadar tatlıydı?
"İyiyim iyiyim. Seni görünce konuşasım geldi. Geçen günki saçma olaydan sonra konuşamadık." Ah Jimin bir günümüz normal geçmiyor ki hangisinden bahsettiğini anlayayım.
"Evet ilginç bir olaydı gerçekten."
"Biraz geç oldu ama hoşgeldiniz. Şirkete gelmeniz güzel oldu." İçten bir şekilde gülümseyip ona döndüm. Onun gibi başarılı birinin bizim hakkımızda böyle düşünmesi gerçekten hayal bile edilemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lively - JJK
FanfictionYoon Sowon Kore'de son derece normal bir hayata sahip olan, küçük şirketlerine göre hatrı sayılır bir K-pop grubunun lideridir. Sowon'un normal ve durağan hayatı Bts ile yolları kesişmeye başlayınca hareketli bir hal almaya başlamıştır. • 06.12.20