Kızların anlattıkları şeyi dinleyince bir miktar üzülmüştüm. Bu ikisi başka şehirden üniversite için gelmiş ve ikinci yıllarındaymışlar. Üniversite okurken bir şirkete girip idol olmak istemişler fakat iki yıldır hiçbir yer onları kabul etmiyormuş. Artık vazgeçmişler. Bazı şeyler olmayınca olmuyordu. Herkes aynı yeteneklere sahip olmak zorunda değildi ve bunun için zorlamamalıydık.
Einstein'in bir sözü var 'Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir.' Bunlar da kendilerini tek bir kritere göre yargılıyorlardı. Halbuki herkes özeldir ve farklıdır. Zaten bizi biz yapan da farklılıklarımızdır. Sadece bunu kabul etmek gerekir. Kendi yeteneklerine göre bir şeyler yapmak seni daha başarılı ve mutlu edebilir. Olmayacak bir hayalin peşinde koşmak tüm hayatınızı boşa geçirmenize neden olabilir.
Karşımdaki kızlar ağlayarak hayallerini anlatınca onları üzmek istemedim veya onlara üstten baktığımı düşündürmek de istemedim.
Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde ben onlara onlar bana bakıyordu. Boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım.
"Sizce seçilmeme nedeniniz nedir? Lütfen dürüst olun." Onların bir şeyleri fark etmesini sağlamak istiyordum.
"Sanırım yeterince yetenekli değiliz. Gerçekten çok çabaladık ama artık olmayacak gibi." Jess umutsuz bir şekilde omuzlarını düşürmüştü. Bu iki kız iki yıldır denemese kesinlikle hayallerinden vazgeçmemelerini söylerdim. Bize de hep söylenen bu değil midir zaten? Maalesef hep hayal aleminde yaşayamıyorduk.
"İdol olmak istemenizi anlıyorum. Hayaller her zaman özgürdür, gerçek bizden bağımsız olabilirler. Fakat idol olmaya benzer başka yollar da var. Dansınız kötüyse sadece şarkıcı, sesiniz kötüyse dansçı, ikisi de kötüyse oyuncu, yönetmen, ressam ve daha birçok ilgilenebileceğiniz alan var kızlar."
İkisi de gözlerini silmiş, ağlamayı kesmiş beni dinliyorlardı. Pekala onların hayatı için belki de önemli bir konuşma yapacağım o yüzden onları kırmamaya özen göstermeliyim.
"Ne istediğiniz ve hayalleriniz elbette önemlidir fakat eğer yeteneğinize uygun bir şeyler isterseniz emin olun daha mutlu olursunuz. Bazı şeylerde zorlamak güzeldir ve sizi sonuca götürür ama bazen zaman kaybından başka bir şey değildir. Hayatınızı güzel yaşayın lütfen." Ne felsefe yaptın be Sowon.
İkisinin de tekrar gözlerinin dolduğunu gördüm. Yerlerinden kalkıp bana doğru gelmeye başladılar. Kaşlarım kalkmış bir şekilde ne yapacaklarını beklerken gelip bana sarıldılar. Biz az önce kavga etmiyor muyduk?
"Teşekkür ederiz. Kesinlikle ihtiyacımız olan bir konuşmaydı bu." Bende gülerek onlara sarıldım.
"Demek ki beni kaçırmanız gerekiyormuş ha? Hayatta gerçekten de her şeyin bir nedeni var." Tamam artık sus. Ben neden bu kadar havaya girdim ya. Kendimi hayat dersi veren nineler gibi hissetmeye başladım. Neyse ki verdiğim dersler ihtiyacı olan kişilere gitti.
Jess bir anda benden ayrıldı ve dolu gözleriyle gözlerime bakmaya başladı.
"Gerçekten çok özür dileriz. Deli gibi davrandığımızı anlıyorum ve bunun hiçbir mazereti olamaz farkındayım. Ama hayatımda her şey ters giderken sanırım seni biraz kıskandım."
"Yaptığınız doğru bir şey değildi bunun farkında olman güzel. Sizi affediyorum ama lütfen bunun gibi çılgınca bir şeyi bir daha ne bana ne başkasına yapmayın." diyerek güldüm. Kaçırılmıştım ya!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lively - JJK
FanfictionYoon Sowon Kore'de son derece normal bir hayata sahip olan, küçük şirketlerine göre hatrı sayılır bir K-pop grubunun lideridir. Sowon'un normal ve durağan hayatı Bts ile yolları kesişmeye başlayınca hareketli bir hal almaya başlamıştır. • 06.12.20