Bugün Hoseok sunbeanin doğum günü. O yüzden biz de bangtanın şirket odasının önünde elimizde pastayla durmuştuk. Durmuştuk çünkü mumları yakamıyorduk.
"Bak Yejin ağzını burnunu dağıtmama çok az kaldı yak artık şunları." Bora fısıldayarak sesini çıkarabildiği kadar Yejin'e bağırıyor, biz de Jiyeon'la birlikte onları izliyorduk.
Saçma sapan bir çakmak bulmuştu ve ben neden bu konuda Bora'ya güvendiğimizi sorguluyordum.
"Milattan öncesine ait bir icat bulup getirmişsin ben ne yapayım? Ateşi bulan insanı getirsen en azından taşı taşa sürtüp yakardı." Yejin'in yanına gidip elimi uzattım.
"Bana ver istersen ben uğraşayım biraz da." Bana bakmadan çoktan yara olmaya başlamış baş parmağıyla yakmak için uğraşmaya devam etti.
"Gerek yok. Ben yapıcam." Salak ya hırs yapmanın sırası mıydı?
"Şurdan kapıdan biri çıkarsa ağzına o kapıyı sokarım Yejin. Ver de biraz ben deniyim diyorum."
"Aman al be!" diyip elime bıraktı çakmağımsı şeyi.
"Bunu gerçekten çok aradın mı Bora?" Ben de yakmaya çalışıyordum ama olmuyordu.
"Ne beceriksizsiniz ya. Al tut şu pastayı." Pastayı Yejin'e doğru verirken Jiyeon'un dediğiyle hepimize kal gelmişti.
"Acaba gazı bitmiş olabilir mi?" Yemin ederim çok mantıklı bir sebep olurdu yanmaması için.
"Of durun ben hemen Ikon'dan bulup geliyorum." Bir şey dememize fırsat vermeden Yejin alt kata doğru uçmuştu. O gittikten hemen sonra odanın içinden seslerin yaklaştığını duymuştum.
"Birileri geliyor koşun!" Fısıldaya fısıldaya elime getirdiğimiz büyük çantayı alıp yandaki odaya koştum. Kapıyı açıp kızların da gelmesini bekledim ve geldiklerinde hemen kapattım.
"Hiiih pastayı kenarda unuttum!" Bora'nın fısıldamasıyla ağlamak istiyordum. Niye her işimiz kaos dolu olmak zorundaydı ki?
"İyi halt ettin!" Jiyeon kapıya doğru daha da yaklaşırken ben olduğum yere çöktüm.
Ali Rıza bey gibi olacaktı sanırım sonum."Kapı açılma sesini duymadım. Ben hemen pastayı alıp geliyorum." Jiyeon Bora'yı umursamadan direkt bana konuşmuştu. Kafa sallayıp onay verdiğimde yavaşça kapıyı açıp etrafı kolaçan etti.
"Etraf temiz Rıza Baba."
"Konuşma da git al artık." Bıkmış bir şekilde Jiyeon'a söylenmemle hemen dışarı çıktı. Elinde pastayla ve bonus olarak Yejin'le geri döndü.
"Buldun mu çakmak?" Ayağa kalkıp yanlarına gittim. Yejin yüzünde gülümseme, elinde yeni çakmak bize yandan bakış attı.
"Burda yakalım da gidelim." Hepimiz Bora'yı kafamızla onaylamıştık. En sonunda yanmıştı mumlar. Şükür! Bora pastayı pencere önüne koyup bize yaklaştı.
"Durun iki saniye dinlenelim. Çok yoruldum." diyip kendini bir koltuğa attı.
"Tek yaptığın şey pastayı tutmaktı?" Sorarcasına konuşup ben de attım kendimi yanına.
"Zor bir işti."
"O değil de çok az kaldı geri dönüşe." Bora Yejin'e 'Ne diyosun aq?' der gibi bakmaya başladı.
"Ne alaka şimdi bu?"
"Öyle haberiniz olsun işte." Ben bu grup kontratını yenileme işlemini düşünmeliyim ciddi ciddi. Hayatımı bunlarla geçirip her geçen gün IQ kaybediyorum, hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lively - JJK
FanfictionYoon Sowon Kore'de son derece normal bir hayata sahip olan, küçük şirketlerine göre hatrı sayılır bir K-pop grubunun lideridir. Sowon'un normal ve durağan hayatı Bts ile yolları kesişmeye başlayınca hareketli bir hal almaya başlamıştır. • 06.12.20