"Sence de ben haklı değil miyim?" Yejin'in bilmem kaçıncı ayrılık hikayesini bilmem kaçıncı kere dinliyordum. Gerçekten bunalmıştım bu konudan fakat iyi bir arkadaş olup derdini dinlemeye çalışıyordum. Ve bu lisede fizik dinlemekten daha beter bir işti. Özellikle de dairesel hareket falan filan öyyyk.
"Yejin bak hepimiz biliyoruz ki barışacaksınız. Haklısın ama uzatmaya gerek yok."
"Ya bir hafta oldu diyorum size. İster istemez endişeleniyor insan. Yazmıyor, aramıyor ne yapabilirim ben?" Gözlerimi devirmiştim. Neyse ki güneş gözlüğü takıyordum da görmüyordu. Bu aralar aşırı duygusal olmuştu. Hepimiz diyetteydik fakat benim çok da kilo vermeye ihtiyacım yoktu. Yejin ise 1 haftadır saçma bir şekilde besleniyordu. Tek öğün yemeye çalışıyordu ve o da kahvaltıydı. Ama sadece çalışıyordu. Gece kalkıp tüm dolabı süpürdüğüne şahit olmuştum birkaç kez. Böyle yaptıkça kilo vereceğine alıyordu bir de. Bugün zorla onu da benimle birlikte öğle yemeğine getirmiştim ve şimdi de restoranttan şirkete dönüyorduk fakat lanet ettirmişti bana. Artık Junhoe adını bile duymak istemiyordum.
Halbuki ben yemek arkadaşı buldum diye sevinmiştim. Tövbeler olsun barışana kadar gelmem daha onunla.
"Her yerden engellediğin için bir haber alamıyor olabilir misin acaba?" Suratını bana çevirdiğinde ben de ona baktım. Güneş gözlükler ve maskesi yüzünden nasıl bir surat yaptığını göremiyordum.
"Ayrıca sen yazsan olmuyor mu? Aşkta gurur yok derler Yejin." Tam bir şeyler demeye başlamıştı ki onun arkasında iki tane orta yaşlı kadın araba yoluna adımlarını atmışlardı. Birbirleriyle konuşurken yolu hiç kontrol etmiyorlardı ve hızlı bir şekilde onlara doğru gelen aracı görmediklerini anlamıştım.
Aceleyle kendimi Yejin'in önüne atıp bir elimle birini, diğer elimle de diğer kadını tutup geriye çektim. Kadınları çeker çekmez hızlı gelen araba önümüzdeki geçip gitti. Anın getirdiği adrenalinle kalbim hızlı hızlı atıyordu.
"Oha kızım sen beni dinlemiyor musun ya?" Allah belanı vermesin Yejin. Kadınları çekmemle yere düşen güneş gözlüğüm ve hafifçe aşağı inen maskemin açtığı yüzümle Yejin'e kötü kötü bakmaya başladım. Gerçekten bunu mu düşünüyordu şuan? Ben burda iki can kurtarmıştım kızın derdine bak.
Hala kollarından tuttuğum kadınlardan biri aniden düşecek gibi olduğunda hemen diğer kadını bırakıp iki elimle kadına destek oldum.
"İyi misiniz?" Kadının eğik yüzüne ben de eğilerek bakmaya çalışıyordum. Çok sık nefes alıp veriyordu. Sanırım az önce yaşananlar yüzünden korkmuştu. Ama böyle atak geçirir gibi nefes alan daha doğrusu nefes alamayan birine ne yapılabilirdi ki? Tamam öncelikle sakin olmalıyım.
İşin ciddiyetini kavrayan Yejin de diğer kadına iyi olup olmadığını sordu ve yerdeki güneş gözlüğümü alıp gözlerime taktı.
"Sanırım sayende gayet iyiyim. Ne kadar teşekkür etsek azdır kızım." Kadın da kollarındaki ellerimin üstüne kendi ellerini koyup sıktı. Yüzüme bakınca gülümseyerek yandaki banklara oturtmak için yönlendirdim. Yejin ve diğer teyze de peşimizden gelirken Yejin'e su almasını söyledim.
"Ne kadar güçlüsün öyle." Şoku hemen atlatan teyze oturdu ve bana bakarak gülmeye başladı. Ben de gülerken ona baktım.
"Bazen böyle nereden çıktığını bilmediğim bir güç geliyor." Sık sık nefes alan kısa saçlı teyze normale dönmüş gibiydi ki o da gülümsedi.
"İyi iyi. Böyle olması daha iyi. Gerçekten çok teşekkür ederiz kızım." Ayakta olan teyze elimi tutup iki elinin arasına aldı. Ben de boşta kalan diğer elimi elinin üstüne koyup gülümsedim. O sırada gelen Yejin'i görünce hemen bir veda hazırlayıp gitmemizin daha iyi olacağına karar verdim. Öğle aramız bitmek üzereydi ve geç kaldığımız için azar işitmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lively - JJK
FanfictionYoon Sowon Kore'de son derece normal bir hayata sahip olan, küçük şirketlerine göre hatrı sayılır bir K-pop grubunun lideridir. Sowon'un normal ve durağan hayatı Bts ile yolları kesişmeye başlayınca hareketli bir hal almaya başlamıştır. • 06.12.20