Bir günde özlediğim evimin önüne gelen arabayla ne diyeceğimi bilemez bir şekilde elimi kapının kulpuna koydum. Hain bir Baekhyun'a ve Jungkook'a giderken ne demeliydim ki?
"Sonra görüşürüz." Heh bu fena değildi işte. Cevaplarını beklemeden indim ve kapıyı kapattım.
"Sowon bekle biraz!" Arkamdan koşturan Baekhyun'a zorunlulukla döndüm ve yapay bir şekilde gülümsedim.
"Efendim canım arkadaşım?"
"Sen bana kızgın mısın?" Dünyaya hoş geldin Baekhyun. Baekhyun'un arkasında şoför koltuğunda oturan Jungkook'la göz göze gelince bıkkın bir nefes verdim. Cidden son dakikaya kadar kullanmıştı istek hakkını ya bir şey demiyorum artık.
"Yok ya ne kızgınlığı, sonra konuşuruz gittim ben." Bir şey demesine fırsat vermeden el sallayıp hızlı hızlı yürüdüm yurda doğru. O da bir şey demedi zaten.
"Selam ben geldim."
"Ya sonunda gelebildin!" Kızları salonda oturmuş bir şekilde bulunca ben de gidip yanlarına oturdum.
"Bir durum mu var? Çok açım yemek yedikten sonra konuşsak?"
"Mim Seok Oppa bizi çağırdı. Toplantı olacakmış." Of ya ben uyumayı planlıyordum ama. Dün gece yatar yatmaz uyumuş olabilirim ama gece sürekli uyanmıştım. İki kere uyanmam sıcaktan bunalmaktan olmuştu çünkü Jungkook bana kırk yıldır görmediği çocuğu gibi sarılmıştı. Onu biraz itip kendimi de daha geriye çekmiştim her seferinde.
"Dün ne oldu anlat bakalım." Sinsi sinsi bakan Bora'nın dilinden korkuyordum açıkçası.
"Ne olacak ya gittik, kaybolduk, otelde kaldık şimdi de buradayım." Kızlar memnuniyetsizce bana baksa da kalkıp mutfağa gittim ve kendime bir elma aldım. Elma da hiç tok tutmuyordu beni. Hani bu meyve çok tok tutardı? Ben yedikçe daha da acıkıyordum ama bir umuttur yaşamak işte.
"Gel şuraya da doğru düzgün anlat. Kaybolmanızdan başla mesela." Of tam da yerini sordu Yejin de.
"Taehyung ve Baekhyun'un orada ne işi vardı bu arada?" Hain Baekhyun!
"Kızlar bana uzun bir süre Baekhyun demeyin mümkünse. Bu arada toplantı için hazırlanmamız gerekmiyor mu? Saat kaçta gideceğiz?" Jiyeon kolumdan tutup yanındaki boşluğa çekmişti beni. Yanına düşerken boğulma tehlikesi geçirmiştim elma yüzünden. Kimseye çaktırmadan hallettim ama.
"2 saat sonra asistanı gelip alacak bizi. Onu bunu boşver anlat neler oldu?" Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Tamam pes! Anlatayım da bitsin gitsin peşimi de bıraksınlar. Açtım ağzımı yumdum gözümü. Neler olduysa anlattım. Baekhyun'a da sövmeyi unutmadım tabii yeri gelmişken. Onlar çok fazla sinirlenmese de benim kızmakta haklı olduğumu söylediler. Gerçi Baekhyun'un Tae'den hoşlandığını söylememiştim kızlara. Onlar da Hain Baek'in bu davranışını garipsemişti doğal olarak. Yani neden durduk yere benimle kalmak istemediğini tartıştılar doğal olarak.
"Bak bence Baekhyun'a hediye falan aldır, kullan bu durumu." Of ne hediyesi ya. Hediye görünce her şeyi unutacak kadar karaktersiz bir insan mıyım ben? Tamam belki unutabilirim hediyeye bağlı olarak ama direkt de affetmem. Aman her neyse gerek yok kısacası.
"Bakarız. Bilmiyorum ne yapacağımı. Hadi kalkıp hazırlanalım yoksa geç kalacağız."
"O değil de toplantı neden yapılıyor acaba?" Şaşkınca Yejin'e baktım.
"Size konuyu söylemediler mi?" Omuz silkip ayağa kalktı.
"Hayır sadece çağırdılar, ne hakkında bilmiyoruz." Ben de ayağa kalktım. Umarım kötü bir şey için çağırmıyorlardır. Her toplantıya giderken bu duayı ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lively - JJK
FanfictionYoon Sowon Kore'de son derece normal bir hayata sahip olan, küçük şirketlerine göre hatrı sayılır bir K-pop grubunun lideridir. Sowon'un normal ve durağan hayatı Bts ile yolları kesişmeye başlayınca hareketli bir hal almaya başlamıştır. • 06.12.20