"Biz niye her yere evli çift gibi beraber gidiyoruz." Baekhyun'a ters ters bakıp omuz silktim. Sanki nereye gidiyorduysak, sürekli evde oturuyorduk. Kırk yılın başında bir yere gitmiştik ,ikimiz değildik Jungkook ve Taehyung da vardı ama olsun, onda da tadımız kaçmıştı zaten. Ayrıca tövbe etmiştim onunla uzun yolculuğa gitmeyecektim.
"Uykundan uyandırdığım için üzgünüm ama 4 saatlik uykuyla ayakta duruyorum ben." Ben mi dedim beni beklerken uyuyakal diye? Halbuki heyecandan yerinde duramıyordur diye düşünmüştüm.
"Sonuçta herkesin bünyesi farklıdır." Kaşlarımı çatmış sinirle ona cevap verecektim ki kapı açıldı. Bayan Jeon'u görmemle 180 derece dönüş yaparak yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirdim. Bu kadar hızlı duygu değişimi yaşamam beni biraz korkutmuştu. Baekhyun yaklaşıp bana doğru fısıldadı.
"Yılansın sen." Ona 'sen görürsün' bakışlarımı atarken Bayan Jeon konuştu.
"Hadi gelsenize içeri çocuklar." Gülümseyip içeriye girdik. Baekhyun elindeki çiçekleri Bayan Jeon'a doğru uzattı.
"Bunlar sizin için. Sizin kadar güzel olmasalar da elimiz boş gelmek istemedik." Ne tarafa kusuyorduk? Yalakaya bak yalakaya. Ben almıştım o çiçekleri, neden bu çocuk sahiplendi ki şimdi? Bayan Jeon teyzemiz iç çekerek çiçekleri alıp parlayan gözleriyle bize baktı. Parlayan Yıldızlar Takımı.
"Teşekkür ederim Baekhyuncuğum çok naziksiniz." Baekhyun ve nazik kelimelerini hayatımda ilk kez aynı cümlede duyma şokunu yaşıyorken Bayan Jeon çiçekleri kenara koyup tekrar bize döndü.
"E hadi ilerlesenize. Yolu biliyorsunuz." İçeri girip kapıyı kapattım ve Baekhyun'un beline hiç de hafif olmayan bir çimdik attım.
"Ah! Kızım ne yapıyorsun ya." Bana şaşkınca bakmasına neredeyse gülecektim.
"Tıss." Elimle yılan sürünmesini taklit ettim ve önüne geçip salona doğru yürüdüm. Arkamdan deli diye söylenmelerini duyuyordum ama dönüp cevap vermedim. Gerizekalı duymadığımı falan sanıyordu herhalde.
Salona girmemle neye uğradığımı şaşırdım. Bir cisim yaklaşıyor efendim. Birden yüzüme gelen bir şey görmemle yana doğru kaçacaktım ki kapı kenarına çarpmamla hem kolum acımıştı hem de burnum.
"Oha iyi misin?" Hoseok ve Jungkook hemen ayağa kalkıp yanıma geldiler. Ben hala şok olmuş bir şekilde kocaman gözlerimle onlara bakıyordum.
"Aferin Jungkook kız bitkisel hayata girdi. Bak cevap bile veremiyor garibim." Jungkook kaşlarını çatarak Taehyung'a döndü.
"Kaçmasaydın yastıktan. Ayı gibi olduğun için durduğun yerden Sowon'un geldiği gözükmüyordu bile." Baekhyun da gelip vurmadığım koluma dokundu.
"Ne oldu ya ne kaçırdım?" Göz devirdiğimde benim yerime Jimin cevapladı.
"Jungkook suratına yastık fırlattı." Bu da abisinin yaptıklarını on ile çarpıp ailesinin önüne koyan evlat gibi konuştu. Aslında minnak olan Jungkook'tu ama olsun.
Burnumda hissettiğim ıslaklıkla elimi burnuma götürdüm. Geri çekip elime baktığımda da kaynadığını gördüm, affferin sizeee.
Yan taraftan yüksek bir ses gelince çıkan sesle irkilerek o tarafa döndüm. Yerde boylu boyunca yatan bir Seokjin mi görüyorum ben? Kaşlarım çatık, gözlerimi geniş salonda bulunanlarda gezdirmeye başladım ama kimsenin dikkati Jin'de değildi. Göz ucuyla ona bakıp yine bakışlarını bana döndürmüşlerdi. Şaşkınlıkla önce konuşamayıp ellerimle Jin'i gösterdim. Sonra kendime gelince ne oluyoruz yav dedim içimden.
"Çocuk bayıldı, bayıldı. Bir ben görmüyorum değil mi? Baksanıza Jin'e." Jimin gülmeye başladı.
"Jin hyungu kan tutuyor o yüzden bayıldı." He tamam o zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lively - JJK
FanfictionYoon Sowon Kore'de son derece normal bir hayata sahip olan, küçük şirketlerine göre hatrı sayılır bir K-pop grubunun lideridir. Sowon'un normal ve durağan hayatı Bts ile yolları kesişmeye başlayınca hareketli bir hal almaya başlamıştır. • 06.12.20