-10-

9.2K 259 39
                                    

Sabah diğer günlere nazaran çok kolay bir şekilde uyanmıştım çünkü bugün Melek geliyordu. Aceleyle yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım sonra Meleğin gelmiş olabileceğini düşünüp aradım. Tahmin ettiğim gibi bir saat sonra uçağı iniş yapacaktı. Bugünün pazar olması bizim için çok iyiydi çünkü hem iş yoktu hemde beni Meleği karşılamam için havaalanına Yağız bırakacaktı. Üstüme koyu yeşil omuz detayları olan göbeğimi hafif açık bırakacak bir crop giyip altıma yüksek bel kot şortumu giydim. Kombinime uyum sağlayacak makyajı da yaptıktan sonra salına salına aşağı indim.

"Bir kere de şu gariban anama acı da kalkıp kahvaltıyı sen hazırla lan, vicdansız köpek." Eren'in kafama attığı, saçlarıma dolanan çorabını sabır çekerek yere fırlattım, sabah sabah ne güzel karşılıyordu canım abim. "Eren dua et acelem var yoksa odanda kıyafet dolabının üstündeki ayakkabı kutusunun içinde gizlediğin maaşının yarısını yatırıp annem görmesin diye sakladığın oyunları anneme faturasıyla beraber büyük bir zevkle gösterirdim. Dua et."

Eren şok olmuş bir şekilde bana bakarken annem tam istediğim gibi duymuş olacak ki meşhur gül desenli pembe terliği kuş gibi havalandırarak Eren'in kafasına tam isabet etti. Buna ağzımı yaya yaya gülerken annem terliğin diğer eşini de bana attı.

"Allah senin belanı vermez inşallah! Ben sana kaç kere dedim gereksiz şeylere para harcama diye kaç yaşındasın sen!" Bacağıma yediğim terlikle gülüşümü kesip acıyla bağırdım "Anne! Benim suçum ne ya ben niye yedim terliği şimdi." Sızlanarak bacağımı ovdum, Eren kendi acısından çabuk kurtulup bana güldü "Sen bir şey yapmadın içimden geldi." Normal değil. Bu aile normal bir aile değildi.

Eren anneme açıklama yapmaya çalışırken Gökhan abim indi merdivenlerden "Günaydın sultanım." Önce annemin kafasını öptü sonra deve kini yüzünden hâlâ bana kızgın da olsa büyük ihtimalle kıyamadığı için benimde yanıma gelip kolunu omzuma sardı ve saçlarımdan öptü "Sana da günaydın cimcime."  Evet kaç yaşına gelirseniz gelin abinizin sizi 6 yaşındaki halinizle görmesini hiçbir zaman engelleyemeyeceksiniz. "Günaydın prensim."  Eren halimize iğrenir gibi bir surat yapıp kahvaltı masasına oturdu. Çok geçmeden hepimiz oturduğumuzda annem çayını yudumlarken sordu "Melek bugün mü geliyordu kızım?" Ağzıma attığım domatesi yutup cevapladım "Evet anne kahvaltıdan sonra havaalanına gideceğim karşılamaya."

Annem hayvan gibi tıkınan Eren'e bakıp kafasını iki yana salladı, al işte kadın bile kendi oğlunu sevmiyordu ben nasıl seveyim. "Eren kardeşini götür havaalanına." Başını yemekten kaldırabilseydi cevap verirdi büyük ihtimalle "Banane ya benim işlerim var sevgilisi götürsün." Gökhan abim tabaktan aldığı siyah zeytini yüzüne fırlattı, kabullenmesi zaman alacak demiştim değil mi? Evet öyle oluyordu.

"Elimde kalacaksın hemde çok fena. Bir abisi ben miyim bu kızın anlamıyorum ki!" güldüm kısıkça sesli gülmeye yemezdi "Hiç gerek yok zaten Yağız bırakacak, dün haberleştik." Gökhan abim homurdansa da annem gülümsedi "Canım Yağızım çok da düşünceli maşşallah." Elini nazar değmesin diye iki kere tıklattı masaya, amin dedim içimden. Çok şükür çok.

Kahvaltıya devam ederken telefonum çaldı tahminimce Yağızdı telefonu alıp baktığımda aramayı reddettim büyük ihtimalle beni bekliyordu. Son bir peynir ağzıma atıp ayaklandım "Annem Yağız arıyor ben çıkıyorum hadi görüşürüz." Gökhan abim beni asla şaşırtmayarak hönkürdü arkamdan "Bana bak oyalanmayın!"

Sevda MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin