"Noluyor burda, napıyorsunuz ya siz!" Ecem irkildi, çok geçmeden toparlayıp deyim yerindeyse çığırdı "Sanane ne Lavin, sana hesap mı vereceğiz? Bir şey desene Eren." haddini bilmez sözleriyle iyice gerildim, Eren gözlerini kaçırmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Yağız sakin olmam için kolumu tuttu. Eren'in tedirgin sesini duydum sonra "Bir şey olduğu yok mahalleliyi başımıza toplama Lavin, konuşuyorduk." Yağız Eren'e yürü dercesine bir kafa işareti yapınca Eren önce bana sonra Eceme baktı. "Neyse eve geçeyim artık, görüşürüz Ecem."
Ecemin ince dudakları şok içersinde aralandı, ne sanıyordu? Kardeşi dururken onun cümlelerine arka mı çıkacaktı? Öyleyse çok beklerdi daha, biz gerektiğinde birbirimizin ağzına tükürür yinede birliğimizden ödün vermezdik.
Gözlerimi sinirle kapatıp hızlı hızlı eve yürüdüm. Arkamdan Yağız ve Erenin ayak seslerini duyduğumda içim rahatladı, Ecem öylece mal gibi kalsındı.
Aslında mantıklı düşününce kızın bir suçu yoktu çünkü büyük ihtimalle Eren'in Melekle de flörtleştiğini bilmiyordu. Yinede o hadsiz sözleri sinirimi bozmaya yeter ve artardı. Evin kapısına iki kere hızlı hızlı vurdum, bu sırada Yağız ve Eren hâlâ bir adım arkamdaydı. Bir kere daha tokmağı sertçe indirdiğimde Gökhan abimin bağırtısını duydum "Geldik ulan geldik, çatlama."
Kapıyı hızlıca açıp beni görünce alayla güldü "Noldu cadı, polisler makyajla dolandırıcılık yaptığın için insan kandırmadan tutuklamaya mı geliyorlar sonunda?" Ona kötü bir bakış atıp içeri girdim, arkamdan Yağızları görünce onlara sordu "Noldu buna?" Annem televizyonun karşısında oturmuş meyve yiyip dizi izliyordu. Yere sertçe bastığım adım seslerim ve öfkeli soluklarımla içeri giren bize baktı "Bismillah, gece gece hayırdır inşallah. Lavin noldu?" Gözlerimi ve ellerimi suçlayıcı bir şekilde Eren'e yönelttim "Olan şey senin oğlunun şerefsizliği anne!" Sesler bıçak gibi kesildiğinde Erenin de sesi yükseldi "Doğru konuş Lavin kardeş falan dinlemem elimde kalırsın!" Gökhan abim kaşlarını çattı "Lavin önce sakinleş düzgün konuş o senin abin. Eren sende bi dur. Olay ne insan gibi anlatın. Yağız Ali?"
Sorarcasına Yağız'a döndüğünde sinirle etrafımda volta atmaya başladım. "Ecemle Eren sokakta yakınlardı biraz, ona gerildi." Annem ayağa kalktı
"Kızım sen büyümedin mi, hâlâ abinleri mi kıskanıyorsun? Ne var kiminle yakınsa yakın olur. Sana ne oluyor, geldiğinden beri ateş topusun, Allah Allah ya." Ağzımdan alaylı bir gülüş çıktı "Ne kıskanacağım ya bunu, benim sinirim Melekle de aynı şekil yakınlaşması anne! Bir ona bir buna yürüyor senin bu oğlun, ağzını açıp şimdi bir şey de hadi!" Annem gözlerini büyütüp Eren'e döndü, Eren gözlerini yine kaçırdı, kaçırırdı tabii yüzü yoktu. "Eren! Ne diyor kardeşin, doğru mu bu?" Eren dudaklarını ıslatıp anneme baktı "Değil, Melekle sadece arkadaş gibi konuşuyoruz. Başka bir şey yok, Ecemle de tatilde biraz samimileştik o kadar. Her şeyi büyütüp olay haline getirmeye alışmışsınız siz." Burnumdan derin derin nefes vermeye başladım başka türlü sakin kalamıyordum
"Anne yalan söylüyor, sen Meleğe gayette yeşil ışık yaktın Eren! Ben gülüşmelerinize kendim şahidim, bu arkadaşça falan değil. Karaktersizliğini inkar etme!" Annemin bağırmasını duydum sonra "Lavin sakin ol ve düzgün konuş abinle iki oluyor bu!" Daha annemin bağırmasına tepki verecekken Eren'in bağırmasını duydum "Ulan sen şimdi benim elimde kalmadın mı!" Öyle sinirli öyle öfkeliydi ki, üzerime sinirle yürüdüğünde Yağız suskunluğunu bozdu ve önüme geçip Eren'in göğsünden itti "Eren kendine gel napacaksın dövecek misin!" Eren'in gözleri kararmıştı, her zaman saygı duyduğu Yağız bile umrunda değildi. "Abi karışma sen çekil önümden ikimizin arasında."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Mahallesi
RomanceKendine çekti, sıkı sıkı tuttum nefesimi, "İntikam he?" kulağıma fısıldamasıyla sesim içime kaçtı cevap veremedim "Hep böyle cadı mıydın sen, yoksa ben bazı şeyleri yeni mi fark ediyorum?" burada ima ettiği şeyin ne olduğunu anlamamış olsam bile hey...