Aldığım haberden sonra iyice tadım tuzum kaçmıştı, Yağız duyunca delirecekti kesin. Şimdiden onun stresini yaşamaya başlamıştım, saat ilerleyince hepimiz kalkmış evlere dağılmak üzere ayrılmıştık. "Yağız, gelsene bi." Gökhan abimle önden yürürken sesimle yanıma geldi, Eren gözlerini kısıp bizi yalnız bırakarak Gökhan abimin yanına gitti, abimlere baktım"Abi siz önden gidin, ben bir şey konuşacağım Yağızla." Abim fazla sorgulamadan kafa salladı ve Erenle önden gittiler. Yolun kenarındaki banka oturdum, yanıma oturduğunda sıkıntılı bir soluk verdim.
"Yavrum söyle artık son yarım saattir gerginsin zaten fark ettim. Noldu?" Gözlerim yerdeki taştaydı, ilk defa taş görmüş gibi inceliyordum. "Lavin! Kime diyorum kızım ben?" İrkildim, dalmıştım. "Şey diyecektim.." sabır çekip gözlerini kapattı "Tamam Yağız ya kızma hemen, annenler gitti ya bugün Bursa'ya." Kaşları çatıldı ve gerildi, daha çok büzüştüm olduğum yerde "Kızın ailesiyle geliyorlarmış, onları misafir edeceklermiş..ama hemen sinirlenme sadece iki gün."
Oturduğu banktan doğruldu , ellerini saçına koyup sertçe kaşıdı kafasını "Ben anlamıyorum ki dost mu düşman mı bu insanlar? Ne demek ulan evime getirmek adamın iki gün önce kırdım burnunu, neye güveniyorlar bunlar gerçekten anlamıyorum, kafayı yedirtecekler insana!" Telaşla bende kalktım ayağa, ellerini tuttum sakinleştirmek için "Sevgilim şimdi sen gitmedin ya hani Bursa'ya, onlarda bir nevi telafi içi-" sözümü kesen ellerini ellerimden çekip sesini yükseltmesi oldu.
"Ulan neyin telafisi neyin? Şerefsiz herif sevgilimin kolundan belinden tutuyor bende hak ettiğini vererek benzetiyorum herifi. Olay bu kadar ulan bu kadar! Bitti gitti, bunun neyini telafi etmeye çalışıyorlar neyini?!" Sinirle yumdum gözlerimi, insanda biraz olsun bir düşünce olurdu değil mi, ama yok Yağız da yoktu. Hemen hiddetleniyor bağırıyordu sayıyor sövüyordu. Adamdan sayıp dinlemiyordu bile beni
"Yağız Ali yeter artık kendine gel ya, ne bu iki gündür kırmızı görmüş boğa gibi hareketlerin. Sokaktan geçen bir insan olsa hadi yine neyse diyeceğiz belki bir ihtimal, ailesinin akrabalarının gözünün önünde dövdüğün o adam abinin kayınçosu oluyor, kızın abisi yani abisi! Anlamıyor musun sen? Ya da anlamazlıktan gelmek hoşuna mı gidiyor bilmiyorum ama artık yeter çok sıkıldım bak çok bunaldım. Kabul et artık şunun hata olduğunu ya, şu inadını yen ve de ki evet hataydı daha düzgün bir şekilde kavgasız gürültüsüz de halledebilirdik bu mevzuyu de!"
Nefesim yetersiz kalınca sustum, sesim sonlara doğru çatlamıştı. Bana dudakları hafif açık kalmış bir şekilde suskun, öylece bakıyordu. Fazla mı üstüne gittim diye bir an düşündüm ama hayır bana göre yaptığı hataydı ve olayın başlangıç noktası olan kişi olarak bunu söylemek boynumun borcuydu.
"Yağız Ali sus diye söylemedim bunları, ya da canını sıkmak için değil. Sadece bak o an gerçekten dışarıdan bakınca nasıl göründüğünü görmedin. Çıldırmış gibiydin, o kadar insan vardı odada, beş kişi çocuğu elinden almaya çalıştılar ya, alamadılar.. o derece gözün dönmüştü. Şiddet bir çözüm değil, benden şiddet söz konusu olduğunda benim için dahi olsa arkanda durmamı, seni savunmamı bekleyemezsin üzgünüm. Senden tek bir ricam var, farkındayım kızgın hatta belki de kırgınsın abine biliyorum ama yinede onun hayatı için önemli olan bu iki günde zorluk çıkarma.Hatanı kabul etmedin, annenlere Bursa'ya gidip bir açıklama bile yapmadın en azından onlar geldiğinde sorun yaratma. Oraya kadar gidip senin adına açıklama yapan ailen için, abin için ve benim için. İçinde tutamadığın o manyak sinirlerine hakim ol, lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Mahallesi
RomanceKendine çekti, sıkı sıkı tuttum nefesimi, "İntikam he?" kulağıma fısıldamasıyla sesim içime kaçtı cevap veremedim "Hep böyle cadı mıydın sen, yoksa ben bazı şeyleri yeni mi fark ediyorum?" burada ima ettiği şeyin ne olduğunu anlamamış olsam bile hey...