Yağızla biraz daha kafede oturduktan sonra evlere dağıldık. Benim için epey yorucu bir gün olduğundan dolayı günün geri kalanını yatarak geçirmeyi planlıyordum ki annemin seslenmesiyle derin bir iç çekip bağırdım "Geliyorum geliyorum." Aşağı inip yanına gittim yine mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu, kesin benide alet edecekti. "Akşama halanlar geliyor ben her şeyi hazır ettim bir tatlı yap da kusur bulamasın."
'Uzak durman gereken şeyler' adlı bir liste yapılsa ilk madde kesinlikle akraba sonra baba tarafı akraba olmalıydı. Bugüne kadar hiç hayrını görmemiştim bu iki maddenin. Özellikle halam en baştan beri sevmezmiş annemin anlattığına göre annemi. Babamın vefatından sonra da anneme destek olması gerekirken tam tersi elini eteğini tamamen çekmiş üstümüzden.
Henüz beş yaşındaki beni ve aramızda çok fazla yaş farkı olmayan abimleri kendi çalıştığı ekmek parasıyla zar zor büyütmüş. Öyle ki o zamanlar temizliğe gittiği evlerde bile Erenle beni kendisiyle götürmek zorunda kalıyormuş. Böyle bir anneye sahip olduğum için çok şanslıydım. Daldığım düşüncelerden sıyrılıp anneme döndüm.
"Hayırdır niye geliyormuş?" Dudağını bilmem dercesine büzdü "Öldük mü kaldık mı kontrole geliyor herhalde."
Bir an gülesim gelse de aileden birine bir şey olma düşüncesi bile korkutucu geldiğinden kızdım anneme "O nasıl söz anne ya Allah korusun." Lafıma cevap vermeden sadece öylesine bir güldü, halamı görmek ona pek iyi gelmiyordu iğneli laflarından ve geçmişteki tavırlarından olsa gerek, ilklerde olaya tek taraflı bakmamak için annemden taraf olmadım hiç aksine halamı anlamaya çalıştım ama gerçekten anlaşılacak gibi bir hali yoktu. Sebebini bir türlü anlayamadığım bir nedenden sürekli gerek bana gerek anneme laf atar yaptıklarımızı her daim eleştirirdi.
Hâl böyle olunca bende bir yerden sonra onu anlamaya çalışmayı bıraktım. Hızlıca düşüncelerimden sıyrılıp en kolay ne yapabilirim diye düşündüm. Halamlara çok da emek getirecek bir şey yapmak içimden gelmedi açıkçası, değmezdi. O yüzden basit bir limonlu kek yeter diye düşünüp işe koyuldum. O sırada annem sessizliği bozdu. "Naptın Yağızla araba mevzusunu?"
Açıkçası annemle daha bu konuyu konuşmaya fırsat olmamıştı, o yüzden iyi olmuştu konuyu açması. "Arabasını istemediğimi söyledim ama o tabii ki ısrarla vereceğim arabayı sende kullanacaksın diyor." Ocağın altını kısarken şöyle bir baktı "Yok yok öyle uygun olmaz en iyisi ben konuşayım Yağızımla." Yani pek fayda edeceğini sanmıyordum ama şansını bir denesindi tabii. "Sen bilirsin." Sonrasında konuşma çok uzamadan abimler de geldi, hızlıca yemekleri masaya götürürken kapı çaldı, halanlar gelmiş olmalıydı. Kıyafetlerime şöyle bir baktığımda basit yüksek bel siyah eşofmanım üstünde de sandık yaka krem kısa tişörtüm vardı. Uygun olduğunu düşünüp kapıyı açtım.
"Hoşgeldiniz, buyrun geçin içeri." Halam yüzündeki sahte gülümsemeyle bir baş selamı verip geçti ardından halamın aksine sıcak ve babacan tavırlı eniştem onun ardından da kuzenim Zeynep ve Furkan girdi.
Zeynep yirmi yaşında kendi halinde sessiz sakin bir kızdı, bana ne yararı ne zararı dokunmamıştı şu güne kadar o yüzden ona karşı nötrdüm, bana davrandığından ne eksik ne fazlaydım. Kız kardeşinin aksine Furkan, Erenle yaşıttı ve onu severdim. Eğlenceli bir kişiliği vardı ve annesinden kesinlikle bağımsızdı. "Hoşbulduk teacher."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Mahallesi
RomanceKendine çekti, sıkı sıkı tuttum nefesimi, "İntikam he?" kulağıma fısıldamasıyla sesim içime kaçtı cevap veremedim "Hep böyle cadı mıydın sen, yoksa ben bazı şeyleri yeni mi fark ediyorum?" burada ima ettiği şeyin ne olduğunu anlamamış olsam bile hey...