-31-

4.4K 143 4
                                    

Canını istese tereddüt etmeden vereceği kadının ağzından çıkan cümleleri duyan Yağız yerinde öylece kaldı. İlk on saniye ikiside konuşmadı.

Lavin bir çıkmaza düşmüştü her ne kadar Yağız'ı her şeyden çok sevsede o görüntüyü, o konuşmaları bir türlü kendine yediremiyor ve olay henüz çok taze olduğundan mantıklı düşünemeyerek umarsızca konuşuyordu, zira söylediği cümlelerin yanında oturmuş dudakları şok içerisinde aralanan sevdiği adama neler hissettirdiğini bilseydi kendiside en az Yağız kadar kötü hissederdi. "Ne diyorsun Lavin, ne demek boşanmak? Biz birbirimizi seviyoruz.. değil mi?" Ömrü hayatı boyunca böyle titrek çıktığını hatırlamıyordu Yağız kendi sesinin, öyle bir tereddütle sormuştu ki bu soruyu zaten korktuğu gibi de oldu, Lavin ona cevap verme gereğinde bulunmadan arabadan bir hızla inip adeta koşarcasına evine girdi.

Yağız bir süre yumruk olmuş elleri direksiyonda öylece bekledi. Ne diyeceğini bilemediği nadir anlardandı. Sonra telefonu çaldı, arayan Gökhan'dı. Yaşadığı şoktan çıkmak adına kafasını iki yana sallayıp boğazını temizleyerek cevapladı dostunun aramasını "Söyle Gökhan." Gökhansa her zaman gittikleri meyhanede acı rakısını tekte attı o sıra "Bizim mekandayım, gelsene." Yağız ona tamam diyerek son sürat bastı gaza, işine gelirdi şuan geberene kadar zıkkımlamak. Zaten bu kafayı toparlamanın ve bu olayları unutmasının başka çaresi yok gibiydi. Çok geçmeden vardı mekana, arabasından inip kilitleyerek girdi içeri, gözleri bir şahin edasıyla buldu hemen dostunu. Kadehe adeta sarılmış kafa hafif leyla olmuştu belli.

Yanına oturur oturmaz garsondan bir rakıda kendisine istedi "Oo hoşgeldin enişte." Yağız ters bir bakış attı dostuna "Hayırdır Gökhan ne bu halin?" Gökhan hüzünlü bakışlarını bardağına dikti "Gizemle bozuk aramız, bazen diyorum kii erken mi oldu bu evlilik? Çok mu acele ettik.." Yağız bugün bir kez daha şaşırdı, onun tanıdığı Gökhan Gizem'e deli gibi aşıktı. Kolay kolay kavga bile etmezlerken şimdi böylesine ciddi bir cümleyle afallamıştı "Ne diyorsun oğlum sen? Ne oldu düzgünce anlat."

Gökhan masada duran paketinden bir dal çıkarıp bir de Yağız'a uzattı, aynı anda yaktılar zehirlerini "Çocuk istiyorum Yağız, baba olmak istiyorum. Gizem istemiyor, ben anne olamam diyor olmaz diyor.." Yağız keyiften uzak alayla güldü "Manyak mısın lan sen, daha yeni evlisiniz o yüzden istemiyordur." Gökhan üst üste çekti nefesleri içine, bu sırada Yağız'ın de geldi rakısı, sek yaptı kafaya dikip "Yok Yağız Ali yoook, nişanlıykende konuştuk biz bu mevzuyu, kız anne olmak istemiyor ya, şaka gibi ulan. Hangi kadın istemez anne olmayı? Gizem istemiyor."

Yağız ne söyleyeceğini bilemedi o an, ne demek anne olmayı istemiyordu. Halbuki Lavin'i öyle miydi.. deniz mavisi gözlerinden parıltılar ışık gibi parlaya parlaya vermişti çocukları olacağının haberini, dün gibiydi baba olacağını öğrendiği o gün. Kontrolü da yaklaştı dedi içinden, sonunda ultrasonda görebileceklerdi ufaklığı. "Üstüne gitme Gökhan sen yinede, oluyor bazen kadınların böyle dönemleri. Belki başka sıkıntıları vardır onları dert ediyordur, bu konuyu o yüzden şimdilik erteliyordur. Olabilir." Oysa ki Gökhan böyle düşünmüyordu, Gizemin gözlerindeki o kararlılığı görmüştü, ciddiydi gayette.

"Başka ne sıkıntısı olabilir lan, sevdiği adamla evlendi, ailesiyle görüşüyor. Maddi sıkıntımız çok şükür yok, arkadaşları da var. Bir insan daha ne istesin Yağız? Çocuk ister değil mi, evinin neşesi olacak bir çocuk.. Her şeyi yerli yerinde sıkıntı edebileceği hiçbir şey yok, yoluna köpek oluyorum ben onun amına koyayım. Ne derse desin yapıyorum, şuraya gidelim buraya gidelim, şunu yapalım bunu yiyelim şunu içelim, şunu al bunu al. Bir kere olsun ikiletmedim ulan daha ne istiyor benden?!" İşte şimdi sesi yükselmişti Gökhan'ın, Yağız'a da anlatınca bir kez daha hak vermişti kendisine, derdi neydi karısının? Anlayamıyordu.

Sevda MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin