-28-

5.4K 166 16
                                    

Düğünümüze neredeyse bir ay kalmıştı, Şubat'ın yirmisine gün almıştık nikah için, düğün içinse kocaman bahçesi olan havuzlu gösterişli bir villa seçmiştik, organizasyon şirketiylede anlaşmış her şeyi halletmiştik. Geriye kalan tek şey evimiz ve gelinliğimdi.

Onları da olabildiğince çabuk halledecektik bu hafta içerisinde. Kontrole gitmiştik Yağız'la beraber küçüğümü görmek için ama inatçı minik yine göstermemişti kendini. Doktorumuz bunun normal olduğunu söylemiş ama sonraki ay mutlaka görebileceğimizden bahsetmişti.

O zaman üç aylık olurmuş ve kendini gösterirmiş miş. Haylaz inatçı dedim içimden, aynı babası.

Annemler ve kızlar hariç hâlâ kimse bilmiyordu neyse ki, umarım öğrenmezlerdi de. Gökhan abim gelip benle konuşmaya çalışmış,'O sözlerin hepsini senin ileride üzülmenden korktuğum için söyledim, yoksa Yağız'la ayrılmanı istemem' demişti, açıkçası çok yorulmuştum bu meseleden o yüzden ona kafa sallayıp geçiştirmiştim.

Affederdim affetmesine ama söylediği sözleri ben öyle kolay kolay unutmazdım. Yine de ona tamam sorun yok demiştim. Büyüklük bende kalsın diye..

Her cuma olduğu gibi eve gelir gelmez yorgunluktan atmıştım kendimi yatağa ki aşağıdan annemin seslenmesiyle üşene üşene kalktım henüz bir saattir uzandığım yataktan.

Merdivenlerden uyuşuk uyuşuk inerken koltukta oturmuş annemle konuşan Yağız'ı gördüm. Yüzümü kocaman bir gülümseme kaplayarak bu sefer seke seke indim merdivenleri, beni gören Yağız kaşlarını çattı sertçe "Lavin dikkatli in düşeceksin."

Daha yavaş inip yanlarına oturdum "Hoşgeldin, mahalleye geleceğini söylememiştin." Dumanı üstünde tüten çayından büyük bir yudum aldı, amma çok seviyordu çayı beyimiz "Sizi almaya geldim." Ona sorarcasına baktığımda annemle bakışıp güldüler "Hazırlan bizim köye gidiyoruz." Hâlâ anlamadığımı fark edince dudağının bir kenarı kıvrıldı "Babam dedemlere haber vermiş evleneceğimizi, bunu duyunca beni arayıp kızı getir buraya diye başımı şişirdi. Henüz nişan yapmadığımızı da öğrenmiş yüzük burda takılacak diye tutturdu. Bir saate çıkarız yola acele etsen iyi olur."

Annem gülerek ayaklandı "Ben hazırladığım çantamı getireyim." Bense hala şaşkındım, Barış abinin düğününde tanıştıracaktı aslında Yağız çoğu akrabasıyla beni ama tamamen unutmuştuk ve akrabaları da zaten İzmir'de kalmamış düğünden hemen sonra köye dönmüşlerdi. Ve şimdide sırf tanışmak ve nişan yapmak için Ispartaya mı gidecektik? Yağız'ın babası Rasim amca Sumru teyzeyle henüz yeni evliyken o zamanlar iş bulmak için İzmir'e bizim mahalleye taşınmışlar sonrasında İzmiri çok benimsedikleri ve artık kurulu bir düzenleri olduğu için Ispartaya bir daha dönmemişlerdi. Bu yüzden Yağız'ın baba tarafı ve hatta anne tarafı Ispartadaydı. Rasim amcayla Sumru teyze uzaktanda olsa akraba oldukları için haliyle ikisininde ailesi aynı yerdeydi yani. "Ama biz nişanı burda yapacaktık zaten iki haftaya. Hem Yağız araba tutar şimdi beni nasıl gideceğiz beş saat yolu?"

Bitirdiği çayını masaya bırakıp rahatça arkasına yaslandı "Evet öyle yaparız diye düşünmüştük ama şimdi gitmezsek gönül koyar, beni çok seviyor Haşim dedem. Yoksa inan bende gitmek istemezdim. Şu iki günlük haftasonumu evimde dinlenerek geçirmekti niyetim ama emir büyük yerden. İstersen doktoru arayıp sakıncalı olmadığını söylediği takdirde uçakla gidebiliriz." Dudağımı dişleyip içten içe iyice ofladım, tabii ki de tanışmak şarttı sonuçta şunun şurasında bir ay sonra evlenecektik ama işte.. sanırım biraz heyecan ve stres de basmıştı beni. Ya akrabaları beğenmezlerse beni? Tek baba değil ki anne tarafıda orda olacaktı. Teyzeleri, dayıları halaları amcaları.. sıkıntıya girdim iki dakikada "Güzelim neyi dert ediyorsun? Nişanı yapar bir gün kalırız en fazla hemen döneriz sonra. Hem eminim çok seveceksin hepsini, özellikle Haşim dedem, çok sevecen iyi biridir. Yapma böyle." Yanlış anlamasından korkarak yanına iliştim çabucak

Sevda MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin