"Göremezler canım göremezleer.." çırptığım limonlu keki fırına atarken şarkının devamını mırıldandım "Sende benim gördüğümü onlar bi yudum nefesler.." derecesini de 160'a getirdiğimde geri kalan tek şey kekin olmasını beklemekti. "Hayırdır? Pek bi mutlusun mutfağa adım atma lütufunda bulunduğuna göre." Annemin sesiyle irkilip omzumun üzerinden ona baktım "Yağız'a kek yapıyorum akşam için, geçenlerde istemişti."Eve geldiğimden beridir odamda yüzüğüme bakıp duruyordum hatta onunla aşk yaşıyordum bile diyebilirdim ama annem şimdilik görmesin diye geri çıkarmıştım. Ailemize bunu Yağızla beraber söyleyecektik, bu akşam anneme Sumru teyzeleri çağır dediğimde çok sorgulamamış akşam yemeği için davet etmişti. Aslında henüz akşama vardı o yüzden annem daha yemeklere başlamamıştı ama ben içimdeki kıpırtı ve heyecan yüzünden yerimde duramamış kendimi mutfağa atmıştım.
"İyi yapmışsın iyi, kekin fırındayken bana yardım et azıcık. Yemeği beraber hazırlayalım." Ona kafa sallayıp verdiği görevleri yapmaya başladım, ben mercimek çorbasını yaparken annemde aklındaki menüyle yemeklere girişti. Akşam için çok heyecanlı ve mutluydum, hemde uzun zaman sonra bu kadar mutlu. Bir an bu mutluluğun yakın zamanda bozulacakmış hissine kapılsamda hemen ittim o düşünceyi, evrene güzel enerjiler göndermek lazımdı sonuçta.
Mutfakta geçen iki saatin sonunda yemekler bitmiş, kek pişmişti. Fırının sıcağıyla kalması için keki çıkarmadım, saate baktığımda yarım saate geleceklerini fark ettiğimde odama fırladım. Üstümdeki yemek kokusundan arınmak için kıyafetlerimi değiştirdikten sonra bu akşam bizim için özel olduğundan güzel bir makyaj yaptım. Ben hazırlanırken kapı çalınca yüreğim neredeyse ağzımda atıyordu, halbuki sadece ailelerimize evleneceğimizi söyleyecektik. Annem yaptığı yemekleri biricik oğlu olan ve evlenmesine rağmen her gün bizim evde olan Gökhan abimleri de çağırdı, bana kalırsa çağırmasına gerek yoktu çünkü kendileri gelirdi büyük ihtimalle.
Makyaj masamın üstündeki parfümümü de sıktıktan sonra seke seke aşağıya indim, gelen tabii ki Gökhan abim ve Gizem yengecimdi. "Hoşgeldiniiz." Neşeli sesime benim kadar olmasa da hoşbulduk dediler. Hemen ardından kapı çaldığında koşarak açtım. "Hoşgeldiniz buyrun." Rasim amca bana içtenlikle gülümseyip ceketini bana verdi, vestiyere astığım sıra kocasının arkasından gelen Sumru teyze beni kendine çekerek sarıldı "Bu aralar hiç görüşemiyoruz Lavinim, özledim seni gelmiyorsun da hiç."
Evet bu aralar pek görüşememiştik malûm biraz sıkıntılı bir kaç olay olmuştu. "Bende seni özledim Sumru teyzecim, gelirim biraz dersler fazla ondan gelemiyorum." Yanağımı sıkıp kocasının arkasından içeri geçti "Hoşbulduk abisi, naber?" Barış abinin yanağımı sıkmasıyla güldüm, gözünde beş yaşında falandım sanırım "İyidir abi çok şükür, geç içeri ayakta kaldın."
Bana göz kırpıp o da içeri geçtiğinde sonunda Yağız'ı görebildim, yeşil gözleri bugün açık tonundaydı. Direkt ona sarıldığımda burnunu saçlarıma gömüp derince kokladı "Çok mu özledin sevgilini, daha dün beraberdik halbuki." Alaylı sesiyle kollarımı geri çekip omzuna vurdum "Sen özlemedin herhalde, dün senden ayrı kaldığım tek bir an bile işkence azap falan diyordun. Unuttun herhalde hemen Yağız bey!" Burnumu iki parmağının arasına alıp acıtmadan sıktı "Dilde pabuç maşallah, biraz sus da motorun soğusun." Burnumdaki eline çarptım, elini geri çekip kulağıma eğildi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Mahallesi
RomanceKendine çekti, sıkı sıkı tuttum nefesimi, "İntikam he?" kulağıma fısıldamasıyla sesim içime kaçtı cevap veremedim "Hep böyle cadı mıydın sen, yoksa ben bazı şeyleri yeni mi fark ediyorum?" burada ima ettiği şeyin ne olduğunu anlamamış olsam bile hey...