Gökhan abimle Yağız'ın tartışmasının üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti ve bu geçen günlerde onları hiç bir arada görmemiştim. Bu beni üzüyor ve daha kötüsü suçlu hissettiriyordu, ister istemez aralarının bozulmasının sebebi benim diye düşünüyordum. Elimden geldiği kadar bugüne kadar Yağızla olan sıkıntılarımı ailemize yansıtmamaya çalışmıştım ama başarılı olamamıştım. Ve sonuç olarak da işler bu noktaya gelmişti.Çalan telefonum beni daldığım düşüncelerden ayırmış gerçek dünyaya geri döndürmüştü "İniyorum hemen." Telefonu hemen kapatıp küçük çantama koyarak kırmızı rujumu tazeleyip aşağıya indim, Yağız'ı bekletmek ve olası yeni bir tartışmaya girmeye hiç gerek yoktu. "Kızım eliniz boş gitmeyin aman diyeyim ayıp olur. Pastaneden tatlı falan götürün." Anneme hızlı hızlı kafa sallayıp görüşürüz dedikten sonra uzun topuklu siyah ayakkabımı giyip çıktım.
Bugün, düğünlerinde görüşelim diye sözleştiğimiz ama bir türlü fırsat bulamadığımız Yağız'ın yakın iş arkadaşı Kenan ve Leyla'nın evine akşam yemeği için davetliydik. Açıkçası biraz gergindim çünkü oraya bir çift olarak gidecektik. Bu içimde tatlı bir heyecan yaratıyordu. Arabanın kapısını açıp koltuğa oturduğumda Yağız beni üstünkörü inceleyip önüne döndü, insan bir sarılır öperdi değil mi? Yağız yontulmayacak bir odundu.
"Hoşgeldin yavrum, hızlısın bugün gözlerim yaşardı." Ona göz devirdim, espritüel günündeydi belli ki. "Abartma istersen. Sahi soracaktım unuttum, bu araba yeni mi?" Motoru çalıştırıp gaza bastı "Yeni ama geçici sayılır, bi ara araba alım satım işi yapıyordum hatırlıyor musun?" Devam et der gibi kafa salladım "Sonradan bıraktım o işi ama şimdi tekrar başladım. Anlayacağın sık sık araba değiştireceğim." Arabayı incelerken merakla sordum "Neden bıraktın ve şimdi neden başladın?"
Yeşilleri yanan kırmızı ışıktaydı "Ek gelir için başlamıştım sonradan gerek duymayıp bıraktım şimdi tekrar gerek duydum o yüzden tekrar başladım." Tane tane açıklamasıyla kendi kendime düşündüm, tekrardan ek gelire ihtiyaç duymasının sebebini dört ay sonraki düğüne yordum. "Yağız düğün için falan tekrar başladıysan gerek yok buna, tüm masrafları tabii ki de sen karşılamayacaksın."
Yeşil yanmasıyla tekrardan gaza bastı "Lavin şu para meselesi kadar canımı sıkan bir şey yok. Düğün erkek tarafınındır ve ne seninle ne de ailenle bu konuyu konuşmak bile istemiyorum. Bırak bazı şeyleri geleneklere göre yapalım."
Sanki her şeyi gelenek ve göreneklere göre yapıyorduk da bunu da öyle uygulayacaktık. "Nişan kız tarafının yalnız biliyorsundur umarım, malûm geleneklere göre yapacağız ya hani?" Gözlerini kapatarak sabır çekti "Bana kalırsa nişan için ekstradan bir organizasyona gerek yok, aile içerisinde sevdiğimiz insanları çağırarak küçük bir kutlama yaparız. İsteme gerçekleşir sonra da yüzük takarız olur biter."
Tanıdığım bir çok insan nişanı düğün salonlarında düğüne benzer şekilde yapmıştı, öyle görünce bir yandan heveslenmiş bir yandan da abartı bulmuştum. Düğün zaten çok yorucu olacakken bir de nişanın abartılarak yapılması biraz lüzumsuz gelmişti. Ama bence Yağız'ın nişanı küçük yapmamızı istemesinin sebebi masrafları bizim yapacak olmamızdı. Çünkü o da biliyordu ki ne abimler ne de annem asla izin vermezdi nişanı onların yapmasına, bunu bildiği için bizide zora sokmak istemiyor küçük bir şey olsun diyordu. Her zaman ki gibi ince düşünceliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Mahallesi
RomanceKendine çekti, sıkı sıkı tuttum nefesimi, "İntikam he?" kulağıma fısıldamasıyla sesim içime kaçtı cevap veremedim "Hep böyle cadı mıydın sen, yoksa ben bazı şeyleri yeni mi fark ediyorum?" burada ima ettiği şeyin ne olduğunu anlamamış olsam bile hey...