ᴀᴄᴀᴅᴇᴍʏ ᴏꜰ ᴇʟᴇᴍᴇɴᴛꜱ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓

öküz müsün

dun atmicam dedim ama o kadar bos gecti ki gun
hem 1k olduk 😭😭😭😭
okunmuyo diye agladim ama 1k olduk sonucta
bu arada mintciko dondurma coksel ya

<<<>>>

yaklaşık üç gündür yarış vardı. sunoo ve dönemi ilk gün yarıştığı için ilk günü heeseung ile geçirmiştim. diğer günler iki günde de heeseung yarışacaktı ve ben izleyemeyeceğim için sunoo ile beraber gezmiştik.

bu üç gün içinde herkes yarışmıştı ve bir günlük aradan sonra ikinci tur oynanacaktı.

2. sınıflar çok diye heeseung iki yarış yapmıştı ve ikisinden de kolay çıkmıştı. jungwon ile konuştuğumda jay ve kendisinin de geçtiğini duymuştum. hatta jay'i heeseung'u izlemesi ve bir şey olursa beni çağırması için başına dikmiştim.

ben ateş ve toprakta ondan daha kolay bir şekilde hamleler yapabildiğim için o iki elemente sahip biri gelir diye korkmuştum ama şansımıza gelmemişti.

psikoloji ve hava gelmesi de fazlasıyla şanslı olduğunu gösteriyordu.

••••

"yah heeseung!" onu görmem ile arkasından koşup beline sarılmıştım. ellerimi kendinden çekip bana dönmüştü.

"bebeğim çok özledim..."

"ben de çok özledim... dayanmayı denedim ama izleyemedim özür dilerim"

"sorun değil bebeğim. bugün yarım günümüz var yarın da tamamen boşuz. istediğini yaptıracağın gün hangisi olsun?" derken ben de kıkırdamıştım.

"yani şimdi gülüyorsun ama korkutmuyor değil"

"bir şey yaptırmayacağım merak etme ama bir yere gideceğiz bugün"

"nereye"

"sürpriz! şu an sarılmaya devam edebilir miyiz sunoo bir türlü bırakmadı beni"

kafasını sallayıp onayladığında ellerini daha da sıklaştırmıştı.

••••

"bu pisti sunoo ile gezerken gördüm. o yüzden seninle gelmek istedim. yani istediğim şey bu."

"buraya iddiaya girmeden de gelebilirdik biliyorsun değil mi?"

"biliyorum boş zamanımız varken gelmek istedim işte. yoksa daha kötü şeyler de düşünebilirim"

"tamam tamam hadi girelim."

piste girdiğimizde heeseung hızla önümden geçip ilerlemiş ardından dönerek geri geri giderken bakışmıştık.

ben ise hızla ilerlediğimde kendi etrafımda birkaç kez dönmem ile şaşırmıştı.

"nasılım?"

"ben aşık oldum galiba" heeseung bana bakarken kıkırdamış yanına gitmiştim.

"küçükken tüm harçlıklarımı kursa ve malzemelere yatırmıştım. en sevdiğim şey burada saatlerimi geçirmek. kendimi buluyorum da denebilir"

bana yaklaşmış elimden tutup beraber ilerlememizi sağlamıştı.

"burası bugün genelde boş olurmuş istediğimizi yapabiliriz ve istediğimiz kadar zaman geçirebiliriz"

"ne? ne ara öğrendin? ben getirdim seni buraya"

"sen pisti izlerken buranın sahibi ile biraz konuşmuş olabilirim... şimdi bunları düşünmeyelim vee" diyip ellerimizi ve dudaklarımızı kenetlemişti.

"senden çok hoşlanıyorum park sunghoon!"

"aptal bağırma"

"artık adı olmayan ilişkimize boyut atlatabilir miyiz?"

"öküz müsün?"

"tamam tamam kızma ya sevgilim olur musun?"

göz devirip tekrar dudaklarımızı birleştirmiştim.

bunu yapmasını beklemiyordum ama zaten tüm hayatımı onunla geçirecektim biraz hızlı davransak sorun olmazdı?