"nasıl gidiyor güç almaya çalışmanız" wooseung ikimize baktığında ben umutsuzca kafamı sallamıştım.
"gerçekten ben yoruluyorum. sunghoon'u düşünemiyorum. aramızda yaklaşık bir yıllık bilgi farkı var" demişti.
"bilmediğim hamleleri tutup geri göndermeye çalışmak cidden zor ama bildiklerim rahat oluyor. mesela ateş ve su topları hortum gibi en çok bilinen şeyleri rahat tutuyorum. geçenlerde sudan girdap oluşturmayı öğrendim-"
"ve buna bayıldı" diyerek sözümü kesen heeseung'a başta kızmış sonrasında da onu onaylamıştım.
"kyubok hocayla da tanıştık zaten çok tatlı biri"
"peki babam ve senin hakkında bir şey söyledi mi sunghoon hyung?" sunoo merakla bana döndüğünde içtiğim kutu biranın bitmesiyle yenisine uzanmıştım.
"biraz konuştuk. zaten seohoon hoca önceden anlattığı için beni biliyormuş. yaklaşık bir 17 yıl önceden beri filan" buruk bir şekilde gülümsememden sonra heeseung omzumu okşamıştı.
yanımda olduğunu her an hissettiriyordu. ve ben bu hissin her zaman yanımda olmasını istiyordum.
"ruh eşisiniz çalışırken sorun yaşadınız mı acı gibi?" wooseung hyung bize iksirleri veren kişi olduğundan soran da oydu.
"iksiri içtikten sonra denemek için yüzüme yumruk attı" hepsi heeseung'un dediği ile şaşırmışken söylediğini yalanlamamıştım.
"nasıl vurduysam o an acı çekmedim ama iksirin etkisi geçtiğinden beri ağrıyor" hepsi dediğime gülerken soru cevaba devam ediyorduk.
bir gün gelmemiş olmamıza rağmen her şeyi merak ediyorlar ve yıllardır yokmuşuz da yeni gelmişiz gibi hissettiriyorlardı.
"peki derslere katılmayacak mısınız artık?"
"güç almayı hallettiğimizde tekrar dönmemiz en iyisi olur aslında ama aklımda bir fikir var" heeseung düşünürken ben de ona dönmüştüm. çünkü böyle bir şeyden haberim yoktu.
"ne yapacaksınız?" jay konuştuğunda, jake ile konuşması bitmişti galiba ya da konu ikisinin ilgisini çekmişti ki bize dönmüşlerdi.
"sunghoon'u çalıştıracağım"
kaşlarımı çatıp ona döndüğümde "sonraki yarışlara katılmak istiyordun. temelden bazı şeyleri benimle beraber derse girmek için öğrenmedin ve şu an güç alırken bu yüzden zorlanıyorsun. ruh eşlediğimizden dolayı da sen birinci sınıf derslerini almak istesen bile ayrı olmamız zor olur. mesela yarışlarda da iksir içip çıkmamız gerekiyor. acı hissetmememiz için"
hepsi heeseung'un açıklamasını anladığı için onaylarken aklıma takılmıştı. "peki ikinci sınıf konuları"
"senin sorun edeceğin son şey olmalı" diyen riki'ye dönmüştüm.
"heeseung'un güçlerini fazla hafife alıyorsun hoon" diyen jungwon ile heeseung "beni fazla hafife alıyorsun diye boşuna söylenmiyorum güzelim" demişti.
"heeseung şu an üçüncü sınıf seviyesindedir en az" diyen wooseung hyungla anladığımı belirtmiştim.
"sevgiline biraz güvenir misin?"
"tamam ya abartma kendini o kadar. ben de kolay öğrenirim bir kere?"
"boynuz kulağı geçebilir" diyen jake ile çak yapmıştık.
"en yakın arkadaşım ve sevgilim bir oldular help"
"ağlayabilirsin köşende lee heeseung-shi"
"öyle mi park sunghoon?" 'sen görürsün herkes gittiğinde yalnız kalacağız' dediğinde gergin bir şekilde gülümsemiş yerimde rahatsızca kımıldamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀᴄᴀᴅᴇᴍʏ ᴏꜰ ᴇʟᴇᴍᴇɴᴛꜱ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓
Fanfic18 yaşına giren ailesinde element bükücüye sahip herkes element okuluna getirilir.