jisung

234 29 9
                                    

bi bolum duzenleme yapip bi test cozcem boyle boyle bugun finali vercem bu fici tak etti

<<<>>>

derslere girmeye tekrardan başladığımızda heeseung namjoon hocanın yanına gideceğini söylemişti.

ben iste bir tane banka oturmuş etrafı izliyorken yanıma jisung gelmişti.

"merhaba... nasılsın?" "iyi"

"oturabilir miyim yanına?"

"oturmadın mı çoktan?"

normalde nezaket kuralları diye bir şey vardı ve ben fazlasıyla uyuyordum ama minho'ya olan kinim bunun önüne geçiyordu.

tabii jisung bir şey yapmamıştı ama sevgilim ölecekti yani.

"dersiniz ne?"

"psikoloji"

"aa bizim sınıf" konuşmanın devam etmediğinin farkında olsa da devam ettirmeye zorlayacak gibi duruyordu.

"ne var ne söyleyeceksin? geldiğinden beri bir şey söylemek istiyor gibisin zaten"

normalde herkese eğlenceli halimi gösterdiğim için jisung'un şaşırmasını anlıyordum ama eşimin ölmesine sebep olucak kişinin sevgilisine canım cicim demek istemiyordum.

bu düşünce daha kaç kere beynimde gezecek hiçbir fikrim yoktu.

"yani... ben minho'nun adına sizden özür dilemek istemiştim. o sarhoşken zihnini okudum... yani bu yaptığım doğru değildi ama heeseung'u kışkırttığını öğrendiğimden beri vicdan azabı çekiyordum."

elleriyle oynamaya başladığında benim bir şey dememem ile konuşmasına devam etmişti.

"yanınıza gelmek istedim ama bir nevi ondan faydalandığım için utanıyordum. bu bir haftalık süreçte çok düşündüğüm için changbin'e zihnimi okutmuş. sonucunda da kavga edip ayrıldık. tabii şu an arkamdan koşuyor. her konuştuğumuzda söylediklerinde samimi olsa bile emin olamıyorum. namjoon hocanın dediği şey aklıma geliyor. ılımlı mı yaklaşmalıyım?"

"açıkçası heeseung bana minho'nun ne söylediğini söylemedi. hatta kendim öğrenmeye çalıştım ama başaramadım biliyorsun düşüncelerini gizleyebiliyor. ama bence ne yaparsa yapsın bu heeseung ile onun arasında..." gerçekten böyle düşünüyordum ve zihnini okurken fark etmiştim ki fazlasıyla seviyordu.

bu durumların onu üzmesini istememiştim ama bu hala jisung ile aşko kuşko olmamı göstermezdi.

"...gerçekten minho'yu sevmiyorum. yani eşimin ölmesine sebep olabilirdi ama yarış sırasında elementleri kullanarak istediğimizi yapabiliyoruz."

"işin içine rekabet girince farklı birine dönüşüyor. sonunda pişman oluyor ama iş işten geçmiş oluyor. bilmiyorum ne yapmalıyım"

"bunun için konuşup üstüne git eğer devam ediyorsa ayrılmak daha mantıklı olur. tabii seviyorsan... yoksa umursamana bile değmez. ki baya seviyorsun anlaşılan"

"çok aşığım" diyip buruk bir şekilde gülümsediğinde onu teselli ediyor oluşuma şaşırmıştım.

kafamı sallayarak ona gülümsediğimde mutlu olmuştu. o aklımda böyle değil dersteki eğlenceli hali kalmaya devam edecek gibi gözüküyordu.

heeseung tam da konuşmamızın bittiği sıra namjoon hocanın odasından çıktığında yanımda gördüğü jisung ile kaşlarını çatmıştı.

'sinirlenme hemen' dediğimde jisung'un da zihin okuduğunu unutmuştum.

"nasılsın heeseung?"

"iyiyim ama sen-"

"ben sizden özür dilemeye geldim minho'nun adına"

heeseung anladığını belirtirken jisung gözleri dolu bir şekilde özür dilediğinde ben de ona sarılmıştım.

zaten çok tatlı biri gibi geliyordu birde üstüne okulda bizimle samimi bir şekilde konuşan kişilerden biriydi.

ben de okuldakilerden heeseung gibi umudu kesmiştim taa ki jisung'a kadar.

ᴀᴄᴀᴅᴇᴍʏ ᴏꜰ ᴇʟᴇᴍᴇɴᴛꜱ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin