Kendimi girdiğim hipnozdan kurduğu cümle sayesinde soyutladım ve aramızdaki mesafeyi açarak masada biraz geriledim.
Gözlerimi tekrar ellerimle ovalayıp esneyerek etrafa baktım. Fazla hızlı olmuştu kendi Halime dönmem. Etrafta kimse olmadığına emin olunca tekrar ona döndüm. Elini yanağına yaslamış şekilde beni izliyordu. Deli mi ne.
"Herkes nerde."
"Ah. Benim gelişime özel müdürünüzün yaptığı konuşmayı dinlemek üzere bahçede."
"Ne konuşması." Neydi bu şimdi. Alt tarafı yeni gelen bir öğrenci için bütün okulu dışarı mı dikmişti. Aptal müdür yine zenginlerin götünü yalamakla meşguldü anlaşılan.
Kafamı sağa sola sallayıp olduğum yerden kalktım. Adımlarımı geniş pencereye doğru ilerlettim. Bütün okul aşağıdaydı. Hocalar da dahil. Vay be.
Gözlerimi kısıp bizimkileri aradım. Tabi ki en arkada kıkırdamakla meşgullerdi.
"...bu yüzden lütfen onunla iyi anlaşın. Sizden tek isteğim bu. O bizim için değerli bir öğrenci. Tek bir sorun dahi istemiyorum."
Müdürü dinlediğim sırada arkamda hissettiğim bedenle olduğum yerde dikleştim. Tam arkamı döneceğim sırada iki yanıma uzanan kollarla olduğum yerde kaldım. Nefesi boynuma çarpıyordu.
Ne yapıyordu bu gerizekalı.
"Herkes aşağıdayken sen neden yukarıdasın?"
Tıslayarak güldükten sonra sertçe bedenini geriye itip onu kendimden uzaklaştırdım ve boş koridorda yürümeye devam ettim. Şimdiki hedefim erkekler tuvaletiydi.
"Bu soruyu benim sana sormam gerekmez mi sonuçta konuşmanın baş rolü sensin."
Beni takip ediyordu ama şu an sikimde bile değildi. Sadece işemek istiyordum. Biraz hızlı biraz da yalpalayarak tuvalete ilerledim.
"Ah her başrol görünür değildir. Ayrıca ben olmadan bile herkesi oraya toplayabiliyorsa adım yeterli olmuş demekki."
Söylediği cümleye gözlerimi devirip tuvaletin kapısını açtım.
"Herkesi toplamayı başaramamış gibi ha."
Kabinlerden birine girip kapıyı sertçe itip kapattıktan sonra neden bu kadar zor açıldığını bilmediğim kemerime ilerlettim ellerimi. Lanet şey yine takılmıştı ve açılmıyordu. Biran önce bu şeyi değiştirmem lazımdı yoksa gerçekten ölümüm olacaktı.
Kemeri bilmem kaçıncı zorlayışımda hala açılmamıştı ve ben hafifçe terlemiş ve kızarmıştım. Gerçekten zor duruyordum.
"Yardıma ihtiyacın var herhalde."
Duyduğum sesle hala burda olduğunun farkına vardım. Sinirle ona doğru konuştum.
"Gerek yok. Defol burdan."
"Deme öyle kırılırım sonra."
"Sence umurumda gibi mi duruyor."
Gelen kıkırdama sesine aldanmayıp siktiğimin kemerini küfürler sayarak açmaya çalıştım. Ama lanet şey takılmıştı ve kilit gibi açılmıyordu.
Sinirle vücudumu kabine çarptım.
"Lanet olsun."
Saçlarım birbirine girmişti. İçerisi dar olduğu için vücudum nemlenmişti. Biraz serinlemek için gömleğimin 2 düğmesini daha açtım. Göğsüm yarıya kadar açılmıştı ve bu bana gerçekten iyi gelmişti.
Ani duyduğum kapı açılma sesiyle gözlerimi bulunduğum kabine diktim. Nasıl açmıştı bu kapıyı.
"Aceleden kitlemeyi unutmuşsun."
"Çık dışarı ne yapıyorsun burda."
Sırtımı kabin duvarından ayırıp ona doğru yaklaştım ben ona cevap verene kadar kabine girmiş kapıyı da kilitlemişti.Gerçekten geliyorlardı bana.
Gözleri vücudumu baştan aşağı yavaşça süzdü ve kemerimde takılı kaldı.
"Yardıma ihtiyacın var işte."
Dediği cümleyle eş zamanlı bana bir adım daha yaklaştı.Omuzlarından ittirip onu karşı duvara çarptım. Biraz sert olmuştu ama zerre umurumda değildi.
"Çekil şuradan."
Tam elimi kapının koluna atacağım sırada sertçe bileğimden tutup beni duvara savurdu ve bütün ağırlığını üzerime verecek şekilde bana sokuldu.En az benim kadar güçlüydü.
"Sakin ol güzellik. Sadece yardım edeceğim."
Gözlerim gözleriyle buluştu ve bütün söyleyeceklerim tek tek ağzımdan çıkmadan eski yerini aldı.
"Terlemişsin bile. Bu kadar uğraşacak ne vardı sanki."
Bir santim bile sayılmayacak kadar geri çekildi. Burnu burnuma değiyordu. Gözleri gözlerimdeydi ve elleri...
Şimdi idrak ediyordum ve elleri hiç rahat durmuyordu.
Kollarımdan yavaşça ilerleyip omuzlarımdan göğsüme doğru indi. Ellerinin geçebileceği alan kadar yer açmıştı aramıza fazlası asla yoktu.
"Napıyosun sen! Çek o sikik ellerini üstümden."diyerek tısladım.
Dudaklarıma doğru eğildi daha da olabilirmiş gibi.
"Şşşş sakin ol. Sadece sana yardım ediyorum."
Elleri iyice kasık bölgeme doğru indi ve biraz da olsa yavaşladı.
Gözleri gözlerimden ayrılmıyordu. Nefes alışverişlerimiz hızlanmıştı. Göğüslerimiz her inip kalkmada birbiriyle bütün haline geliyordu.
"Buldum."
Diyip diliyle damağını şaklattı. Başımı eğip ellerinin olduğu yere baktım.
Kemerimin soğuk metaline değdirdi ellerini. Yavaş ve nazik hareketlerle kemerle oynamaya başladı.
Kemere yaptığı her baskı kasıklarıma vuruyordu ve bu bende istemediğim dürtülerin uyanmasına sebep oluyordu.
Kafamı duvara yaslayıp ona baktım.
"Çabuk hallet şu işi."
"Kabullendin bakıyorum."
"Başka çarem var mı?."
"Bir düşüneyim...hayır."
"O zaman önüne dön ve işine odaklan daha fazla dayanamıyorum."
Dilini dudaklarına gezdirip onları parlattıktan sonra gözlerini gözlerimden çekip kemerle uğraşmaya döndü.
Bana uzun gelen ama aslında çok kısa olan 5 saniyenin sonunda mucize şekilde kemeri açmıştı.
Kemeri açtığı gibi onu umursamadan ittirip pantolonum ve iç Çamaşırımı indirip işimi hallettim.
Resmen titremiştim. Seslice ohlayarak kabinden dışarı çıktım. Kapıya yaslanmış beni izliyordu.
Ellerimi yıkadıktan sonra ona döndüm."Hayırdır çok beğendin herhalde."
"Evet, çok."
"Beğendiysen şimdi siktir olup çekil önümden. Seninle daha fazla aynı alanda kalmak istemiyorum."
"O neden güzelim."
Sinirle ona yaklaşıp kapıyla aramda sıkıştırdım onu.
"Bana güzelim demeyi kes."
"Hmm o zaman adını söyle ben de sana güzelim demeyeyim nasıl fikir."
"Minho. Rahatladın mı şimdi. Çekil şurdan."
Onu sertçe itip sonunda havası bol olan koridora çıktım. Yavaş yavaş öğrenciler içeri geliyordu. Sürekli birbirlerine bir şeyler söyleyip kuru gürültü yaratıyorlardı.
Üzerimi düzeltip arkama bakmadan ilerlemeye devam ettim. Duyduğum son sözlere göz devirip sınıfımın olduğu kata çıktım.
"Çok kabasın Minho. Tam benim sevdiğim gibi. Memnun oldum."
![](https://img.wattpad.com/cover/318809845-288-k39021.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Panter
Fanfic"O kadar güzelsin ki seni baştan aşağı kirletmek istiyorum." #HyunHo