Benimle Hyunjin arasında mekik dokuyan gözlere nasıl cevap vereceğimi düşünürken yine ağzını açıp konuşan Hyunjin oldu.
"Ah söylemeye zamanı olmamıştır. Dün okulu Minho kapattı, geç olduğu için de onu evine ben bıraktım."
"Eve mi gittin, stüdyoya gitmeyecek miydin sen?"
"Bana bak Minho sen bize yalan mı söylüyorsun bu
aralar dökül çabuk."Oflayarak zor da olsa kelimelerin ağzımdan çıkmasını sağladım.
"Evet dün bazı aksiliklerden dolayı Hyunjin bıraktı beni. Ve ayrıca stüdyoya gittim size yalan söylemedim yani. Hyunjin ev sanmış olmalı."
"Stüdyo muydu indiğin yer?"
"Ah evet Canımız Bizden her şeyi saklayan arkadaşımızın dans yeri orası."
"Evet, soruları cevapladığımıza göre ben bir tuvalete gideyim."
Çok gerilmiştim ve acilen elimi yüzünü yıkamam gerekiyordu. Kimsenin bir şey demesine izin vermeden kalktım ve tuvalete koşar adımlarla ilerledim.
Kimse yoktu rahat bir nefes alıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra bir süre nefeslendim. Neden gerilmiştim bilmiyorum ama onlara yaşananları benim anlatmam gerekiyordu başkasının değil. Özellikle de onu. Gerçi anlatmamak benim hatamdı. Aman neyse işte olan oldu.
Elimi kapının koluna koyup açtığım anda ters yöne açılmasıyla geriledim.
"Çok mu gerildin sanki hm?"
Bütün iştihamıyla kapıyı aralayıp içeri girdi ve sırtını dayayıp geçecek yerimi tamamen kapattı."Ne işin var burada."
"Seni özledim. Ya da dudaklarını mı demeliyim."
Söylediği cümleyle kan beynime sıçramıştı. Sertçe yakasından tutup gözlerinin içine bakarak tısladım."Ben sana her şeyi unutacaksın demedim mi?Keseceksin o sesini ve ağzından o güne dair tek bir kelime dahi duymayacağım bundan sonra anladın mı beni?"
"Bir şartla."
"Şart felan yok. Dediklerimi yapacaksın dedim o kadar."
"O niyeymiş. Okuldaki herkes ağzımdan çıkacak tek kelimeye bakıyor. Yani ne anlatırsam anlatayım bana inanacaklar sana değil."
Sinirle geri çekildim. Burnumdan derin bir nefes alıp boynumda belirdiğinden emin olduğum damara aldanmadan devam ettim.
"Tehdit mi ediyorsun beni?"
"Ah hayır. Sadece sakin olup beni dinlemeni bekliyorum o kadar."
Bir adım bana yaklaşıp bir elini omuzuma koydu. Sertçe ittim ve aynaya dönerek yüzüne bakmadan konuştum.
"Ne istiyorsun."
"Bu gece seninle kalmak."
Şaşkın bir şekilde arkamı dönüp ona baktım. Dediği şey çok normalmiş gibi bana bakıyordu.
"Anlamadım. Ne saçmalıyorsun sen."
"Stüdyodan bahsediyorum. Bu gece de orda kal. Ben de mekanda işim bitince yanına geleceğim ve gece birlikte olacağız bu kadar basit."
"Neden bunu kabul edeyim?"
"Birincisi benden daha alt durumdasın, ikincisi ağzımdan çıkan her şeye inanacak bir topluluk bu kapının arkasında bekliyor, üçüncüsü ise gidecek yerim yok."
Histerik bir kahkaha attım ve ellerimi cebime koyup ona doğru yaklaştım.
"Gidecek yerin yok öyle mi? Bu zamana kadar nerede kalıyordun sayın zengin Hwang Bey."
![](https://img.wattpad.com/cover/318809845-288-k39021.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Panter
Fanfiction"O kadar güzelsin ki seni baştan aşağı kirletmek istiyorum." #HyunHo