Sinirle ve biraz da kaygıyla terk ettiğim mekandan bizimkilere haber vermeden çıkmıştım. Boş ve karanlık sokakta yürüyordum. Etrafta çok az insan vardı. Nerede olduğumu bile bilmiyordum. Aniden çalan telefonumla elimi montumun cebine attım ve arayan kişiyi kontrol edip telefonu cevapladım.
"Efendim Jisung."
"Neredesin. Hyunjin geldi sen yoksun."
"Annemler aradı acil çıkmam gerekti. Kusura bakmayın."
"Pekala, dikkatli git."
"Tamamdır. Siz de."
Telefonu kapattıktan sonra en yakındaki taksi durağına ilerleyip bir taksiye bindim ve evin adresini verdikten sonra başımı cama yaslayıp daha fazla olanları düşünmemek için kendimi zorladım.
20 dakikanın sonunda taksicinin uyarmasıyla ücreti ödeyip eve doğru ilerledim. Annemleri iki gündür görmemiştim ve günlerimin de pek iyi geçtiği söylenemezdi. Hızla merdivenleri çıkıp kapıyı çaldım ve açılmasını bekledim.
"Oğlum gelmiş."
Hızla ileri atılıp anneme kocaman sarıldım.
"Çok özledin herhalde anneni."Boynuna başımı yaslayıp sıcaklığıyla gevşerken mırıldanarak onu onayladım.
"Aç mısın?"
"Hayır, tamamen tokum."
"Oğlum, hoş geldin. Yok mu bizim yaramazlardan gelen."
Gülümseyerek içeri girdim ve montumu çıkardım.
"Yok baba, biraz onlardan uzak kalmamın zamanı geldi.""Denir mi öyle şey aaaa!"
Babamla ben gülerek içeri geçtikten sonra annemde peşimizden geldi. Hep beraber biraz sohbet ettikten sonra yorgunluğuma daha fazla direnemeyeceğimi anladığımda odama geçip kendimi sıcak ve güvenilir yatağıma bıraktım.Gözlerimi kapattığım anda önüme onun gözleri geliyordu. Kırmızı tutamlarının arasından görünen keskin gözleri. Derin nefesler alarak aklımdaki görüntülerden kurtulmaya çalıştım.
Doğru olanı yapmıştım. Bunu devam ettirmezdim. Bu doğru değildi. Onunlayken kendimi ona çekilirken buluyordum ama sonrasında hissettiğim pişmanlık duygusu beni geri çekiyordu.
Bilmiyordum. Ve düşünmeyi de sevmiyordum. Yan dönerek yorganı başıma kadar çektim ve kendimi uyumak için zorladım. Uzunca bir süreden sonra da başarmıştım.
........
Sabah defalarca çalan telefonuma sıkkınlıkla uzanarak açıp kulağıma koydum."Alo."
"Günaydın Güzelim."
Defalarca duyduğum ses ve cümleyle aniden yerimde dikleşip telefonu gözümün önüne getirdim. Numara kayıtlı değildi ve sesin sahibi Hyunjin'di. İyi de nasıl!
"Alo, orda mısın?"
Telefondan gelen sesle şaşkınlık içinde tekrar kulağıma koydum. Şaşkınlığımın sesime de yansıdığını fark ederek konuştum.
"Hyunjin!""Sonunda. Sabahtan beri seni arıyorum neden açmıyorsun telefonunu."
"Numaramı nasıl buldun ve neden sabah sabah beni arıyorsun."
"Dün sen bir hışım mekanı terk ettikten sonra yeni arkadaşlarımdan aldım diyelim."
"Yeni arkadaşların mı?"
"Evet, neden olamaz mı?"
"Tamam. Neden arıyorsun beni?"
"Cuma günki derse katılamadığım için bana aynı dersi baştan vermek zorundasın."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Panter
Fiksi Penggemar"O kadar güzelsin ki seni baştan aşağı kirletmek istiyorum." #HyunHo