6

1K 75 16
                                    

Kulağıma dolan telefon sesiyle yatağımda huzursuzca gerildim. Gözlerimi açamayacak kadar yorgundum. Susmak bilmeyen telefon yüzünden oflayarak kalktım ve gözlerimi ovuşturup ekrana bakmadan telefonu açtım.

''Alo.''

''Neredesin sen dersin başlamasına 10 dk kaldı haberin var mı acaba?''

''Ne!''

''Kalk hadi ilk ders boş ama anlatman gereken şeyler var o yüzden hızlı ol.''

''Sikeyim seni Jİ-''

Bir şey demeden telefon suratıma kapanmıştı. Biliyordum işin içinde bir şey olduğunu çünkü dersi kaçıracak biri değildim. Her zaman dakik bir insan olmuştum. Sinirden kaçan uykumla söylene söylene yataktan kalktım.

Kısa ve ılık bir duş aldıktan sonra formamı üzerime geçirdim ve çantamı da aldığım gibi yola çıktım. Otobüs şans eseri tam durağa geldiğimde oradaydı hızla bindim ve yol boyu müzik dinleyerek yarım uykumla yolun bitmemesini diledim.

Ama maalesef bitmişti. Duraktan inip 5 dk mesafede olan okula ilerledim. Bazı sınıflar bahçedeydi. Gözlerim bizimkileri ararken ayağıma gelen topla dikkatim dağılmıştı.

Önce topa sonra topun geldiği yöne baktım.

''Minho, topu atsana.''

Rowon... Sakin ol Minho, sakin ol.Gerçekten güne bu şekilde başlamak istemiyordum. Umursamayarak topu rastgele fırlattım ve seslerini duyduğum üçlüye doğru ilerledim. Burada olduğuna göre Seungmin'in de dersi boş olmalıydı.

''Günaydın.''

''Günaydın en sevdiğim, canım, aşkım, bir tanem.''

''Uzak dur.''

''Ya bir sabahta yüzün gülsün bu ne ya.''

''Bak o nasıl olur biliyor musun Changbin. Salak arkadaşımız Jisung beni erkenden uyandırmayınca."

''Fikri bana Changbin verdi yalnız.''

''Eeee seni özledim yani olamaz mı?''

Sabırla of çektim.

''Sen al da bunu iç ve sakinleş.''

''Seungmin olmasa siz ikiniz çoktan başka yerlerdeydiniz.''

Seungmin'in uzattığı kahveyi alıp büyük bir yudum aldım. Çok iyi gelmişti.

''Eeee şimdi anlat o zaman.''

Merakla bana bakan üçlüde gezdirdim gözlerimi. Tatlı olmasalardı gerçekten arkadaşlığımıza tahammül edemeyebilirdim.

''Neyi merak ediyorsunuz sorun bakalım.''

''Neyi mi? Her şeyi. Özellikle dün bize yazdığın şeyi.''

''Ne yazmışım ki''

''Hani dedin ya canım arkadaşım Altımda inlemek için can atıyormuş diye.''

''Evet evet tam olarak bunu yazdın kağıda.''

''Gitti güzelim çocuk. Daha şansımı deneyememiştim oysa ki''

''Uydurdum onu, siz şaşırın da rezil olun diye.''

''NE!''

''NE!''

''Yaaaa tam olarak böyle işte.''

''Nasıl ya yalan mıydı her şey.''

''Evet.'''

''Eee o zaman gerçekte ne dedi. Yanına kadar gittin çocuğun illaki bir şey demiştir ya.''

''Yanımın boş olup olmadığını sordu ben de boş dedim bu kadar.''

Kızıl PanterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin