3

1.1K 85 33
                                    


Merdivenlerden ağır adımlarla çıkıp bir yandan da olaya çok takılmadan az önce olanları düşünüyordum. Nerden bulduysa bu aptal beni.

Ama Jisung ve Seungmin'e hak vermiştim. Gerçekten yakışıklı ve çekiciydi ama bu kadar. Elde tutulur başka bir özelliğinin olmadığı her halinden belliydi.

Düşüncelere daldığım sırada arkamdan gelen bağırma seslerini duydum ve olduğum yerde kalıp geriye döndüm. Döndüğüm an ise bana doğru koşan 3lüyü görmemle yüzümdeki sırıtış arttı. Delilerdi ve boşlardı ama yine de onları seviyordum.

''Lan sen nerdesin?''

''Neler kaçırdın neler.''

''Of Hyunjin'i göremeden bile bacaklarım titremeye başladı. Harbi müdür çocuk için konuşma yaptı ama çocuk ortada yoktu.''

''Of ne gerek var birazdan görürüz işte. Hem size iyi bir haberim var.''

''Ne ne ne ne çabuk söyle Seungmin hadi.''

''Büyük ihtimalle...''

''Büyük ihtimalle evet devam.''

''Hyunjin...''

''Hyunjin eee''

Konuşurken bir yandan ilerlediğimiz için sınıfın önüne gelmiştik. Kulağım ne kadar bizimkilerde olsa da düz bir şekilde ilerleyip sınıfın kapısını açtım. Ve sanırım Seungmin'in neyden bahsettiğini tam o an anladım.

''Bizim sınıfta.''

''Sizin sınıfta.Oh Minho sen de mi biliyordun.''

''O nasıl bil- Hassiktir.''

''Yuh o ne lan.''

''Efsane doğru gençler bana müsade acil tuvalete gitmem gerek."

Arkamdaki 3 lünün laflarına göz devirip üzerimde gezinen delici bakışlara aldanmadan sırama doğru ilerledim. Yani namı diğer Kızıl Panter'imizin yanına.
Masanın önünde dikilip tepeden ona baktım.

''Çekil.''

''Hayır.''

''Bir kez söylenen cümleleri anlamıyorsun sen herhalde''

''Sende biraz fazla kabasın sanki hıh''

Yarım ağız sırıtarak yüzüne doğru eğildim. Fısıltıyla kulağına doğru konuştum.

''Bana bak son kez söylüyorum. Eğer oturduğun yerden kalkmazsan bir daha hiç bir yere bırak izinsiz isteyerek bile oturamayacak hale getiririm seni. Anladın mı şimdi beni!''

Gözlerine çevirdim bakışlarımı. Kurduğum cümlelerin hoşuna gittiğini belli edecek şekilde gülümsedi ve sağ elini sol baldırımı saracak şekilde bacağıma yerleştirip sıcak nefesiyle suratıma  doğru konuştu.

''Hoşuma gideceğini bilsen yine de bunu yapar mıydın?"

Sinirim ve gerginliğim her saniye artıyordu. Boynumdaki damarın belirginleşip yüzümün kızardığından eminim. Tam ağzımı açıp konuşacağım sırada müdürün sesi geldi arkamızdan.

''Ah sevgili öğrencimiz de buradaymış. Hyunjin gel oğlum sınıfa tanıt bakalım kendini.''

Sırıtarak ve bacağımdaki elini kalkarken çekmeyip aksine bütün baldırımdan yavaşça sürüyerek çekti. Çekilmesiyle  sessiz bir küfür savurup ikili sıranın bana ait olan yerine oturdum.

Herkes sınıftaki yerlerini aldıktan sonra hem birazdan işlenecek olan dersin hocası hem de müdürümüz sınıftakileri sessiz olmaları için uyarıp Hyunjin'le konuşmaya başladı.

Kızıl PanterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin