23

999 57 8
                                    


(+18 uyarı.)
Kapının defalarca kez çalınması sonucu olduğum yerde gerilmeye çalıştım ama üzerimdeki ağırlık buna engel oluyordu. Gözlerimi aralayıp yanımda bana sıkıca sarılmış şekilde huzurla uyuyan bedene baktım. İstemsizce yüzüme dolan gülücüklerle onu izlerken kapının arkasından duyduğum ses bütün keyfimi kaçırmaya yetmişti.

"Hyunjin orada mısın!"

Sinirle kalkıp yanımdakini rahatsız etmeden kapıya ilerledim. Saçlarım ve pijamam tamamen dağılmıştı ama umurumda değildi. Eğilip kapıyı sinirle açtım.

"Ne var Hyeri."

"Hyunjin nerede kaç saattir ona ulaşamıyorum."

"İçeride uyuyor ne vardı."

"Saatin kaç olduğunun farkında mısınız?"

"Hayır."

"Saat 11 gece klübünde bir saate eğlence var. Hazırlanıp gelin çabuk. Ne yapıp edip Hyunjin'i kaldır."

Onu umursamadan dinleyip başımla onayladım. İkna olmamış şekilde kafasını içeriye uzatmaya çalıştığını fark edince de girmesini engellemek için hızlı davranıp kapıyı suratına kapattım. Daha sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.

İçeriden gelen mırıldanma sesleriyle hızla dişimi fırçalayıp yatağa doğru adımladım. Yatakta oturmuş gözlerini açmadan yorganı tamamen üzerine kapatırken beni arıyordu.

"Minho nerdesin Minhooooo."

Kıkırdayarak yanına ilerledim ve yatağa girip yüzünü ellerimin arasına alıp onu kendime çevirdim.

"Sana da günaydın."

"Kim di o şerefsiz."

Dudaklarını büzüp kurduğu cümleyle sanki saatler önceki adam o değilmiş gibi bakıyor, sanki saatler önce birbirinden nefret edercesine intikam peşine düşen ikimiz değilmişiz gibi yan yana duruyorduk. Kıkırdayıp gözünü kapatan kızıl saçlarını önünden çektim.

"Hyeri birazdan gece klübünde bir eğlence olacağını söyledi. Ah bir de kesin gitmen gerekiyormuş."

Sesi duyulmayacak kadar kısık şekilde çıkarken konuştu.
"Of ben seninle uyumak istiyorum ne gece klübü."

Omuzlarından tutup onu yatağa bastırdım ve kucağına çıkıp yüzüne doğru eğildim. Bana şaşkınlıkla bakarken bütün yüzüne tek tek öpücükler kondurdum. O altımda gıdıklanmış şekilde yerinde duramazken ben kıyafetten açık kalan boynunu ve bembeyaz göğsünü öpmeye devam etti.

"Gıdıklanıyorum, durrr! Ahhh."

Saçlarımdan tutup yüzümü olduğu yerden kaldırıp göz göze gelmemizi sağladı. Bakışlarından uyandığı belliydi. Hızlı bir hamleyle beni yatağa devirip kucağımdaki yerini aldı.

"Yanında başka neler getirdin."

Anlamayarak ona bakarken o çoktan dudaklarını boynuma gömmüş kendine ait yolculuğuna yavaşça başlamıştı.

"O ne demek."

Başını boynumdan çekmeden boğukça konuştu.
"Başka hangi sex oyuncaklarını getirdin."

Ani söylediği cümleyle ve kelimeyle vücudum hafifçe kasıldı ve terli görüntüsü gözlerimin önünde canlandı. Yutkunarak hareket ettirdiğim Adem elmamı diliyle yalayıp gözlerini benimkilerde buluşturdu.

"Hadi ama sırf aramız düzeldi diye onları kullanmadan götürecek değiliz Hmm."

Aramız düzelmişti evet doğruyu söylüyordu aramız düzelmişti.

Kızıl PanterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin