"Sakin olmanı söylemiştim!" diye sinirle tıslayan arkadaşıma baktım ellerim terlerken. "Mila!" diye tısladım bende arkadaşıma.
"Ne kadar uzun süredir bu anı bekliyordun ve ben berbat etmene izin vermeyeceğim." diyerek beni kollarımdan tutttu ve zorla ayağa kaldırdı. "Hemen gidip elini yüzünü yıka kendine gel, sonra ona yazacaksın." diye konuştuğunda "Hayır~" diye mırıldandım. "Utanıyorum."
"Ne demek utanıyorum? Delireceğim, yüz yüze bile değilsiniz." dediğinde ona baktım. "Ama mesajlarıma bakacağına ihtimal vermedim! Adamın 100 milyondan fazla takipçisi var." diye sızlandım yerde ağlıyormuş gibi sesler çıkarmaya başlamışken.
"Buna sevinmen gerekmez mi?" diye düşünürcesine konuştu. "Yazdığın şeylere cevap vermemiş ama seni isteklerinden çıkarmış ve kabul etmiş yani direkt olarak seni dm'inde görecek." diye konuştuğunda elimde ki peçeteyi ona fırlattım. "Hiç yardımcı olmuyorsun." diye konuştuğumda güldü.
Kendi kendime halıya bakarken mırıldandım. "Bence eli çarptı. Başka açıklaması yok. Cevap bile vermedi."
Bıkkın bir nefes dışarı verdi. "Ona yazmadığın sürece bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz."
"Onu sıkmış mı olurum?" diye sorduğumda gözlerini devirdi ve onaylamaz bakış atarak odadan dışarıya adımladı. "Sen kendine gelene kadar yemek atıştıracağım yoksa Taehyung her şeyi bitirecek. Sende, kendine geldiğinde haber ver."
Uzun bir of çekerek tekrar telefonu elime aldım. Bu olanlara inanamıyordum gerçekten.
Uzun yıllardır Jungkook'un hayranıydım. Birçok kez konserine gider desteklerdim ve kendi kendime onun gibi şarkı söylemeyi denerdim. İçimde ona karşı tabiri caizse aşk anlamında hisler yoktu. Tam anlamıyla bir hayranın bir idole duyabileceği son derece normal hisler taşıyordum.
Jungkook'un şirketinin yakınlarında oturuyordum ve bir sene önce tesadüf eseri onunla çarpıştığımız günden beri hislerim ve düşüncelerim allak bullak olmuştu. Tamamen benim hatam olmasına rağmen defalarca kez iyi olup olmadığımı sorup vücuduma bir şey olup olmadığını kontrol etmişti.
Kendi hatamı unutup özür dilemek yerine hayran hayran yüzüne baktığımı farkedip gülmüştü. Onu tanıdığımı ve hayranı olduğumu da anlamıştı. Muhtemelen şimdi görse yüzümü bile hatırlamazdı ama durum bende öyle olmamıştı.
Jungkook yüzünden kimseye aşık olamıyordum! Onun dışında kimseyi düşünemiyordum. Düşüncelerim onunla dolup taşıyordu. Onun şarkısıyla onun için ağladığım zamanları hatırlıyordum ve bu bana ağır geliyordu.
Ve çok fazla mesaj almasına ve çok fazla takipçisi olmasına güvenerek ona mesajlar atmaya başlamıştım. Günümün nasıl geçtiğini veya cevap vermeyeceğini bile bile onun gününün nasıl geçtiğini soruyordum. Günlerim sadece onun şarkı söylediği anları ve içinde bulunduğu videoları izlemekle geçiyordu.
Elimde ki telefonu streslice çevirirken ani bir kararla instagrama girip ana sayfayı aşağıya indirmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pose of idol
Fanfiction@j.m: Cevap vermeyeceğini ve mesajlarıma o kadar insan içinden rast gelmeyeceğini bile bile sana yazmayı seviyorum. @j.m: Çünkü beni mutlu ediyor. @j.m: Jungkook, @j.m: Seni seviyorum. @j.m: Ve bu bir hayranın bir idole duyduğu sevgiden daha farklı...