Sen kimsin..Jungkook'un bana söylediği cümle buydu.
"Benimle dalga mı geçiyorsun?" diye sordum bütün ciddiyetimle.
Kalbim fena halde çarpmaya başlamıştı.
"Bu soruyu benim sormam gerekiyor." dedi ve ekledi. "İdol olabilirim ama özel alanıma bu şekilde girmemelisin." diye konuştuğunda iki adım geriledim. "Jungkook ne saçmalıyorsun?" diye sordum.
Komik değildi bu.
Bununla mı eğleniyordu?
"Bu gerçekten komik değil." diye titreyen sesimle konuştuğumda Jungkook duraksayıp ağlamama şaşırır gibi yüzüme baktı. "Neden ağlıyorsun?"
Kafayı yiyecektim.
İki adım daha gerileyerek koltuğa oturduğumda Jungkook bana bakmaya devam ediyordu.
Kafamı kaldırıp ona baktığımda göz göze geldik.
Jungkook bana asla böyle boş bakmazdı.
Gözlerim ensesinden görünen sargıya gitti.
Öğrenmem gereken şey bu muydu? Jungkook'un hafızasını kaybetmesi miydi?
Ama idol olduğunu biliyordu. Bu nasıl oluyordu?
Anlayamıyordum.
"Beni unuttun mu?" diye fısıldadım yüzüne bakarken.
Jungkook bana çıkışacak gibiydi ama ağladığım için bunu garipsiyor ve neler olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi.
"Seni hatırlamam mı gerekiyor?" diye sorduğunda dudaklarım aralık şekilde kalırken bir şey söyleyemedim.
Yutkunamadım bile.
İçeriye giren Jungkook'un ailesini gördüğümde yerimde küçüldüm. Hiçbir şey söyleyecek durumda değildim.
Ama mırıldandım onlara. "Beni hatırlamıyor."
Jungkook'un annesi yanıma gelip bana sarılıp saçımı sevdiğinde hıçkırdım. "Beni hatırlamıyor."
Jungkook annesinin bana sarıldığını görüp söylediğim şeyi duyduğunda "Bana burada neler olduğunu birisi açıklayacak mı?" diye sordu.
Sesi agresif ve sertti.
Ve biraz da yüksek.
İyice oturduğum yere sindim.
Jungkook, "Anne?" dedi bir cevap bekler gibi.
Annesini de hatırlıyordu ama beni hatırlamıyordu. Bu nasıl mümkün olabiliyordu?
"Oğlum." dedi Jungkook'un annesi. "Önce bizi dinle." dediğinde Jungkook sert yüz hatlarıyla annesine bakmayı sürdürüyordu.
"Konuşursanız dinleyeceğim zaten." dedi sert bir tonda ve sonra parmağı ile beni gösterdi. "Şu çocuk kim ve neden ağlayıp duruyor?"
Şu çocuk mu?
"Jungkook böyle konuşma." dedi babası.
"O Jimin. Senin sevgilin." diyen de annesiydi.
Jungkook annesinin söylediği şeyle kaşlarını kaldırdı. "Anne." dedi gözlerini kapatıp burnundan derin bir nefes vererek.
"Benimle uğraşmayı kesin." derken sesi soğuktu. "Yoksa defolup gideceğim şimdi buradan."
Yanaklarım yine ıslanırken oturduğum yere iyice sinmiştim. Mahvolmuş hissediyordum. Burada durmak istemiyordum.
Kapıdan giren doktoru gördüğümde herkesin bakışları ona döndü. "Nasılsın bakalım Jungkook?" diye enerjik bir şekikde soru soran doktora sadece ters bir şekikde bakmakla yetindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pose of idol
Fanfic@j.m: Cevap vermeyeceğini ve mesajlarıma o kadar insan içinden rast gelmeyeceğini bile bile sana yazmayı seviyorum. @j.m: Çünkü beni mutlu ediyor. @j.m: Jungkook, @j.m: Seni seviyorum. @j.m: Ve bu bir hayranın bir idole duyduğu sevgiden daha farklı...