36. Bölüm

1.2K 117 8
                                        

Akşam bir bölüm daha atacağım, bölümleri karıştırmadan okuduğunuza emin olun. 🫶🏻

Koyuya boyanmış duvarlar, renkli ışıklar, masanın üzerinde duran tonlarca kağıt, gitar ve piyano..

"Jungkook.." dedim hayranlık duyarak. "Burası çok güzel." diye mırıldandım. "Burada mı çalışıyorsun?" diye sordum hemen heyecanla.

Jungkook masaya yaslandı ve kollarını birleştirip beni ve tepkilerimi izledi. "Genel olarak evet. Ama son zamanlarda buraya çok uğramıyorum. Sadece sana bestelerimi göstermek istedim." dedi yanına bakıp masada ki kağıtları karıştırırken.

"Neden uğramıyorsun? Burası çok güzel." dedim gülümseyerek ve yanına yaklaştım. "Bana besteni mi dinleteceksin?" dedim sesime yansıyan heyecanla. Jungkook güldü ve beni kendisine çekti. "Heyecanlandın mı?" diye sorduğunda kıkırdadım. "Elbette."

"Bir zamanlar odamda sadece senin müziklerinle ve videolarınla yaşıyordum. Şimdi kollarının arasındayım ve bana besteni dinletiyorsun." diye mırıldandım. "Jungkook bir önce ki hayatımda ne yapmış olabilirim?" diye sordum ciddiyetle.

Jungkook söylediklerime gülümser gibi oldu ve dudağımı öpüp saniyeler sonra geri çekildi. "Ve öpüşüyoruz." dediğinde güldüm.

Evet, bu doğruydu.

Hatta daha fazlası yaşanmıştı.

~

Jungkook'un bana gösterdiği bestelerden sonra onu uzunca övme seanslarım bitmek bilmemişti. Çok yetenekliydi. Şarkısı üzerinde çalışıyordu. Yazıyordu ve besteliyordu. Bu zamana kadar bu kadar başarılı olması kesinlikle boşa değildi.

Ona hayranlığım da bu yüzden başlamıştı zaten.

Şimdi ise beni evime bırakıyordu. Sonra ise şirkete geçecekti.

"Sen albümünün üzerinde tam anlamıyla çalışmaya başladığın zaman sanırım çok sık görüşemeyeceğiz." dedim üzgün bir sesle.

Jungkook aromalı elektronik sigarasını, açtığı camdan üflüyordu bana koku gelmemesi için. Ama rahatsız değil aksine kokuya bayılıyordum. Normal sigara kullanmıyordu, elektronik sigara içiyordu çoğu zaman.

Her şekilde zararlıydı ona birçok kez içmemesini de söylemiştim ama alışkanlığından vazgeçemiyordu. İçtiği zamanlarda da beni yanında tutmuyordu.

Her ne kadar zararlı olduğunu bilsem de aromalı elektronik sigaraların kokusu mükemmeldi. Bazen Jungkook'un üzerine siniyordu ve parfümüyle karışmış kokusunu aldığımda bayılacak gibi oluyordum. Jungkook'un kokusu çok aşık olunasıydı.

Jungkook dediğim şeye güldü. "Ben seninle her şekilde ilgilenebilirim. Sorun etme."

Söylediği şeye gülümsedim.

"Jungkook." dedim mırıldanarak. Jungkook bana döndü tek eliyle arabayı sürmeye devam ederken.

"Annemle tanışmak ister misin?" diye sordum çekinerek. Evde babam yoktu, işteydi. Fakat annem çoğu zaman evden çalıştığı için şu anda da evdeydi.

Jungkook ile olan ilişkimi elbette biliyordu. Ve bana inanamadığını da söylemişti. Senelerdir hayranı ve aşık olduğum kişiyle sevgili olmuştum. Annem, Jungkook'a olan hayranlığımı bilen ilk kişiydi.

Jungkook sevilmeyecek biri değildi. Annem, kendisi Jungkook'u dinleyip severdi. Ama şimdi Jungkook'u 'sevgilim' olarak tanıtmam nasıl olurdu kestiremiyordum.

"Gerçekten mi?" diye sordu Jungkook. Başımı onaylarcasına salladım. "Biraz gelip oturabilirsin. Eğer işin yoksa ya da acil değilse." dediğimde gülümsedi ve "İsterim." dedi.

pose of idolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin