25. Bölüm

2K 225 21
                                    


jimin: bizim böyle birlikte film izleyip üstüne konuşmamız çok eğlenceli değil mi jungkook 🥹

jungkook: evet neden görüntülüyü kapadın

jimin: film bitti diye

jimin: ayrıca sen filmi değil beni izliyordun

jimin: bu yüzden uykunun geldiğini düşündüm

jimin: gözlerin kızarıktı

jungkook: olabilir

jimin: uyumalısın

jungkook: yine de kapatmasaydın

jimin: bana aşık olduğunu bu kadar belli etme

jimin: atarım bi fotoğraf geçer özlemin 😜

jungkook: bekliyorum

jimin: ciddi misin sen şu an

jungkook: son derece

jimin: tamam yarın atacağım

jungkook: hayır

jimin: jungkook~

jungkook: evet bekliyorum

jimin:

jungkook: jimin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

jungkook: jimin

jimin: efendim

jungkook: şımarmak yok

jungkook: ya da şımaradabilirsin

jungkook: dünyada gördüğüm en güzel yüze sahipsin

jungkook: başkasına göre farklı olabilir

jungkook: benim için böyle

***

"Neden açmıyorsun?" diye sordum dudağım istemsizce büzülmüşken.

"Sen bana hesap sormaya mı başladın yoksa?" dediğinde sesi keyifliydi. "Kendimi on yıllık evli adamlar gibi hissetmeme sebep oluyorsun." diye yaramazca konuştuğunda gözlerimi kırpıştırdım. "Yani benden sıkıldın demek mi bu?" diye sordum hayal kırıklığı içinde.

"Özel gününde misin Jimin?" diye sordu ters ters.

Silkelenip kendime geldim. "Neyse canım, haberleri görünce merak ettim. Kaç saattir telefonun kapalıydı." diye konuştuğumda güldü. "Ben iyiyim, sorun yok. Alanı kapattılar." dediğinde başımı o görmese bile onaylarcasına salladım. "İçim rahatladı." diye mırıldandım.

Jungkook'un Kore'den önce ki son konseri gerçekleşmişti bugün.

Konserin yapıldığı alana yakın bir yerde yangın çıkmıştı ve alevler kontrol altına alamayacak kadar büyüdüğünde konser maalesef yarıda kesilmek zorunda kalmıştı. İnsanların hızlıca konser alanını terk etmesi istenmişti.

"Bana görüldü attıktan sonra aramazsın sanıyordum." diye imalı bir şekilde konuştuğunda kalbim hızlandı ama sesime yansıtmamaya çalıştım. "Bana öyle şeyler yazarken cevap verebilmemi nasıl bekliyorsun?" diye konuştuğumda güldü.

Adam bana güzelsin yazmıştı resmen. Güzel bir yüze sahip olduğumu söylemişti. Bunun benim için anlamını biliyor muydu?

"Buna alışman gerekiyor, yan yana olduğumuzda çok yaşayacaksın." diye konuştuğunda dudağımı ısırdım yatağıma otururken. Beni delirtiyordu.

"Jungkook." diye mırıldandım. "Sadece beş gün sonra geliyorsun." dediğimde "Evet." dedi o da kısık bir sesle.

"Seni havalimanında karşılayacağım ama bana onay vermen gerekiyor." diye konuştuğumda "Bunu yapacağımı biliyorsun." dediğinde güldüm.

Jungkook havalimanına geldiğinde çok büyük bir kalabalık yaşanıyordu bu yüzden sanatçıların girdiği kısımdan gelecekti ve orada muhtemelen koruması ve havalimanı çalışanlarından başka kimse olmayacaktı. En azından hayranların girişine izin verilmiyordu.

Bende Jungkook sayesinde girebilecektim. Elbette onu havalimanında karşılayacaktım.

Sadece beş gün kalmıştı, beş gün.

"Beş gün sonra bu saatlerde yan yana mı olacağız yani?" diye sordum gülümseyerek.

"Beş gün sonra bu saatlerde seni mi öpeceğim yani?" dediğinde nefesimi tuttum. "Yine yapıyorsun." diye homurdandığımda güldü. "En azından doğru konuşuyorum." dediğinde başımı salladım onaylarcasına ellerim titrerken.

"Evet." dedim. "Beş gün sonra bu saatlerde beni öpüyor olacaksın."

pose of idolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin