Günaydınlar, günaydınlar bolca yorum bekliyorum
Şimdi birde buradaki isimleri gerçek idoller olarak düşünebilirsiniz onları kullandım çünkü, enyphen ve itzy + twice ve got7
***
Birkaç saat önce sadece öğrencilerden ve sessiz koridorlardan oluşan fakülte şu an kapıları kapatılmış, çıkışlar yasaklanmış bir şekildeydi. Dışarıdan gelen siren seslerinin, gazetecilerin seslerinin yanı sıra içerisi de oradan farklı değildi.
Oradan oraya polisler gidiyor, öğrenciler ve öğretmenler teker teker sorguya çekiliyordu. Jeongin üstünde yeşil hapishane kıyafeti ile otururken ayaklarını yere değmediği için sallıyor, korkuyla avuçlarının arasındaki ilacını sıkıp duruyordu.
Herkes garip hissediyordu, hukuk öğrencileri olarak her türlü dava ve görüntüye her ne kadar hakim olsalar da sevdikleri bir profesör yanlarından ayrıldıktan hemen sonra öldürülmüştü ve suçlu fakülteden biriydi.
"Cinayet bürodan Hwang Hyunjin," diyerek kimliğini kapıdaki polise gösterdi Hyunjin. Bu sayede fakültenin kapısı onun için açılmış, içeri girmiş, hızla merdivenleri tırmanmıştı. Arkadaşlarının yanına, kamera görüntülerinin olduğu odaya girdi.
"Selam, neler var şu anlık elimizde?"
Changbin kalçasını masaya yaslayıp ona döndü. "Kameraları inceliyoruz, yüzde doksan dokuz ihtimalle zanlı öğrencilerden veya hocalardan biri fakat hocaların çoğu Hakim, Savcı. Bu yüzden gözler öğrencilerin üstünde."
Kaşlarını çattı. "Profesörü ilk kim bulmuş?"
Chan kameraları inceliyordu birkaç polisle, yerini polislere bırakıp ayağa kalktı ve yanlarına vardı. Üçü koridora çıkmış, Changbin elindeki dosyadan fotoğrafı bulup uzatmıştı.
"Han Jisung," dedi. "Profesörün ölümünden sonra odaya ilk varan kişi o fakat o girmeden Savcı Lee Minho geliyor, odaya giriyor. Cesedi ilk gören ikisi ardından da savcı bizi arayıp haber veriyor öldüğünü anlayınca zaten."
"Olay yeri ekibi gelmeden odaya öğrenciler veya birileri girdiyse deliller kaybolmuştur."
"Girmemiş." dedi Chan. "Savcı engellemiş bildiği için. Changbin'in de dediği gibi gözler öğrencilerin üstünde, tüm kapılar kapalı sorgu için."
Hyunjin'in isteği ile profesörün odasına ilerlemişler, bilgi alıp içeri girmişlerdi. Hyunjin eline eldiven geçirip odanın içinde dikkatlice adım atmaya, dikkat çekici şeyler aramaya başladı. Eline geçen beyaz saç teli ile arkadaşına baktı.
"Profesörün nasıl öldüğü belli mi?"
"Otopsiye gideli fazla olmadı, daha detaylı bir haber yok ama iki kere göğsünden bıçaklanmış, boyun ve ense kısmına da bir darbe almış."
"Bıçak?"
"Tuhaf ama bıçak. Tabii bıçak ortada yok."
Kafasını salladı Hyunjin ve avucunu açtı. "Bıçak yok ama elimizde bu var, beyaz saç teli."
Saç telini pakete atıp görevlilere vermiş, elindeki eldivenleri çıkarıp çöpe atmıştı. "Odaya son giren kişi kamera kayıtlarında gösteriliyor mu?"
"Yang Jeongin." dedi Chan. "Odaya en son giren kişi o, hal ve hareketleri de şüpheli. Ayrıca saçları beyaz."
"Demek öyle, onu ben aldım."
"Ben de savcıyı."
Changbin arkadaşlarının arkasından iç çekerek odadan çıktı. "Ben de rastgele birini sorgulayayım bari."
