2.8

4.1K 619 570
                                    

Savcı Lee odasında otururken öğrencilerin finallerini okuyordu, son sınıfların üstünden büyük bir yük kalkmıştı aslında final sınavları ile bu yüzden her ne kadar onlar için mutlu olsa da yaptılar mı diye de merak ediyordu.

Hepsinin dürüst, terazi ve kılıcı temsil edecek olan Hukukçular olacağından emindi.

İçindeki gereksiz gerginlik onu sinirlendirirken kağıtları toplayıp ayağa kalktı. Telefonunu da cebine atıp odasından çıkmış, arabasına binip okuldan ayrılmıştı. Yoldayken aniden arabanın içinde telefonun sesi yankılanmaya başladı, ekrandan Chan olduğunu görmüş bekletmeden açmıştı.

"Savcı?"

"Efendim Chan," dedi kulaklığını kulağına takıp. Trafik lambasına dikkat edip ışıklarda dönmüş, hızlanmıştı. Chan duyduğu ses tonu ve hitap ile beraber arkasına yaslandı. "Neyin var senin? Canın mı sıkkın?"

Minho da bunu tam olarak bilmiyordu, içinde belirsiz şeyler vardı ve canını sıktığı için ne işine odaklanıyor ne de hayatına tam olarak devam edebiliyordu. Aylardır bir şekilde muhabbetleri bitmeyen komiser de bu sıkıntının başını çekiyordu.

"Evet." dedi itiraz etmek yerine kabul ederken, arabayı kenara çekip durdurdu ve oflayarak arkasına yaslandı. "Canım sıkkın, canımı sen sıkıyorsun komiser. Nefret ediyorum senden."

Chan sırıttı. "Bana olan aşkın gözlerimi yaşartıyor Savcı. Hani kaale alacağın, kafaya takacağın biri değildim?"

İmayla konuştuğunda Minho küfür etti. "Sikeyim seni. Öldürmek istiyorum seni, bana silah çeksene ben de seni öldüreyim. Meşru müdafaa sayesinde içeri de girmem, nasıl fikir?"

"Ya şu an sana silah çekecek kafada değilim biliyor musun, belki yalvarırsan neden olmasın?"

"Aylar önce senin hakkında yazmadığım tez var ya?"

"Evet?"

Minho geri arabayı çalıştırdı. "Sana girsin o."

Karşı taraftan Chan'ın kahkaha sesi yankılandığında Minho da kendini tutamadan gülümsemiş ve geri arabayı çalıştırıp yola koyulmuştu. "Beni öpüp gittin pislik herif." dediği zaman Chan oturduğu koltukta uzandı ve bir ayağını diğer ayağının üstüne attı.

"Bana karşı yenileceğini göstermek istedim." İmayla konuştu. "Meğer beni kaale almayan Savcı aşkımdan işini bile yapamayacak hale gelmiş ha?"

"Öldüreceğim seni."

"Telefonlarımız dinleniyor Sayın Savcım, benim yerime siz meslekten men edilmeyesiniz?"

"Bana gel." dedi Minho telefonu kapatmadan hemen önce. "Cinayeti evimde işleyeceğim, amaç polislere olay yeri hazırlamak olsun."

O hızını arttırırken Chan sırıttı, kapanan telefonla beraber ayağa kalkmış ve giyinmek için odasına geçmişti. Minho geldiği evinde sınav kağıtlarını masasının üstüne bırakıp "Puşt herif." diye konuştu aklına gelen öpücükle beraber.

Sadece iki gün önce yine inatlaşırlarken laf arasında ağzından çıkan cümle ile beraber Chan aniden onu öpmüş sonra da "Şimdi bakalım asla takmayacağın biri miyim?" diyerek onu orada bırakmıştı.

Minho odasına geçip üstünü değiştirdi, siyah bir tişört ve aynı renk eşofman giyerken saçlarını dağıtıp yüzünü yıkamış geri gözlüklerini gözlerine takmıştı.

Chan bir polis olarak ne kadar renkli bir kişilikse o sadece simsiyahtı, aynadan göz göze geldiği hali de bunu kanıtlıyordu. Siyah saçlar, siyah gözlükler, siyah bir üst.

law school, hyunin ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin