Jeongin uykusu olduğu için önündeki yemeği yavaş yavaş yerken Jisung gözlerini kısmış, onu izliyordu. "Gece neredeydin sen?" sorusu ile kaşlarını kaldırdı. "Hı?"
Seungmin elindeki kahveyi masaya bırakıp eğilmiş, Jisung'un yanağına dudaklarını bastırmış ve bir öpücük vermişti sevgilisine. Jisung anında ona dönüp gülümserken o da sevgilisine göz kırparak yanına oturdu ve kolunu omuzuna attı.
Jisung arkadaşına döndü. "Dökül."
"Yemek yemeye çıkmıştım ya..." dedi Jeongin yakalanması yüzünden az biraz tırsarken. Seungmin kaşlarını çattı. "O saatte tek başına çıktın ve geri mi döndün?"
Felix sırıttı. "Bomba geliyor, hissediyorum."
Yemek yerken bile kenarda not çıkarması arkadaşlarının göz devirmesine sebep oluyordu. Jisung "Ara ver be biraz," deyip omuzuna patlatmış ardından da Jeongin'e dönmüştü.
Jeongin'in aklı geceye giderken sırıtışını tutmak adına dudaklarını ısırmıştı ama bu hareketi Felix tarafından fark edilmişti. Tek gözünü kapatıp onlara baktı tereddütle. "Hyunjin ile beraber yemek yemiş olabiliriz? Yurda girmemi de o sağlamış olabilir?"
"Ha?"
"Ya sizle çıkacaktım normalde, tüm gün bir şey yememiştim ama ona sorayım dedim çıksak tehlikeli olur mu diye. O da kendisi alıp geldi, beraber arabasında yedik işte."
"Oha, ship." diyen Felix anında üçünden yediği bakış ile kahvesini yudumladı. "Tamam canım, susuyorum. Bakmayın öyle."
"Yok ortada bir şey," dedi Jeongin ve kendi meyve suyunu yudumladı. "Sadece... Öyle yani. Onunla yemek yedim, biraz da muhabbet ettik."
Seungmin saçlarını karıştırdı. "Bana daha çok gece buluşması gibi geldi ama sen bilirsin tabii."
"Bu adam sana katil dedi." diye konuştu Jisung ve sevgilisinin kahvesini yudumladı. "Kendini kaptırma."
"Katil olmadığımı da o ortaya çıkardı bakarsak şimdi..."
"Ay aman canım," deyip Jeongin'i tutarak kendisine çevirdi Felix ve bacak bacak üstüne atıp kitaplarını kapatarak kahvesini eline aldı. "Sen boşver onları, neler konuştunuz orayı anlat bana."
"Şuna bak ya, mevzu çöpçatanlık olunca nasıl bıraktı dersleri," diyen Seungmin, Felix'in ona dil çıkardığını görünce gülerek onun dilini yakalamaya çalışmış Felix kahkaha atarak kendini geri çekmişti.
Jisung iç çekip ona sarıldı. "Uğraşmıyorum sizinle, sevgilim bana yeter."
Burnunu Seungmin'in boynuna sürtüp öpücük bırakmış, bir sonraki derslerine vakit olduğu için ikisi dedikodu yapan ikilinin yanından ayrılmışlardı. Jeongin, Hyunjin ile konuştukları şeyleri anında sırıtarak arkadaşına anlatmaya başlamış, anlatırken de bir yandan da yemeğini yemişti.
Dolu yanakları Felix'i güldürürken ikisinin de beklemediği bir anda Jeongin yanağından alınan makas ile kafasını çevirip yürümeye devam eden Hyunjin'e baktı.
"Hyunjin?"
Felix ağzında pipet ile kalakalmıştı. "Jeongin?" deyip şokla arkadaşına baktığında Jeongin elini yanağına attı ve ona döndü. "Az önce ne oldu öyle?"
"Bilmiyorum, oha cidden beklemiyordum. Onların ne işi var ki burada, ay Dong amcayı alıyorlar."
"Ne?"
Jeongin de şokla arkaya dönmüş, birkaç polis ve Hyunjin'in konuştuğu adama bakmıştı. "Bizimle emniyete kadar gelmeniz gerekiyor," dedi Hyunjin onun tuttuğu büyük temizlik arabasını alıp kenara bırakırken.