Uzun soluklu öpücüklerinin ardından birbirlerinden ayrılmazlarken Jeongin, Hyunjin'in dudağına bıraktığı kelebek öpücükler sayesinde gözlerini kapatmış sadece onun öpücüklerinin hissediyordu.
Balkonun soğukluğuna inat ikisinin de sıcak olan bedenleri bulundukları durumdan rahatsız olmazken Hyunjin kelebek öpücüklerinin bırakmaya devam etti, sanki her öpücükte Jeongin'in kalbi beklemiyormuş gibi hızlanıyor, onu tekrar tekrar heyecanlandırıyordu.
Tekrardan aldığı öpücükle beraber kollarını Hyunjin'in boynuna sardı sıkıca, dudakları Hyunjin'in yanağına sürünerek kulağının altına varmış başını boynuna yaslamıştı.
Hyunjin beline daha sıkı sarıldı. Birkaç kere söylediği yetmezmiş gibi yine bir "Seni seviyorum," dudaklarının arasından çıktı. Bunu duyan Jeongin kendini tutamadan gülmüş "Ben de seni seviyorum," deyip boynunu okşamıştı.
Ekledi esneyerek. "Uyuyalım mı?"
"Hım. Benimle uyu."
"Hım." deyip gülümsedi. "Seninle uyurum."
O Hyunjin'in dizinden kalktığında Hyunjin de hemen arkasından elini bırakmadan ayaklanmış, anında savsaklarken Jeongin gülerek onun beline sarılmıştı. "Fazla mı sarhoş oldun ne?"
"Dudakların etmiş olabilir."
Tek elini hızlanan kalbine attı. "Hyunjin... Hassas bir kalbim olduğunu bilmiyor olabilirsin ama sana bunu söylemek isterim ki ağzından çıkan her lafla beni dumura uğratan bir kalbim var."
Balkondan direkt yatak odasına girmişler, "Hırkanı çıkaralım," diyerek Hyunjin'in karşısına geçmiş ve üstündeki hırkayı çıkartmasına yardımcı olmuştu. Hyunjin ona baktı. "Çok güzelsin."
Güldü. "Teşekkür ederim." Yanağını sevdi. "Sen de çok güzelsin."
Yatağa ilerlerken Hyunjin onun beline sarılmış, Jeongin oldukça tatlı gelen bu haliyle tekrardan gülmüştü.
"Sevgilim olur musun?"
Aldığı soru ile kıkırdadı, çakırkeyf Hyunjin'i daha çok görmek istiyordu. Topuklarının üzerinde arkasındaki adama doğru dönmüş, elini yanağına atmış, parmak uçlarında yükselmiş ve dudaklarına küçük bir öpücük bırakmıştı. "Olurum."
Eğilip yatağı açtı ve yavaşça Hyunjin'i yatırdı ardından da telefonlarını balkondan alıp gelmiş, kapıyı kapatmış ve üstündeki hırkayı çıkarmıştı. Belli ediyor muydu bilmiyordu ama deli gibi heyecanlıydı o an, bu gece ona çok fazlaydı bu yüzden bir kez daha ilaç içme gereği duydu.
Öyle de yapmış, ilacını içmiş ve ona heyecanlı gözlerle bakan Hyunjin'in yanına yerleşmişti. "Soğukmuş." dediği anda sevgilisinin kolları onu sardı ve kendine çekti, güldü Jeongin.
"Artık sımsıcak."
Hyunjin başını onun göğsüne doğru eğdi, bir süredir zaten sızmak üzereydi ve Jeongin onun bir şey dememesine aldırmamıştı. O gece Hyunjin'den çıkan son cümle "İyi geceler sevgilim," olurken kendisi de aynı karşılığı vermiş ve uyuyakalmıştı.
Sabah kollarının arasındaki boşlukla gözlerini belli belirsiz açarken Hyunjin'i ayakta ilaç içer bir vaziyette görmüştü, o gözlerini tekrardan kapattığında saniyeler sonra kollarının arasındaki boşluk tekrardan doldu.
Hyunjin şampuan kokan bedeni ile şimdi dibindeydi, iyice uykusu olan Jeongin ona bir şey diyemeden tekrar uykuya dalmış ve öğlene doğru saçlarını okşayan el eşliğinde gözlerini aralamıştı.
"Günaydın." Başını eğip Hyunjin'in saçlarını kokladı. "Şampuan kokuyorsun, erken mi uyandın hayal meyal bir şeyler hatırlıyorum ama çok uykum vardı."