"Kan çıkmasını mi istiyorsun? Abinden bahsediyoruz. ""Aşk bu değil mi zaten ? Herşeyi göze alabilmek ? "
"Tamam öyle olabilir. Fakat abinle konuşmak ikimiz için de hayırlı olmaz. "
"Kusura bakma. Gitmem gerekiyor. Ben tek başıma da abimle konuşurum. "
"Konuşma. Abin bu sefer seni alacak. Ondan kaçmıyor musun zaten ? "
"İşin içinde babam var Baran. Mecburum. Eğer abim beni alır da zarar verirse ve bir daha görüşemezsek kendine iyi bak. Seni çok sevdiğimi unutma."
"Hey gidemezsin!"
Kapıyı vurup çıktım. Abimin olduğu yere gitmeliydim. İşin ucunda babam vardı. Hızlı adımlarla yürürken arkadan " Bekle diyorum sana! " sesini takmıyordum bile. Arkamdan gelip kolumu birinin tutmasıyla irkilip arkamı döndüm.
"Sana dur demiştim!"
"Canımı yakamazsın. Ben sana teklifimi yaptım. Gel dedim. Ama sen dinledin mi? Ben sana diyorum ki işin ucunda babam var. Herşeyi öğrenmem gerek. Gel sende benimle birlikte dedim. Gelmek istemedin. Senelerdir ben bu acıyla büyümeye çalışıyorum. Bir tarafım hep kırık hep buruk. Sen erkeksin güçlü durursun. Ama ben güçlü durmak için sırtımı dayayacak hiçbir kol bulamadım. Senelerdir anneme ve abime karşı direniyorum. Canımı yakmalarından bıktım. Evden kaçtım. Seninle karşılaştım. Herşey çok iyi giderken babamla ilgili gerçekleri öğrendim. Acıtmaz mı canımı? Her tutunacak kol bulduğumda yeniden yalpalandım. Bu sefer herşey ortaya çıkacak. Öğrenmeliyim herşeyi. Çünkü seninle kalmam için bir bahanem olmalı. Mesela çıkmalı ortaya abimin kötü biri olduğu. Ya da bunun arkasından annemin her haltını ortaya çıkarmalıyım. Ama sen buna şu an engel oluyorsun. "
"Bende seninle geliyorum. Bakalım yüzleşme nasıl oluyor gör. "
"Telefonunu verir misin? Abimi aramalıyım. Biliyorsun telefon bilerek kullanmıyorum. "
"Aramak için gerçekten emin misin?"
" Eminim. "
Telefonu elime alır almaz abimi aradım. Ne kadar konuşmak istemesem bile mecburdum.
"Abi çabuk yerini söyle buluşmamız gerek. "
"Sen neden Baran'ın telefonundan arıyorsun ? "
" Telefonum yok. Biliyorsun ortadan kaybolduktan sonra telefonumdan izim belli olmasın diye kullanmamaya başladım. Hadi bir yer söyle gelicem. Babam hakkında konuşmamız gerek. Sadece biz bize olalım. "
" Yanında Baran ile geliceksen o biliyor şimdi söyleyeceğim yeri. Sakın tek başına gelme. Ne kadar seninle kırgın olsak da belalı yerler. Senin başına birşey gelmesini istemem. Söyle ona son kavga ettiğimiz yerde sizi bekliyor olacağım. "Abime düşman olan biri nasıl da bu kadar iyi davranmıştı? Yoksa benim zarar görmemem için mi uğraşıyordu? Kardeşlik kavramı nasıl da garip şey ? Birden bire küsken senin iyiliğini düşünüp yakın da olunabiliyor ya da kan çıkarırcasına kavgada edilebiliyor. En garip olanı da yarım saat içinde her ikisini de yaşayıp hiç birşey yokmuş gibi de davranılabiliyor. Belki yarım saat belki 1 hafta... En sonunda yanında olan tek kişi gibi de kalabiliyor ya da düşmanından daha düşman gibi de kalınabiliyor.
Abimin dediklerini Baran'a anlattım. Hemen eve doğru gidip garaja girdik. Üstü lacivert örtüyle örtülü olan bir araba vardı. Örtüyü kaldırınca son model bir araba ortaya çıktı . " Atla hadi gidelim. " dediği anda " İlk karşılaştığımız zaman neden arabayla gezmiyordun da beni o kadar yürüttün? " demem bir olmuştu. Doğru ama ezikler cinsten bir cevap vermişti. " Eve gideceğiz dediğimde sapık muamelesi yedim. Birde arabaya bindirseydim seni sokakta rezil ederdin beni. "
Ses çıkaramamıştım. Her konuşmasında tekrardan aşık oluyordum. Şu an bu atraksiyonun içinde aşktan bahsetmek vurdumduymazlığa girdiğini biliyorum. Fakat ne yaparsa yapsın her hareketinde beni kendine bağlıyordu. Abime karşı benimle direnecek olması zaten bana yapılabilecek en iyi şeydi.
Kısa süre sonra abimin dediği yere gelmiştik. Gerçekten de çok kuytu yerlerdi. Kesinlikle tek başına gelen birinin buradan kurtulma imkanı yoktu. Merak ettiğim bir şey daha vardı. Abimler kavga edecek başka yer bulamamışlar mıydı?
"Abimle önceden kavga edecek başka yer bulamadınız mı?"
" O konuyu deşme de acele edelim. Abini kızdırmaya gerek yok. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRRIMA AŞIK OLUR MUSUN? #Wattys2016
Dla nastolatkówGünden güne kayboluyordu kız. Kendi acısında yanıp kavruluyordu. Kim isterdi ki böyle yaşamayı? Babasız, annesiz... Yoktu onun hayatında kimsesi. Eğer nefes almak yaşamaksa, evet yaşıyordu o da. Eğer bu yaşamak sayılıyorsa. Bu kadar mutlu gezenlere...