Bir önceki bölüm sınırı geçmesine rağmen paylaşıp paylaşmamak arasında kaldım. Arkadaşlarımın desteği ile paylaşıyorum. Fakat bundan sonra final yapsam mı yapmasam mı bilmiyorum. Bunun hakkında görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim. İyi okumalar.
Poşetleri yerleştirip arabaya geçtik.
Eve doğru ilerlemeye başladık.sonunda eve varabilmiştik. Arabayı kilitleyip evin kapısını açıp içeri girdik. Pasuman malzemelerini çıkartıp pasuman yapmaya başladım."Ah!!"
"iyi misin? Canın mı acıdı? Özür dilerim."
"Sadece canım yandı. Birşeyim yok. Sen devam et."
Canı yanıyordu. Belliydi. Elimden geldiği kadar hafif davranmaya çalışıyordum. Krem sürüp ondan sonra da bandajladım. Belli ki burkmuştu.
"Hastamızın kolu sağlıklı bir şekilde tedavi edilmiştir..."
"Teşekkür ederim. Evin pamuk hemşiresi."
Ya ben diyorum bazen. Ne buldum bunun gülüşünde. Gülüşüne aşık olmuştum. O güldüğü zaman kelebeğin ömrünü uzatacak bir gülüşü vardı. "beni sev." Der gibi bir bakışı ve gülüşü hergün yeniden aşık ediyordu.
Artık dinlenme vakti gelmişti. İki tane tost yapıp yedik. Ve sonra uyuduk. Gerçekten şu yol yorgunluğu kadar yorucu birşey olduğunu sanmıyorum.
##
"Hayırrrr!!!""Ne oluyor kızım?"
"Be-be-n ka-ka-buss gör-düm."
"Gel yüzünü yıkayalım."
"Bırakma beni. Rüyam çok kötüydü."
Gerçekten annemin yokluğunu dolduran biri bulmuştum. Elleriyle beni kavrayıp sırtımdan beni tutup beni lavaboya götürüp ilk yüzümü yıkadı. Sonra su doldurup bana su içirdi. Kendi bileğini bile düşünmeden benimle ilgileniyordu.
"Seninle konuşup içimi dökmem lazım Baran.""Anlat. Sen yeter ki anlat. Ben seni hep dinlerim. "
"İlk Deniz kim? "
"Kızım kabus görmüş halinle bile kıskançlık peşindesin."
"Anlatmanı istiyorum. Artık aramızda gizli şeyler kalmasın. "
"En yakın çocukluk arkadaşımdı. Söyleyeyim de erkekti. Ve benim hep yanındaydı. Birgün çekip gitti. Sadece bir mektup ile. Bana bir mektup bırakmış. "Seni unutmayacağım. Ama mecburum." Bu yazıyla gitti. Beni bırakıp gitti. Küçüklüğümüzde yaşadığımız tüm belaları beraber yaşamıştık. Ama gitti. Küçükken babamdan o kadar çok şey yaşamıştım ki! Hepsinden Deniz kurtardı. Sonra da son olayımızdan sonra yok oldu işte. "
"Özür dilerim. Ben böyle olduğunu düşünmemiştim."
"Yok, sorun değil. "
"Rüyamda abim sana zarar veriyordu."
"Bu rüya Alara. Gerçek değil. Hem ne yapabilir ki?"
"Öldürüyordu.. Öldürüyor.."
Hıçkırıklar içinde ağlıyordum. İlk babamı kaybedip sonra Baran'ı kaybedemezdim. En karanlığımda beni aydınlatıp, en boşluğumda beni kurtaran bir insanı kaybedemezdim. Bahsettiğimiz kişi abim olduğu zaman herşeyi beklerdim. Korkmuştum. Yaşadıklarım kolay şeyler değildi.
"Bak Alara. Sakin ol. Ben senin için herşeyi göze alırım. İçin rahat olsun. Ama bak sakin ol. Saat 03.00 daha gün aydınlanmadı. Bu saatte ağlayarak hiç birşey elde edemezsin."
"Biliyor musun? Ben hayatım boyunca yalnızdım. Bu zamana kadar 2 ya da 3 kişiden hoşlandım. O kişiye itiraf da ettim. Fakat hepsi tersledi. Hepsi benden nefret ettiğini söyledi. O kadar mı nefret edilecek insanım Baran? O kadar mı sevilmeyecek insanım? "
"Sen sevilmeyecek insan değilsin. Biliyor musun? Ada var ya. O abine aşık olduğun hoşlandığın insanları söylüyordu. Abin ise onları tehdit ediyordu. "
"İşte şeref anneden babadan kazanılmıyor. Aynı şerefsizlik.... Bu nedir ya?"
"Ya bak ben abinden nefret et diye değil, sadece kendini suçlama diye anlattım. "
"Boşver. Alıştım artık. Sevmesin kimse beni. Sen sev yeter. Sadece sen sev. Hem abim, hem annem, annem babam, hem sevgilim ol. Bak ilk defa bu kadar açık konuşacağım. Seninle ilk o sokakta karşılaştığımızda hoşlanmadım değil. Yani bir çekicilik vardı. Özgüvenine de aşık oldum. Sen benim sırlarıma, ben senin sırlarına aşık olalım. Bırakmayalım birbirimizi. Gerçekten ortada yalnız bırakılmaktan yoruldum."
"Sırrıma aşık olur musun?"
"Olurum.."
Anne şefkatini hiç yaşanmamış biri olaraktan resmen anne şefkatiyle bana o kollarıyla sarılıvermişti.
"Kalk pasta yapalım. "
"Kızım bu saatte yapılır mı? Saat 03.00"
"Pasta malzemesi de koymuştum market arabasına. Aldık ya hani. Onlardan yapalım hadi. "
"Gel uyuyalım. Boşver pastayı. "
"Sen uyursan uyu. Ben yapacağım. "
"Tamam atarlanma prenses. Yardım bende edeceğim. Ben neleri göze aldım senin için. Bunu mu yapmayacağım?"
Ya ne diyeceğimi bile bilmiyordum. Hemen koşup mutfağa gittim. Arkamdan da Baran geldi. Aldığım mavi kapları ve süsleri bir kenara koydum. ilk internetten tarif buldum ve malzemeleri çırpmaya başladım. Üstüme resmen tüm menüyü asmıştım. Her yerim krem şanti olmuştu. İzlediğim bir filmde görmüştüm. Sevgilisinin burnuna krem şanti sürüyordu. Bende aniden krem şantiyi Baran'ın burnuna sürdüm. Gerçekten filmde göründüğü gibi bir görüntü olmuyordu. Bir anda benim yüzüme krem şantiyi boca etmişti. Meraklı bir kedinin yüzünü kaseye yapıştırmış gibi duruyordu.
"Yaaa!"
"Böyle çok iyi oldun."
"Hıı.. Tabii."
Ben yüzümü yıkmaya gittim. Baran ise çırpmaya devam ediyordu. Ben gelene kadar çırpmıştı bile. Kaplara kek karışımını döküp pişirmeye başladık. Kekin pişmesini 25 dakika bekleyip krem şanti ve süslerle süsledik. Ve sonunda buzdolabına koyup kendini içmesini bekledik.
"Süper oldu."
"Bende süper yoruldum ama. "
"Yaa ama Baran. Uyumayı düşünmüyorsun değil mi? "
"Tabiki de düşünüyorum. Saat 04.30 oldu."
"İyi geceler o zaman sana."
Baran uyumaya gitti. Bende televizyonu açıp film izlemeye başladım. Bir süre sonra kapı çalınma sesiyle uyandım. Ben uyurken Baran dışarı çıkma ihtimali olmayacağına göre kimdi bu? Aklıma uzun bira bardakları geldi. Ve elime onlardan alıp kapının gözünden baktım. Parmakla kapatılmıştı. Evde çığlık atıp "Barann..!!" Diye bağırmıştım. Kapı hala alacaklı gibi çalıyordu. Korkmamak elde değildi. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Kimdi bu?
"Baran....!!"
Kapıyı açmak zorundaydım. Kapının arkasına saklanıp filmlerde gördüğüm taktik ile kapıyı açıp arkadan çıkıp elimdeki bardağı içeri giren kişinin yüzüne bakmadan kafasına geçirdim.
Bu da kimdi? Yere yığılan bir adet insan ve ben... "Ohaaa!!" Diye bağırmam tüm evde inlemişti. Baran en sonunda yanıma gelmişti.
"Kızım sen ne yaptın?""Öldü mü? Doğru söyle. "
"Bilmiyorum. Ama 2. Sayfa haberi olmak istemiyorum."
"Yüzüne baksana. Kim olduğunu gör. "
"Sen bunu ona nasıl yaparsın Alaraa?"
İyi okumalar diliyorum. Bundan sonraki olaylar biraz daha polisiye olmasını düşünüyorum. Spoiler vermek gerekirse bu kişi çok tanıdık. Neyse size biraz düşünme payı veriyorum. Düşünceleriniz neler? Yorumlarsanız sevinirim. Bölüm sınırı 100.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRRIMA AŞIK OLUR MUSUN? #Wattys2016
Novela JuvenilGünden güne kayboluyordu kız. Kendi acısında yanıp kavruluyordu. Kim isterdi ki böyle yaşamayı? Babasız, annesiz... Yoktu onun hayatında kimsesi. Eğer nefes almak yaşamaksa, evet yaşıyordu o da. Eğer bu yaşamak sayılıyorsa. Bu kadar mutlu gezenlere...