"Savaş kanka bilmiyorsun çoğu şeyi. Kusura bakma sadece Baran'ın yerini Demir biliyordu. Ama sana da bir not bırakmak istedim. Kimse öğrenmesin diye bu kadar karmaşık yapmak zorundaydım. Baran bizim Alara ile aşk yaşamamıza engel oluyordu. En iyi yol aşağı kata kilitlemek ve ses düzenini iyi ayarlayıp iyice belli etmemekti. Eğer bana birşey olacağı zaman sana burayı tarif edecektim. Galiba şu an zor durumdayım. Ve sana bu notun yerini söylemiş olacağım. Saat 14.00 ile 15.00 arasında aşağıdaki nöbetçinin izin zamanı. O zamanda Baran'ı alıp gençken hep içmeye gittiğimiz eve kilitle. Sonrası sana emanet. "
Ya salak mı bu? Resmen kolanın şifresini bile verecekti. Neyse ki benim işime yaradı. Demir kişisi bize arabayı getiren kişi olabilirdi. Hatta telefonunda "kanka" diye kayıtlı olan kişi de bana sorarsanız o. Neyse ki elime büyük bilgileri toplanmıştım. Ama önemli olan Baran'ın olduğu yere gidişin nereden olduğuydu. Aklıma konuşmaları okurken gördüğüm mesaj gelmişti.
"kanka hani şu garaj var ya. Orada bir kapı var. Şu sen lastiklerin olduğu yere git o köşeye işte. Onun yanında kapı var. Sen onu var olan gücünle kendine çek. Sonrasını sana anlatmıştım zaten. Biliyorsun devamını."
Hiç vakit kaybetmeden burada olanları hiç ellememişim gibi bırakıp kapıyı kapatıp salona doğru ilerlemeye başladım. Saate baktığım zaman 16.10 olmuştu. Şimdi gitsem yakalanmaz mıydım? Berkan'ın odasında gördüğüm şok makinesini yanıma alsam da aşağı insem daha iyi olmaz mıydı? Aceleci adımlarla Berkan'ın odasına gidip arka cebime şok makinesini koyup üstüme de uzun tunik giyip kapıya doğru hızlı adımlarla ilerledim. Tunik giymeyi hiç sevmezdim fakat arka cebimdeki şok makinesi çok belli oluyordu. Elime anahtarı alıp kapıyı kapatıp ürkek tavırla yürümeye başladım. Tam garaja girmek için sol tarafa yanaşıyordum ki karşımdan bana doğru gelen Berkan'ı fark etmiştim. Bu çocuğun ne işi vardı? Hani akşam gelecekti? Hiç bozuntuya vermeden yanına yaklaştım.
"Erkencisin Berkan."
"Sıkıldım ve geldim. Sen neden dışarıdasın?"
Bir anlık telaşla elimi şok makinesinin olduğu cebime doğru yöneltivermiştim. Umarım kendimi ele vermeden bunu da atlatabilirdim.
"Şey bende hava almak için dışarı çıkmıştım."
"Arkanda ne var? Neden elini arkandan çekmiyorsun?"
Hadi Alara. Şimdi ne diyeceksin. Seni seven insanı en iyi susturma yolu ya sarılmak ya da öpmekti. Sevmediğim birini öpecek değildim fakat sarılsam birşey olmazdı. Hiçbir şey demeden sarılmıştım.
"Kusura bakma. Biraz agresif davrandım. Senden ne saklayabilirim ki? Bugün için kusura bakma."
"Sorun değil. Esas ben özür dilemek istiyorum. Ailevi olaylardan dolayı Baran da bende böyle yaşamak zorundayız. Lütfen artık olayları deşmeyelim. Hayatımızı yaşayalım. Hepimizin de hayatında kötü olaylar yaşandı. Biraz da mutlu olmayı haketmiyor muyuz?"
"Arabanı alıp bir yere kadar gidip gelebilir miyim? Yarım saat içinde gelirim. "
"Tabi. "
Anahtarı verip eve doğru yöneldi. Ben ise garaja girip ilk arabayı çalıştırdım. Şimdi Baran'ın olduğu yere girmem çok tehlikeli olabilirdi. Arabayı garajdan çıkartıp yola çıktım. Babamın mezarına gideceğimi söyleyemezdim. Çok uzun yolum vardı. En araba girmeyen yollardan gitmek zorundaydım.
Baba ben çok yalnızım. Baba, annemden haber alamıyorum. Baba sensiz olmuyor baba! Gözlerimden dökülen yaşların haddi hesabı yoktu. Bazen durup dururken bile üzülebiliyorum. Acı sadece kitabın son sayfasındayken hissedilmez. Bazen öyle bir şeyde hissedilir ki neye üzüldüğünü anlamazsın. Bazen öyle bir canın yanar ki cehennemi bu Dünyada yaşarsın. Aşk bahane bu hayatta. Sizce de saçma değil mi? Değer ver el üstünde gezdir. Sonra biri gelsin senin kolundan alsın gitsin. Bir "hoşçakal" kelimesine sığdırıp gidene ise bir şey diyemezsin. Ne denebilir ki? Ya peki benim yaşadıklarıma ne denebilir? Büyümedim ben baba! Hatalarıma güldüğüm zaman büyümüş olacağım. Ama ben büyümedim. Ben büyümedim baba! Ben büyüyemiyorum ki. Güveneceğim kimsem yok mesela. Tüm arkadaşlarıma birşey demeden telefonumu kapattım. Yanımda güveneceğim kimse kalmadı. Yalnızım ben. Yalnızım... Bu hayattan ne istediğimi bende bilmiyorum. Sadece mutluluk istiyor gibiyim. Ama yanında ailemde olsun. Mutlu bir aile...
Duygularımla boğuşurken arkamdan beni takip eden taksiyi gördüm. Ben yavaşlarsam yavaşlıyor, ben hızlanırsam o da hızlanıyordu. Bir anlık sinirle frene bastım. Kapıyı açıp sol ayağımı dışarı attım. Ardından sinirle aşağı indim.
"Ne yapmaya çalışıyorsunuz amca? Kızınız yaşındaki birini takip etmek çok mu hoş?"
Tüm gücümle bağırıyordum. Taksinin arka kapısı açılıp Berkan çıkmıştı. Amcadan özür dilemeliydim. Olayı çok yanlış anlamıştım.
"Özür dilerim amca. Kusura bakma."
Amca birşey demeden Berkan'dan parasını alıp yola devam ediyordu. Berkan sakin bir tavırla yanıma geliyordu.
"Berkan neden beni takip ettin?"
"Merak ettim nereye gittiğini."
"Sen güveni sarsılan birinin tekrar güvenebileceğini sanıyor musun?"
Son sözüm bu olmuştu. Anahtarı da eline tutuşturup yürümeye başladım. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var. Mesela kendimle yüzleşmeliyim. İnsanın kendine kendinden başka dostu olabilir mi? Olabilir belki ama benim olamaz. Benim gibi birinin sevgilisi de olamaz ki. İnsanın bir kere güveni gittikten sonra nasıl güvenebilir ki? Güvenemiyorum kimseye işte. Ve ben kimseye güvenemeyeceğim gibi. Asla bazı insanları affetmeyeceğim de. Annemi mesela. Neden affedebilirim ki? Nasıl affedebilirim. Ben şu an babam olmayan kişiye baba mı diyeceğim? Kardeşim olmayan kişiye kardeş nasıl derim ki? Babamın ölümünden 15 gün sonra insan nasıl evlenebilir? Annem var ama yok işte.
Artık bölüm sonlarına sorular ekleyeceğim. Lütfen içinizden geçenleri cevaplayın.
Böyle davranan bir anneyi affeder miydiniz?Bu arada Savaş karakterini görüyorsunuz o resimde. Bakalım Savaş karakterini bilerek paylaştım belki ileride bir şey olur falan :D neyse spoiler olmasın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRRIMA AŞIK OLUR MUSUN? #Wattys2016
Novela JuvenilGünden güne kayboluyordu kız. Kendi acısında yanıp kavruluyordu. Kim isterdi ki böyle yaşamayı? Babasız, annesiz... Yoktu onun hayatında kimsesi. Eğer nefes almak yaşamaksa, evet yaşıyordu o da. Eğer bu yaşamak sayılıyorsa. Bu kadar mutlu gezenlere...