Bölüm 31 BABAN YAŞIYOR

237 75 25
                                    


"Nasılsın bizim kaçak olan kızımız?"

"Ne yapayım Tuana. Aynı şeyler işte."

"Aç şu telefonunu. Dedikodular doldu bak."

"Zaten bu akşam açmayı düşünüyordum. Konuşuruz. "

"Tamam. Ben doktor randevusuna yetişeceğim. Görüşürüz. "

Bu kızı seviyorum ya. Gerçek dostum o benim. Bizim tayfada neler olmuş çok merak ediyorum. Neyse eve gidince telefonu şarja takıp bizim grupla dedikodumuzu yaparız artık. Yavaş adımlarla Baran'ın olduğu yere doğru gittim ve yanına oturdum.

"Karşıdan Savaş geliyor."

"O gelsin bizde hemen kalkalım."

Esmer ve siyah saçlı olan Baran'ın dediğine göre ismi Savaş olan kişi bize doğru gelmeye başladı. Tokalaştıktan sonra bize Berkan'ın yattığı odayı sormuştu. Bizde onunla birlikte gidip odayı gösterdik. Fakat içeri almıyorlardı. Savaş bana doğru dönerek konuşmaya başladı.

"Nasıl oldu olay?"

"Beraber yemeğe gittik. Açık bir yeri hazırlatmış. Oradayken siyah arabayla adamlar yanaştı. Silahlar çıktı ve ateş ettiler. Benim arabaya gitmemi istedi. Bende arabadan silahı alıp ateş etmeye başladım. Birkaç kişiye isabet etti. Berkan yere yığıldı. Bende yanına gittim. Diğerleri ise uzaklaştı. "

"Sen mi vurdun!"

"Algılarını açarsan iyi olur. Berkan'ı vurdular bende onun üzerine vuran kişilere doğru ateş etmeye başladım. "

Ses çıkartmamıştı benim konuşmamın üzerine. Arkadaşını gözüm tutmamıştı. Çantamı kontrol ettim. Kredi kartım duruyordu. Bunun üzerine alışveriş yapmam gerekliydi. Babamın bana bıraktığı şeylerden düşen kira paraları hesabıma birikiyordu. Her ay doyasıya alışveriş yapmaya bayılıyordum. Baran'a doğru dönerek anahtarı istedim. O da arabanın anahtarını bana verip peşimden gelmeye başladı. Beraber asansöre binip aşağı iniyorduk. Omzumda hissettiğim el ile arkamı dönmem bir olmuştu. Yüzüne baktığım anda sinirle önüme dönüp inmeyi bekliyordum. Şans bu ya elektrikler gitmişti. Gerçekten de muhteşem bir gün(!). Arkamdaki olmasa daha iyi olur dediğim kişilik konuşmaya başladı.

"Beni dinlemek zorundasın!"

"Anne konuşma!"

"Ben evi terketmedim. Terk ettirdiler."

"Ailesini seven kişi bırakıp gitmezdi."

"Gitmek zorundaydım. Yoksa sizin canınıza bir şey yapacaklardı."

"İnanmıyorum sana. Evlenmek de zorundaydın dimi? Bende şimdi seni sevmemek zorundayım o zaman."

"Kızım zamanı gelince söyleyeceğim. Ama lütfen sarılmama izin ver."

"Senin küçücük bir olay gibi gördüğün sarılmak benim için çok büyük bir şey. Değer verdiklerime sarılırım ben. Senin gibilere sarılamam."

Kapıyı var olan gücümle yumrukluyordum. Kapıyı açmaya çalışanlar vardı. Fakat olmuyordu. Bu küçücük alanda kapalı kalmıştık. "Yardım edin!" Diye bağırmaya devam ediyordum. Yaklaşık 15 dakika sonunda kapı açılmıştı. Kendimi direk arabanın olduğu yere doğru atıp arabaya bindik. Baran da bindikten sonra arabanın kapılarını kilitleyip başımı koltuğa yasladım. Gözlerim kapalı, tüm bu olanları düşünüyordum. Sanki çok annelik yapmış gibi büyümüş olan çocuğuna bakmak istiyordu. Annelik karşıdan bakmayla oluyor mu? Ani bir hareketle gaza basıp AVM'ye doğru sürmeye başladım.

"Nereye gidiyoruz?"

"Alışveriş yapmam lazım. Gelir misin benimle?"

"Tabiki de evet."

Trafik canavarı gibi araba kullanıyordum. Eski yaşadığım eve gidip kalan eşyalarımı almam lazımdı. İlk olarak hızla alışveriş yapıp sonra eşyalarımı almam gerekirdi.

~~

1 saat içinde tüm alışverişi yapıp Berkan'ın evine doğru arabayı sürmeye başladım. Eşyaları bırakıp anahtarı alıp diğer eve gidecektim. Baran da gelmek isteyince beraber o eve gitmeye başladık.

"Şimdi kim kalıyor o evde?"

"Önceden annem, ben ve abim kalıyorduk. Sonra annem başka eve taşındı. Şimdi abim var mı yok mu bilmiyorum. Biriktirdiğim parayı ve eşyalarımı alacağım. Geri dönüşü olmayacak bu işin. "

Sessiz kalmıştık. Ani bir hareketle arabayı durdurup eve girmek için dışarı çıktım. Ne kadar itiraz etsem de Baran da gelmek için tutturmuştu ve geldi. Anahtar boşluğuna anahtarı sokup kiliti açtım. İçeri girip etrafı yokladım. Galiba abim uzun zamandır gelmiyordu. Eşyaların yeri hiç değişmişti. Evin içi toz içindeydi. Kapıdan bir adım atar atmaz içimde burukluğu hissetmiştim. Tam burada anne gitme diye ağlayarak yere çökmüştüm. Şimdi ise o yerde dimdik ayakta durmak zorundaydım.

Baran ile beraber odama çıktık. Pembe,gri ve beyazın hakim olduğu odamda ilk toplamaya nereden başlasam diye düşünüyordum. Baran'ın da yardımıyla eşyalarımı toplamaya başladık. Anılarımı da bırakıp kilitleyip gitmek istiyordum. Ben bu evde babamı kaybettim, ben bu evde annemden vazgeçtim. Kolay değil, her şeyi bırakıp gitmek. O sırada Baran'ın elinde duran günlüğümü görmüştüm. Ani bir hareketle elinden çekip "Okuma onu!" diye bağırıvermiştim. Şaşırmıştı, bana doğru bakarak masumca konuşmaya başladı. "Ben, ben bir şey yapmadım. "

"Pardon, ben o defteri uzun zamandır görmek bile istemiyordum. Ondan birden sinirlendim."

"Tamam,sorun yok o zaman."

Esasında ben deftere sinirli değildim. İçinde olan her sayfasına, sayfalardaki her mürekkep kalıntısına sinirliydim. Hemen defteri alıp en kullanılmayan dolabıma sıkıştırdım. Lazım olan birkaç eşyamı da alıp dolabımın kapağını kapattım. Odama bir daha uğramayı düşünmüyordum. Ama içimde bir acı vardı. Ben bu odamı nasıl bırakacaktım. Yatağımın solunda duran iki tavşanımı da yanıma alacaktım. O tavşanlar benim annem gibiydi. Ne zaman sinirlensem onlara sarılır ağlardım. Bir gün hiç unutmam, annem babamla kavga etmişti. Bende bağırıyordum odamda. Sonra annem gelip kapımı üstüme kilitleyip gitti. Korkuyordum, tek başıma ağlıyordum. Sonra gözüme morlu beyazlı babamın seyahate giderken getirdiği tavşanlar ilişmişti. Onlara sarılıp yatağıma yatmıştım. O gün kadar rahat uyuyabildiğim gece olmamıştı. Ben o tavşanların uğuruna inanıyordum.

Dalmış bunları düşünürken Baran elini belime koyup yanıma geldi. "İyi misin?" diyerek şaşkın bir ifadeyle bakıyordu. "İyiyim." diyerek yüzümde yalandan bir gülümseme yaptım. Sonra ise biriktirdiğim parayı da yanıma alıp "Hadi çıkalım." diyerek kapıya doğru yöneldim. Baran dışarı çıkmıştı fakat ben kendimi çıkaramıyordum. Elim kapının kulbundayken elimdeki eşyaları yere bırakıp koşarak yatağıma yattım. Ağlıyordum. Tüm kuvvetimle ağlıyordum. Başımı yastığa gömüp ağlıyordum. Anılarım bir bir aklımdan geçiyordu. Zor bir durum biliyorum. Alışmak da zorundayım. Ama yeniliklere çabuk alışan bir yapım da yoktu. Yastığı ısırarak sesimin çıkmamasını sağlıyordu. Fakat içimdeki çığlıklar dışıma vurmuştu. Bağırarak konuşmaya başladım.

"Baba! Neredesin? Bak artık kızın senin bildiğin gibi davranmamaya başladı."

Yatağıma Baran oturup elini sırtıma koyup konuşmaya başladı.

"Baban yaşıyor..."

SIRRIMA AŞIK OLUR MUSUN?  #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin