Yeni bölüm. İyi okumalar.Nerede olduğumuzu tahmin ederken çok zorlanmanıza gerek yok çünkü İtalya'ya gitmek üzere patronumun özel uçağındayız.
Meğerse sevgili patronum yeni bir proje için, ortak olmak istediği kişilerin düğününe davet almıştı ve şimdi bir düğüne gidiyorduk, ama bir otele yerleştikten sonra akşam gidecektik düğüne, yolculuk iki buçuk saat sürecekti ve öğlene İtalya'ya varmış olacaktık.
Zamanımız kalacak olmasına rağmen neden acele ettiğini anlayamamıştım. Kahvaltı yaparken resmen lokmalar boğazıma dizilmişti. Ben yol boyu somurturken Kaya bey benimle hiç ilgilenmemiş ve kafasını tabletinden kaldırmamıştı. Arada bana gönderdiği mailleri kontrol etmemi istiyordu ve bende bilgisayarım yanımda olmadığı için mecburen onun bilgisayarından kontrol ediyordum. Yani kısacası ne yapmış etmiş izin günümde beni çalıştırmıştı.
Hali hazırda İtalyan ortaklarımız olduğu için neden başkalarıyla ortak olmak istediğini sormuştum. Bay Lorenzo ile olan ortaklığını sona erdireceğini söyledi, sözleşme süresi bitmeye yakındı ama onunla olan ortaklığını sürdürmek istemiyormuş. Bunun nedenini sorduğumda kaçamak cevaplar almıştım, bu demek oluyordu ki sebebini bana açıklamak istemiyordu. Bende burnumu daha fazla sokmayıp soru sormayı kesmiştim.
İtalya'ya iniş yaptığımızda iki tane zırhlı araç bizi bekliyordu! Bu kadarı da fazla diye düşünecektim ki vazgeçtim, sonuçta yakın bir zamanda silahlı saldırıya uğramıştık ve kurşun geçirmez camlar bizim hayatımızı kurtarmıştı. O olayı hatırlayınca ürperdim ve ne kadar tehlikeli bir adamla çalıştığım konusu düşüncelerime sızdı.
"Selin hanım gelmeyi düşünmüyor musunuz?" Aracın önünde dikildiğimi fark edip hemen arabaya bindim. Kaya beyde bindiğinde kafasını bana çevirdi.
"İyi misin?" Bana, endişe barındırdığını düşündüğüm gözlerle baktı. Surat ifadesini çoğu zaman anlayamadığım için tahminde bulunuyordum.
"İyiyim, sadece saldırıya uğradığımız zamanı hatırladım." Yüz hatları gerilirken o olaya sinirlendiğini anladım.
"Unut o olayı."
"Çalışıyorum ama o kadar kolay olmuyor."
"Bu zamana kadar benimle çalıştın ve sana bir şey olmasına asla izin vermedim. Bundan sonrada vermeyeceğim o yüzden endişelenme."
O bana ikna edici gözlerle bakarken nasıl ona inanmazdım. Kafamı aşağıya yukarıya salladım ve kendimi ürkek bir kedi gibi hissettim. Normalde hiçte korkak bir insan değildim ama silahlı saldırıya uğramak gerçekten de basit değildi ve bir hatıralarımda bir iz bırakıyordu.
Lüks bir otelin önünde durduğumuzda otelin girişinde bir adam bizi karşılayıp direkt katımıza yönlendirmişti. Korumalarda peşimizden gelirken otelde baya dikkat çekiyorduk. Eğer Kaya Argun'un yanındaysanız bütün bakışların üstünüzde olmasına alışmanız gerekirdi ve ben bu konuda master yapmıştım.
Son kata çıktığımızda geniş koridorda ilerledik, çift kapılı odaya geldiğimizde otelin yöneticilerinden biri olduğunu anladığım adam bizim için kapıyı açtı ve kenara çekildi. Kaya bey de önce benim girmem için işaret etti. Kaşlarımı çatarken kafamı o kadar hızlı ona doğru çevirdim ki baykuş olduğuma o an inanabilirdim.
"Sizinle aynı odada kalmayacağız herhalde Kaya bey!" Patronum bıkkınlıkla gözlerini açıp kapatırken konuştu.
"Burası kral dairesi yani birden fazla odası var, ilk defa seyahate çıkmışız gibi davranmayın lütfen!" Utançla kafamı eğdim ve hiçbir şey söylemeden kocaman hole adım attım. Açıkçası iş seyahatine çıkmayalı baya bir süre olmuştu ve daha önce hiç fazladan odası olan bir dairede kalmamıştık odalarımız hep ayrı olurdu. Gerçi o yine kral dairesinde kalırdı ama hiç aynı dairede kalmamıştık o yüzden bunu garip bulmam normaldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA PATRONUM (TAMAMLANDI)
RomanceSelin, iyi bir geleceği olması için hep çok çabalamıştı. En iyi üniversitelerin birinden mezun olmuş ve bir şirket patronunun asistanında isteyebileceği bütün özelliklere ulaşmıştı. O, gerçekten de uğraşıp didinen ve sırf işler yolunda gitsin diye h...