Yeni bölüm. İyi okumalar.
Kolu belime sıkıca sarılı vaziyetteydi. Bu duruma nasıl gelebilmiştik? Normalde ben uyurken bulunduğum pozisyondan azıcık bile başka yere kaymazdım. İki saniye boyunca onunla bakıştıktan sonra ne yaptığımın farkına varıp göğsünde olan elimi çektim ve doğrulmaya çalıştım.
Kolu belimi o kadar sıkı tutuyordu ki undan uzaklaşamamıştım bile. Ben neden gitmeme izin vermediğini sormak üzereyken dışardan gelen gürültülerle kolunu çekti. Hemen ondan uzaklaşıp yataktan kalktım.
Bulunduğumuz durumu konuşmaya fırsatımız yoktu çünkü patronum hiçbir şey olmamış gibi kıyafetlerini alıp banyoya girdi. Artan seslerle merak duygularım iyice körükleniyordu.
Banyodan gelen su sesleri sayesinde bende hemen kendi kıyafetlerimi giyip o banyodan çıkana kadar hazırlandım. Aslında bende duş almak isterdim ama burada o varken imkansızdı.
Hazır olduğumu görünce gayet sakin bir şekilde dün aldığı kapı kilidini çıkarıp kapıyı açtı.
"Gidelim." Neden bu kadar sakindi? Orada birbirlerine silah bile çekmiş olabilirlerdi ve ben canımın güvende olduğundan hiç emin olamıyordum.
Bahçeye çıkınca bay Armando ve diğerlerinin ayakta durup tartıştığını gördüm. Konuşulanları dinlediğim zaman anladım ki aralarında kavga etmiyorlardı, biri dün gece bütün depolarını soymuştu ve bu yüzden çok büyük zarara uğramışlardı. Onlar panikle bunun kimin yapabileceğini tartışırken bizi fark ettiler.
Kaya beyin güçlü imajı, tavırları, hatta ses tonu bile tehlikeli bir aura yayarken onu görür görmez kendilerine çeki düzen verdiler. Patronum onları bakışlarıyla süzdü ve sorunun ne olduğunu sordu.
Bay Armando ingilizce olarak her şeyi Kaya beye anlattı ve bunun yapacakları ortaklığı etkilemesini istemediğini söyledi. Bundan sonra olanlar ise filmlerde izlediğim bir sahneydi sanki.
Patronum alayla gülümsedi ve depoları soyanın kendisi olduğunu söyledi. Çok şaşırmıştım. Bunu neden yaptığını bilmiyordum, özellikle bunu neden onlara itiraf ettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bizi kesin öldürtecekti.
Bay Armando'nun bembeyaz olan suratı daha da beyazlarken adamın oğlu hemen silahına uzandı. Babası onu durdurdu ve bunu neden yapmak isteyeceğini sordu. Kaya bey sakince onlara açıklama yaparken benim kafamdaki bütün taşlar yerine oturuyordu.
Buraya geldiğimizden beri tuhaf davranmasının sebebini öğrenmiştim. Biriktirdiğim sorulara cevap bulurken hissettiğim merak duygusu yerini hayrete bırakmıştı.
Patronumun anlattığına göre, bay Armando ve dünürü sırf Kaya bey onlarla iş yapmaya yanaşsın diye patronumu zarara sokmaya çalışmıştı. Ama tabi ki zeki patronum olayı çözerek işine kimin zarar veremeye çalıştığını öğrenip bunu ödetmek için onlarla ortak olacakmış gibi davranıp bir yandan da depolarının yerini öğrenmişti. Ben bu adamın zekasına hayret ederken kafama dank eden şeyle sinirlerim gerildi.
Sadece onları değil beni de kandırmıştı! Üstelik böyle tehlikeli bir oyunda beni nişanlısı rolüne sokup canımı hiçe saymıştı! Gerçekten beni bu kadar mı umursamıyordu? Acaba istifa etmek istiyorum diye beni burada kaza kurşunuyla falan mı öldürtecekti? Kafamda yine senaryolar fink atarken bay Armando silahını çekmişti.
Beynime hücum eden anılarla patronumun kolunu tuttum. Çekilen silaha gözünü bile kırpmadan bakarken kolunu tutmamla bana döndü ve korktuğumu gördü. Bay Armando Kaya beye, mallarının yerini söylemesi gerektiğini aksi taktirde onu vuracağını söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA PATRONUM (TAMAMLANDI)
RomanceSelin, iyi bir geleceği olması için hep çok çabalamıştı. En iyi üniversitelerin birinden mezun olmuş ve bir şirket patronunun asistanında isteyebileceği bütün özelliklere ulaşmıştı. O, gerçekten de uğraşıp didinen ve sırf işler yolunda gitsin diye h...