Bir çok ilimizde meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; aileleri ve milletimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.Yeni Bölüm.
Selin Toprak
Jackson ve lily ile birlikte parti sahibinin evine yürümüştük. Geldiğimiz ev müstakildi, ekip liderimizin eviydi ve içerisinin kalabalık olduğunu, dışarısının da kalabalık olmasından anlamıştım. Sanırım iş arkadaşları dışında arkadaş çevresi de buradaydı.
Evden rahatsız etmeyecek düzeyde müzik sesi gelirken içeriye girdik.
Lily "Shall we get our drinks first?" Lily önce içkilerimizi almamız gerektiğini söylediği için onu takip ederek mutfağa geldik. Üçümüzde soğutucudan bira alırken Lily bir cips poşeti kapmıştı.
Biramdan bir kaç yudum aldıktan sonra gevşemiştim ve arkadaşlarımla birlikte salondaki dans eden kişilerin arasına katıldım.
Hareketli bir şarkıda yavaşça dans ediyor ve aklımı boşaltıyordum. Ara sıra tanıdığım insanların selam verebilmek için yaklaşıp adımı söylemelerine karşılık vermiyor ve sarhoş olduğumu düşünmelerini sağlıyordum. Çünkü, sadece o zaman gözlerimi kapatıp bu kalabalığın arasında kendimi yalnız hissedebiliyordum.
İçkim bitince bir tane daha almış ve yavaş dansıma devam etmiştim. Uzunca bir süre, kendimi insanların arasında kaybettikten sonra omzuma bir el dokundu.
"Jane, can ı dance with you?"
Gözlerimi açtığımda karşımda ekip liderimiz Taylor duruyordu. Suratında onu yakışıklı gösteren serseri bir gülümseme vardı ve dans etmeyi rica etmekten çok talep ediyor gibi duruyordu.
"I am sorry but ı want to dance alone." Ona yalnız dans etmek istediğimi söylemiş ve bir adım geri çekilip gözlerimi kapatmıştım. Dansıma kaldığım yerden devam ederken belimde hissettiğim ellerle gözlerim tiksintiyle açılmıştı. Taylor'ın, ellerini belime koyup bana yaklaşmasından tiksinmiştim.
"But nobody deserves to dance alone." O, kimsenin yalnız dans etmeyi hak etmediğini söylerken ben onun ellerini itmiştim.
"For some reason the party tastes off." Onun gözlerinin içine bakarak 'nedense partinin tadı kaçtı' dedim ve evden çıktım.
Bahçede Jakcson'u bir çocukla samimi bir şekilde dans ederken gördüm. Jackson erkeklerden hoşlanıyordu ve görünüşe göre onun gibi hisseden birini bulmuştu. Bu görüntü beni bir anlık sevindirirken o beni görmeden bahçeden çıktım. Eğlencesini benim yüzümden bölmesini istemiyordum.
Evime yürümeye başladım, saatin geç olmasına rağmen sokaklar kalabalıktı. Yürürken etrafımı izliyordum , ilkbaharda olmamıza rağmen hava esmeye başlamıştı. Bir kaç saniye sonra yağmur çiselerken adımlarımı hızlandırdım.
Yağmur şiddetini artırırken üzerimdeki yazlık elbise vücuduma yapışmaya başlamıştı. Bisiklet yaka, kısa kollu, ince mini elbisem neredeyse bütün hatlarımı belli ediyordu ve ben artık koşuyordum.
Uzun dalgalı saçlarımdan sular damlarken üşümeye başladım. Kaldığım apartmanın önüne geldiğimde durdum.
Üzerinde siyah, uzun kaban olan bir adam arkası dönük bir şekilde giriş kapısının önünde bekliyordu. Tanıdık cüssesinden onun kim olabileceğine dair bir fikir edinirken kalbim korku ve heyecanla çarpmaya başladı.
Kaya, sanki ağır çekimdeymişçesine yavaşça arkasını döndü. Yakışıklı yüzünü görmek bana farklı duyguları bir arada hissettirmişti, olduğum yerde kalakalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA PATRONUM (TAMAMLANDI)
Lãng mạnSelin, iyi bir geleceği olması için hep çok çabalamıştı. En iyi üniversitelerin birinden mezun olmuş ve bir şirket patronunun asistanında isteyebileceği bütün özelliklere ulaşmıştı. O, gerçekten de uğraşıp didinen ve sırf işler yolunda gitsin diye h...