Bölüm 26

12.4K 498 29
                                    


Yeni bölüm. İyi okumalar.


Selin Toprak


Kaya beni kendi evime bıraktığında üzerime bir rahatlama çökmüştü. 

Evimde küçük bir tur attım ve kendi evimi ne kadar özlediğimi fark ettim. Amerika çok güzeldi ama hayatım ve sevdiğim adam burada olunca orası yalnızlığımı körükleyen bir araçtı sanki. Evet sevdiğim adam, ona artık böyle diyebilirdim öyle değil mi?

Hem insanın kendi memleketi bambaşkaydı. Belki burada büyüdüğüm için bilmiyorum ama kolay kolay vazgeçemeyeceğimi anlamıştım artık.

Orada bir ay kalmadan önce bunun fakında değildim. Kaya'dan uzaklaşmak için yurt dışında yaşamayı hedef edinmiştim kendime ama bunu gerçekten yapınca, orada kendimi hep eksik hissettiğimi anladım.

Koltuğuma oturduğumda uzun zamandır eksikliğini hissettiğim huzurun beni sarmaladığını hissettim. Koltukta biraz uzandıktan sonra kalkmış ve duş almıştım. Pijamalarımı giyip yatağa uzandığımda günün yorgunluğuyla anında uyuya kaldım.


Sabah kapı zilinin çalmasıyla zor uyandım. Saate baktığımda dokuzu gösteriyordu. Kapı deliğinden gelenin kim olduğuna bakınca takım elbiseli, genç bir adam gördüm. Anında sinirlerim gerilirken Kaya'nın sözünü tutmayacağından korktum.

Derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açtım.

"Günaydın Selin hanım." Adama dik dik baktım.

"Ne istiyorsun? Artık sizler çevremde olmayacaksınız bilmiyor musun?" Genç adamın yüzünde mimik oynamazken Kaya'nın bu adamları kendine benzetmek için ne gibi bir metot kullandığını merak ettim.

"Evet Selin hanım biliyorum. Sadece ihtiyacınız olur diye telefonunuzu getirdim. İçinde diğer eşyalarınızda var."

Adama kuşkuyla baktıktan sonra bana uzattığı telefonu ve büyük el çantasını almıştım. Sanırım gerçekten de bunun için gelmişti.

"Pekala teşekkür ederim." Kafasını sallayıp hızlıca ayrıldı.

Bir an eskiye döndüm diye endişelenmiştim ama hayır, Kaya verdiği sözü tutacaktı, tutmak zorundaydı. Adama çok kaba davranmıştım ama ne yazık ki kendimi tutamamıştım.

 Aslında telefonumun gelmesi iyi olmuştu çünkü şuan ki telefonum hattı burada çalışmıyordu.

Hemen telefonu açarken bildirimlerin üst üste gelmesini izledim. Geçen aydan başlayıp düne kadar gelen bir sürü bildirim vardı. Arkadaşlarımdan gelen arama ve mesajlar, çok endişelenmişlerdi. Ailemin haberi olduğu için onlardan hiçbir bildirim yoktu.

Yine de arkadaşlarımı habersiz bırakıp korkuttuğum için suçluluk duygum anında gün yüzüne çıktı.

Öncelikle Cem, Ali ve Melisayı konferans görüşmesine alıp onlarla konuştum. Bana o kadar kızmışlardı ki çok zor toparladım. Depresyonda olduğumu ve ruhen iyileşmek için gittiğimi söyledim. Çok kötü durumda olduğum için telefonumu bırakıp gittiğimi söylemiştim.

Yalan söylemek bir alışkanlık haline gelmişti sanki. Ama onlara doğruyu söyleyemezdim. Anında Kaya'nın kapısına dayanırlardı ve Kaya'nın onlara sabır gösterip göstermeyeceğini bilmiyordum. O yüzden tek çarem yalan söylemekti.

Şirketin avukatı Alper beyden de mesaj geldiğini gördüm. Uzun zamandır beni görmediğini ve endişelendiğini yazmıştı. Ona cevap verip vermemek arasında kalmıştım ama merak ettiği için kendimi cevap vermek zorunda hissettim.

BELA PATRONUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin