Yeni bölüm. İyi okumalar.
Selin Toprak
Hayır, hayır, hayır bu oluyor olamazdı! Şu adamın dediklerine bakar mısınız! Şu ana kadar onun bu yönüne hiç tanık olmamıştım ve hayretler içerisindeydim.
Ona çalışmamı istemesi başka onun hayatında sevgilisi olarak kalmamı istemesi başkaydı. Ve sadece istemiyordu, aynı zamanda beni mecbur etmeye çalışıyordu!
O odadan çıktıktan sonra dakikalarca odanın içinde tur atmış, kafamı toplamaya çalışmış ve başaramamıştım çünkü sadece bir çözüm bulabilirsem kafamı toplayabilirdim. Ama şuan elimde hiçbir çözümüm yoktu bu yüzden panik içindeydim.
Polisi aramak aklımdan geçti ama emniyette adamları olduğunu biliyordum. Geçen sene muhasebede çalışan bir adam vardı. Bu adam büyük miktarlarda şirketten para çalmış ve kaçmıştı. Duyduğuma göre polis adamı Kaya beyden önce yakalamıştı ama ertesi gün adam salıverilmişti. O zamandan bu yana adamdan haber almadık. Büyük ihtimalle patronum onun salıverilmesini sağlamış ve adamın cezasını kendisi kesmişti.
Bunları hatırlayınca içim daha da daraldı. Ayakta turlamaktan yorulup boş duvarı izlemeye başladıktan bir süre sonra aklıma gelen şeyle koltuktaki telefonuma koştum ve son çareymiş gibi rehberimde isim aratmaya başladım.
Kemal Tuğrul ismini bulunca resmen üzerime rahatlama çökmüştü, aramaya bastım neyse ki isim hala duruyordu.
Ben üniversite son sınıf öğrencisiyken daha önce staj yaptığım bir şirketin beni bu adama tavsiye etmesiyle bu adamdan, önemli bir toplantıda çevirmenlik yapmam için teklif aldım.
Adam ellili yaşlarda çok iyi bir amcaydı ama onunda güçlü bir adam olduğunu çok geçmeden öğrenmiştim. Kendi çevirmenleri kaza yaptığı için gelememiş ve onlarda tavsiye üzerine beni çağırmıştı.
Toplantıyı sorunsuz atlatınca adam bana borçlu olduğunu söylemiş ve bir şeye ihtiyacım olursa eğer aramamı söylemişti ve bende şuan arıyordum, umarım beni hatırlardı.
Telefondan gelen "Alo." sesiyle sevinirken hala aynı numarayı kullanması şanslı olduğumu düşünmeme sebep oldu.
"Alo merhaba Kemal amca ben Selin, hatırladınız mı?" Karşıdan bir kaç saniye ses gelmezken hatırlamaya çalıştığını düşündüm.
"Hangi Selin?" Derin bir nefes alırken ,içimden hatırlasın diye dua ediyordum.
"Selin Toprak, sizinle biri toplantıya katılmıştım çevirmen olarak." Bir süre daha ses gelmeyince içimdeki sıkıntı tekrardan ortaya çıkmak üzereydi.
"Ah, hatırladım tabi. Selin kızım nasılsın?" Beni hatırlamasıyla anlık bir sevinç yaşarken dikkatimi söylemem gerekenlere verdim.
"Bende onun için aradım Kemal amca, çok zor bir durumdayım ve belki bana yardım edebilirsin diye seni aradım." Sesimi güçlü çıkarmaya çalışmadım ve şuan olduğu şekilde hafifçe titremesine izin verdim.
"Hayırdır kızım ne oldu? Söyle elbet yardım edebileceğim bir şeyse senden yardım esirger miyim hiç?" Bu sözlerle daha da duygulanırken ağlamamaya çalıştım.
İnsan kafasından kendini telkin etmeye çalışınca başarabiliyordu ama duygusal açıdan kötü bir anda başkalarına olanları anlatmak kolay değildi. Sesiniz incelebiliyor ve ağlamak isteyebiliyorsunuz ama şuan ağlayamazdım buna zamanım yoktu. O yüzden de her ne kadar sesim incelse de anlatmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA PATRONUM (TAMAMLANDI)
RomanceSelin, iyi bir geleceği olması için hep çok çabalamıştı. En iyi üniversitelerin birinden mezun olmuş ve bir şirket patronunun asistanında isteyebileceği bütün özelliklere ulaşmıştı. O, gerçekten de uğraşıp didinen ve sırf işler yolunda gitsin diye h...