vahşi kadın

⚘on beş

merhaba^ hikayelerime olan ilginiz için teşekkür etmek istedim🤎iyi okumalar!

🎞pop smoke*element

Daha önce hiçbir adamın önünde eğilmemiştim. Hatta bunu istememiştim bile. Dennis'in önünde dizlerimin üstünden kalkmak istemiyordum. En başta onun sessiz, insanları etkilemeyen bir kişiliği olduğunu düşünmüştüm ama sessizliğiyle boyun eğdirip hakimiyet kurabileceği aklıma gelmezdi.

Dennis, elimin konumuna bakarken alt dudağını yaladı. Dili yarasına değince kaşlarını çattı ama gözlerindeki hararet azalmamıştı. Bana izin verecekti.

Dennis'i yatağıma sürükledim. Gerekenden yavaş bir şekilde sözümü dinleyip oturdu. Omzundan geriye iterek sırtını yatağa yaslamasını istedim ama o gerilemesine rağmen dirseklerinden destek alarak hafif yatay bir pozisyonda kaldı. Sol bacağımı, bacaklarının arasındaki boşluğa yerleştirdim ve elimi iki yanına koyarak suratına doğru yaklaştım. "Pekala Dennis, hiçbir zorlanma altında kalmadan bana izin veriyor musun?"

Sağ kaşı havalandı. "Neye izin verdiğimi bilmiyorum."

Ellerimi kaldırdım ve gömleğinin düğmelerine uzattım. Hepsini açtığımda çıkarmasını istemedim, gömleğinin yalnızca önü açık ve geriye doğru dağılmış bir şekilde kalmasını istedim. Onu inceledim, normalde karşımda güzel bir beden olsa da ayrıntılara girmezdim.

Sol göğsünde ağzı açık kaplan başı dövmesi vardı ki bu beni güldürmüştü. Elimi üzerine koyarak kaplanın dişlerinde gezdirdim, parmak uçlarıma sık olmayan ama hoşuma giden tüyler geliyordu. Aşağı doğru indim, kasları sıralı ve kıskandıracak kadar düzgün görünüyordu. Dennis ince değildi; iri omuzlu da değildi, benden katlarca büyük görünse de.

Yara izine ulaştığında parmaklarım, gözlerim Dennis'inkileri buldu. Parmaklarımın, hızla inip kalkan göğsündeki hareketini izliyordu ama ona baktığımı fark edince gözlerini kaldırmıştı. İfadem soru sorar gibiydi çünkü lanet olası düzensiz izinin vücudunu nasıl bu kadar seksi hale getirebildiğini merak ediyordum.

Başımı karnına doğru eğdim ve izini yavaşça öpmeye başladım. Saçlarım karnını gıdıklıyordu, dudaklarım ise izi keşfediyordu. Parmaklarım kemerini açtı, pantolonunu düğmesini indirmeden aşağı çektim ve dudaklarımı da aynı şekilde teninde aşağı doğru sürüdüm.

"Yapma." dedi.

Başımı hafifçe kaldırdım, çenem tenindeydi. "Ağzıma asla almam, merak etme." dedim. Gerçekten de sakso çekme veya çektirme gibi bir isteğim hiç olmamıştı, fazla samimi geliyordu ama Dennis'inkini merak ettiğimi itiraf etmeyecektim.

"Düğmeye dokunma demek istemiştim."

Kaşlarımı kaldırarak bir nebze doğruldum, ardından da işaret parmağımla pantolonunun metal düğmesine bastırdım.

Dennis anında üzerime fırladı. Beni ters çevirerek altına aldı, çok hızlı hareket etmişti fakat canımı yakmamaya özen gösterir gibi beni yatağa çevirdiğinde eli sırtımdaydı. Elini nazikçe çekerek vücudumu yatağa tamamen bıraktı. İki eli de başımın yanlarındaydı. Bacaklarını benimkilerin yanlarında açarak kıstırdı.

Yüzüme doğru eğildi ama başımı sola çevirdim. "Dudağının kanamasına tekrar sebep olmak istemiyorum." Boynumdaki izi öptü, ardından da sırtını doğrulttu. Üstümde milyon dolarlık bir tablo gibiydi; ona aşağıdan bakmak çene hattını daha keskin gösteriyordu. "Planım seni incelemekti, neden yer değiştirdik ki?"

"Belki ben de seni incelemek istiyorumdur?"

Kocaman bir kahkaha atarken başımı geriye attım. "Hayatta inanmam." Duraksadım. "Yani, tatlım, benden etkilendiğinin farkındayım ama benim kastettiğim şey..." Başımı hafifçe eğdim, ardından da üstümü çıkardım. Kendimi işaret ettim. "Instagram'ıma baksan bunu gayet rahat görebilirsin."