*bölüm üçüncü ağızdan yazılmıştır.
🎞️lady, touch yourself
Dennis Boyle'u çileden çıkarabilecek tek bir şey vardı. O da önünde, özgüveni kendi icat etmiş gibi yürüyen, her adımında at kuyruğu sağa sola sallanan Chalsea Lorenna Almei'den başkası değildi. Dennis, kadınların görünüşünden etkilenip direkt hayal kurmaya başlayan biri değildi fakat yumruğunun etrafında, o yumuşak saçlar kopmadan ne kadar dayanabilir merak ediyordu. Chalsea geceye hazırlandığından beri düşündüğü ikinci şey buydu.
İlki ise...
Gözlerinin içine baka baka giydiği g-string'iydi. Chalsea bunu bilerek yapıyordu, Dennis'in toparlamaya çalıştığı edep kırıntılarını süpürüp duruyordu. Hele hele, babasıyla konuşurken Dennis'in elini bacağına çekmesi... Onu, çıldırmanın eşiğinden döndürmüştü.
Bu kızın korkusu yokmuş gibi davranması, hatta kendini bilmeden Dennis'e bu kadar bırakması Dennis için dünyadaki en iyi his olabilirdi. Dennis de hislerini asla reddetmezdi, sadece Chalsea'nin sormasını bekliyordu. Ve Chalsea de, fark etmeden, ona öyle bir açılmıştı ki sözleriyle Dennis için o, beklemiş olmaya değerdi.
Chalsea'den eskiden hep uzak durmaya çalışmıştı ama şimdi öyle bir girmişti ki hayatına, çıkamazdı.
Duygular bir yana, Dennis seksin bu denli iyi hissettirmesini beklemiyordu. Vücudu onun için yalvarıyordu, acı vericiydi. Aklından atamıyordu ve her şey normalmiş gibi davranmak da eziyet gibi geliyordu. Konu Chalsea olunca normal hiçbir şey yoktu Dennis'in içinde. Ve sonunda, Chalsea kendini açmaya başladığında, Dennis kendini serbest bırakmıştı. Daha doğrusu, Chalsea'nin tabiriyle, Richie'yi.
Odaya girdiklerinde Chalsea, tuvalete gitmesi gerektiğini söyledi. Ona bakmadan veya başka bir şey söylemeden gitti. Dennis, onun yapacaklarını söyleyip cevap beklemeden yapmasından bile hoşlanıyordu. Ne hoşlanması? Bunu seviyordu.
Dennis kendi kendine sırıtarak çenesini sıvazladı. Sakalları eline geldiğinde iç çekti. Normalde sakal bırakmayı sevmezdi ama Chalsea ondan bunu istediğinden beri yapıyordu. Hatta dün gece, Chalsea'nin oralden ne kadar hoşlandığını fark ettiğinde sakallarının da işe yaradığını düşünmüştü ve artık sikseler tamamen traş etmezdi. Chalsea karar değiştirirse işler de değişirdi tabii.
Dennis, Chalsea'nin kürkünü koltuğa bıraktıktan sonra büyük yatağa doğru ilerledi. Çarşaflar yeni yıkanmış gibi kokuyordu ama artık bir şeye temiz demesi için onda Chalsea'nin kokusunun olması gerekiyordu. Neyseki birkaç dakikaya bu iş çözülecekti.
Ceketini çıkardı. Yatağa, bacaklarını açarak(şu an azıcık bile kapayabilmesi imkansızdı) oturdu; ellerini iki yanından yatağa yaslayarak başını geriye attı. Derin bir nefes aldı. Teni öyle bir ısınmıştı ki beklentiyle nemlendiğini hissedebiliyordu, kravatını gevşeterek gömleğinin birkaç düğmesini açmak zorunda kaldı. Çıkarmayı düşündü düşünmesine de, dün gece Chalsea'nin yapması çok ama çok hoşuna gitmişti. Yine yapsın istiyordu.
Chalsea odaya geri girdiğinde Dennis bunu beklemiyordu. Yani... Chalsea'nin sadece g-string'i ile karşısında dikilmesini. Veya, iç çamaşırının ipiyle teni arasına sıkıştırdığı prezervatifleri. Kız ona doğru ilerlediğinde Dennis fırlayıp onu yere yatırmamak için zor durdu; çarşafları yumruğunun içine sıkıştırarak gerildi. Gözlerini, pürüzsüz bacaklarından son zamanlarda dolgunlaşan kalçalarında kaldırdı. Ardından, yavaşça sallanan dik göğüslerine baktı ve onlarla hipnoz olmaktan son anda kurtuldu.
"Zaman kaybetmeyelim dedim, işimiz uzun." dedi Chalsea. Chalsea, Dennis'in bacaklarının arasına ulaşıp dizlerinin üzerine çöktü. Gözlerini gözlerine doğru kaldırdı. "Yani, öyle umuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vahşi kadın
Teen Fiction(4) Dennis Boyle, arkadaş grubunun en aklı başında olan üyesiydi ve hata yapmaktan hep kaçınırdı. Chalsea Lorenna Almei ise onun aklını başından almak için mükemmel bir adaydı ve kesinlikle büyük bir hataydı; yapmaktan geri duramadığı bir hata.