🎞montell fish*hotel
Tina partiyi dayısının evinde yapıyordu. Başta komik ve zavallıca bulmuştum. Keşke gerçekten öyle olsaydı. Dayısı 26 yaşındaydı ve kendi arkadaşlarını da davet etmişti. Evi devasaydı; kalabalık da bizim okuldakileri ikiye katlardı. Bunları kapının önüne geldiğimde öğrendiğime inanamadım.
Gavin kolumu dürttü. "Yanlış mı görüyorum yoksa orada çıplak erkekler mi var?"
Tina bize doğru yaklaşırken gözleri Gavin'e kaydı.
Hızla "Çıplak değiller. Jack'in dansçıları öyle giyiniyor." diye fısıldayarak Tina'ya sarıldım. Sesimi yükselttim, bağırdım Tina'ya doğru: "Tatlım, harika gözüküyor."
"Biliyorum," dedi gururla sırıtarak. "Conroy, Jack'i tanıyormuş. Tesadüfe bak!" Conroy, dayısıydı.
"Ah, Conroy!" dedim abartılı bir sevinçe, Tina'nın yanından ilerledim. "Nerede o? Çoook özledim."
"Beni takip et güzelim." diyerek elimi tuttu.
Arkamda bıraktığım Gavin'e baktım. İlk kendimi, sonra da Gavin'i işaret ederek dudaklarımı oynattım. "Ben seni bulurum."
Conroy'la kısaca samimi muhabbet ettikten sonra Conroy'un arkadaşlarının bir kısmıyla tanıştım. Onları kendime hayran bırakmam kısa sürmüştü, zaten hepsi hazırdı. Onlara tekrar uğrayacağımı, tanıdıklarımın beni çağırdığını söyledim. Gerçekten de öyle olmuştu, bizim okuldan gelen çoğu kişiyle kısa sohbetler ettim. Dışarıdan tanıdıklarımla da. Tina'nın bensiz hepsini getirebildiğine şaşırmıştım. Gerçi Lea'nın dediğine göre yayılan dans videomuzdan sonra benim de geleceğimi söylemesi herkesin partisine katılmasına sebep olmuştu.
Hector'un kalabalık bir grupla oturduğu bölüme gitmeden önce Gavin'i buldum.
"Aşırı öfkeliyim varya." dedim kulağına doğru.
"Ne oldu kız?"
"Partiyi görmüyor musun? İnsanlar kalabalıktan pencereden sarkacak. Conroy'un da ne ses sistemi varmış." dedim, dudaklarımı büzerek. Gavin benimle gelmek için yanından ayrıldığı kızın arkasından başını beğeniyle salladı. "Bana destek versene. Dennis öyle demedi mi sana?"
Gözlerini kızın kıçından çekti, kız baktığı yeri fark etmişti. Ona doğru gülücük saçtı. "Hayır, ben kendi isteğimle seninle geldim. Dennis'ten haberim yok." Gözlerini kırpıştırdı. "Partinin iyi olmasına mı öfkelendin?"
"Benimkinden iyi olmasına." dedim, Gavin'in koluna girerek. "Bunu yapamaz. Hiç yapmazdı. Bu akşam farklı bir boklar yemeliyim."
"Gözler zaten üzerinde, tatlım. Bence gerek yok."
Gavin'e sırıttım. "Seni gittiğim her yere götüreceğim."
"Seve seve." diyerek gelip geçen kızlara doğru eridi. "Ben büyük kadınları seviyor olabilir miyim acaba?"
"Sen her kadını seviyorsun." dediğimde mantıklı bulmuş gibi başını salladı. "Hector'a katılıyoruz. Madem Dennis'ten haber yok, burnumuzu doldurma zamanı."
"Nasıl yani?"
"Önlerindeki masayı görmüyor musun?"
"Uyuşturucuyu mu diyorsun?" Onayladım. "Yoook, bana ters."
"Ciddi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vahşi kadın
Teen Fiction(4) Dennis Boyle, arkadaş grubunun en aklı başında olan üyesiydi ve hata yapmaktan hep kaçınırdı. Chalsea Lorenna Almei ise onun aklını başından almak için mükemmel bir adaydı ve kesinlikle büyük bir hataydı; yapmaktan geri duramadığı bir hata.