⚘otuz yedi

4.8K 308 70
                                    

🎞️die for you x heartless

Partiye döndüğümüzde Dennis ortalıkta yoktu. Gavin'in, Thomas'tan öğrendiğine göre düşünmek için uzaklaşmıştı, nereye gittiğini söylemeden. Eve gitmediği kesindi. Telefonlarını da açmıyordu.

Yapabileceğim bir şey yoktu.

Eve döndüm. Gavin benimle gelmeyi teklif etse de kabul etmedim.

Tam evden içeri girecektim ki duraksadım. Kalbim hızlanmaya başladı. Düşünmeye gitmişti demek, ha? Onun hakkında, Lorenna olarak öğrendiğim şeyler aklımda canlandı.

Dennis, sakinleşmek ve düşünmek için nereye gider?

Billboard izlemeye.

Tanrım. Bu gereksiz bilgi, Thomas en başta bizi sorgularken işe yaramıştı ve umarım şimdi de yarardı.

Arabama atlayıp en yakın billboardun nerede olduğunu araştırdım. Ve gecenin köründe, tek tek, lanet olası şehri gezdim. Çalışmayan billboardları bile dolaştım. Bir saat sonra, Dennis'in eve dönmüş olabileceğini düşünmeye başladım.

Tedirginlikle dudaklarımı ısırırken şehrin sınırındaki billboarda gelmiştim.

İşte! Arabası oradaydı. Boş yolun kenarında, dörtlülerini yakmıştı. Dennis ise arabasının kaputuna yan bir şekilde oturmuş, uzun ayaklarını da metal bariyere uzatmıştı. Eh, o da neydi? Elinde sigara falan mı vardı? Yoksa kafayı mı buluyordu be? Nasıl eve dönecekti?

Panik dalgası içimi sararken ani frenle kenara çektim. Arabadan apar topar çıkarken yola atladım. Arabaların geçmemesine minnettardım yoksa akan trafiğe atlasam bile o anki kafamla bunu umursamazdım.

Sessizliği bozanın ne olduğuna bakmak için omzunun üzerinden koştura koştura yanına gelip soluklanmaya çalışan bana döndürdü başını. Elini, sanki bir hayali kışkışlıyormuş gibi salladı. Muhtemelen beni hayal ürünü sanmıştı.

Siktir. Gerçekten esrar mı alıyordu şu an?

"Hayal değilim Dennis, bırak elindekini. Deli misin nesin? Kafayı bulup araba mı süreceksin?"

Birden gözleri açıldı, öksürmeye başladı. Kokunun sigaraya ait olduğunu fark ettiğimde derin bir nefes aldım. Pekala, endişeye gerek yoktu. Dennis hata yapmazdı. Eh, yani... Tek hatası bendim.

Burayı nasıl bulduğumu sormadı. Onun yerine, "İşin çabuk bitmiş. Yarın görüşürüz diye düşünmüştüm." dedi, sakin ve soğuk bir tonda. Yüzünü, ışıl ışıl şampuan reklamı içeren billboarda döndürdü.

"Bak işte." dedim, oflayarak. "Hani önemli değildi?"

"Önemli değil demedim. Sadece, ne yaparsan yap döndüğünde kabul ederim dedim." Sigaradan, ortasından dibine getirecek ve külünü üzerine düşürecek şekilde bir nefes aldı. "İyi miydi bari?"

Gerçekten başka biriyle birlikte olmam onun için kabul edilebilir bir şey miydim yani? Sırf Chalsea olduğum için? Benden böyle bir şey beklendiği için?

"İyi olsa şu an burada olmazdım." demeyi seçtim.

Acılı, tıslar gibi bir kıkırtı kaçtı dudaklarından. Çıkardığı ses adeta küfür eder gibiydi. "Senin adına üzüldüm. Bir dahakine daha iyisini seçersin."

Sigarayı söndürüp yola attığında ağzım açık bakakaldım. Dennis böyle bir şeyi hayatta yapmazdı. Çantamdan mendil çıkararak sigarayı yerden aldım. Göz ucuyla beni izlediğini fark ettim. Ona yaklaşarak cebine sokuşturduğumda yüzü ifadesizdi. "Çöp bulduğunda atarsın, yolu kirletme." dedim.

vahşi kadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin