⚘otuz dokuz

3.7K 271 141
                                    

"Uyurken bile tam bir şeytan. Kardeşime pençelerini geçirmiş ve onu mest etmiş."

"Den'im de şeytanın yaveri olmaya dünden hazırmış da haberimiz yokmuş."

"Şuna baksana, nasıl da kavrıyor..."

"Aynen. Başarabilse elini kıçına yapıştırır bence."

Thomas ve Gavin'in sesleriyle uyanır gibi oldum. Sol yanağım Dennis'in göğsüne yaslıydı, bedenim de üzerindeydi. Koltuğun üstünde, ağır yağlı şeyler yedikten sonra uyumuştuk.

Tek gözümü açarak, diz çökerek bize bakan Thomas ve kollarını birleştirmiş, onun yanında sırıtarak dikilen Gavin'e baktım. Elimi hafifçe hareket ettirip orta parmağını gösterdim. "Gidin başımdan."

Gözümü tekrar kapattığımda maalesef uyanmıştım. Ve bahsettikleri kavramanın, Dennis'in kıçımı kavrayışı olduğunu farkına varmıştım. Büyük sıcak elinin varlığı birden tamamen ayılmama sebep oldu. Baştan aşağı ürperdim.

"Kalkın salonun ortasından. Bizimkiler gelecek, boşa çok yer kaplıyorsunuz." dedi Thomas. "Kardeşime ne yaptın da hala ölü gibi? Normalde hemen uyanırdı."

"Çok yedik." diye sızlandım. Cidden. Feci yumulmuştuk yemeklere. Uykumuzda kalbimizin durmaması iyiydi. Ellerimi Dennis'in göğsüne koyarak başımı kaldırdım. Hafifçe bastırdım. "Dennis?"

Dennis birden gözlerini açtı. Göz bebekleri büyüyüp küçüldü, odaklandı ve kalbimi hızlandıran yoğun bir ifadeyle bana baktı.

"Satıcı piç. İki saattir sesleniyorum, bana mısın demiyor. Şeytanın sesine alarm kurmuş resmen." diye homurdandı Thomas, Gavin de güldü.

"Günaydın." diyerek gülümsedim ve yükselerek dudaklarına hafif bir öpücük kondurdum.

"Günaydın." diye cevapladı. Ses tonu vücuduma elektrik akımı gönderdi. Uyandığı ilk anda hep benimle konuşmasını isteyecek kadar derin bir tondu bu. Gerçi Dennis'in ses her zaman tonunu beğeniyordum. Çok iyi ayarlıyordu. Özellikle de tahrik olmuş halde emir verirken.

"Merhabaaaaaa?" dedi Gavin, yüzlerimizin arasında elini sallayarak. "Kıçlarınızı kaldırın hadi. Ayrıca gün falan aymadı, saat gece yarısına geliyor."

Gözlerimi devirerek Dennis'in üstünden kalktım. O da kaslarını gererek doğruldu. Elimi karnıma koyarak "Of, cidden, ne yemişiz ya?" dedim.

Thomas sahte bir korkuyla bana baktı. "Henüz şeytan bebeklere hazır değilim. Umarım yemek şişliğidir o. Kondom delecek bir tipe benziyorsun."

Dennis bir bacağını uzatarak onu dizinden ittiğinde Thomas, zaten dizlerinin üzerinde olduğu için dengesini kaybederek kıç üstü düştü.

Güldüm. Dennis'e kollarımı uzatarak "Beni banyoya taşır mısııın?" diye şımardım. Dennis beni kucağına aldığında bacaklarımı beline, kollarımı da boynuna sardım. Beni yukarı çıkarırken sırıta sırıta Thomas'a baktım.

"Yemeği de ellerinle yedirdin mi yoksa koca bebek çatal tutmayı biliyor mu?" diye bağırdı arkamızdan.

"Birçok şeyi tutmayı iyi biliyorum." diye bağırarak cevapladım ben de.

Dennis iç çekerek başını iki yana salladığında saçlarım sakallarına sürtünüp dolandı. Odasına geldiğimizde beni klozetin üstüne oturttu ve kendisi de lavaboya eğilip yüzünü yıkamaya başladı. Sonra da bana ve kendine diş fırçası çıkardı.

"Böyle yemeye devam edersek sanırım artık sana kendimi taşıtamayacağım."

Ağzını çalkalarken güldü. "Hallederim."

vahşi kadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin