BÖLÜM 6: GÜVEN

139 8 1
                                    

GEÇMİŞ

Ayağındaki beyaz çoraplarıyla yürüyordu genç kız. İçinde garip bir heyecan vardı. Buraya geldiğinden beri belki de ilk defa odasından dışarıya çıkmıştı ama heyecanının sebebi bu değildi. Ayakları sessizce ilerlerken etrafını kontrol ediyordu Peri. Birileri görürse onu zorla odasına götürür ve iğneleri tekrar vücuduna yapıştırmaya başlarlardı. Elinde sıkıca tuttuğu kâğıt terden buruşmaya başlamıştı. Koridorun sonuna geldiğinde durdu ve gözlerini kâğıda dikti. Mürekkebi hafiften akmıştı fakat hâlâ okunabiliyordu. Koridorun sonuna gelmesi yazıyordu. Ve işte buradaydı. Bunu yastığının altında bulmuştu ve kimin bıraktığını çok iyi biliyordu.

Saniyeler akarken yanında bir hareketlilik hissetti genç kız. Beyaz duvar yavaşça aralanmaya başladığında kendini bir iki adım geri çekmişti. Ses çıkarmamaya özen gösterdi. Hâlâ etrafını kontrol ediyordu. Sonunda koluna kemikli bir el sarıldı ve onu duvarın içine çekti. Peri bu ellere karşı koymadı. Memnuniyetle içeri adımladı. Ortam hafif karanlıktı ama karşısındaki çocuk elinde bulması kolay olmayan led bir aydınlatıcıyla kendisine bakarken etrafı az da olsa aydınlatıyordu.

"Hoş geldin." dedi Ilgaz yüzünde kocaman bir gülümsemeyle. Peri de gülümsemesini büyütüp karşısındaki oğlana sardı kollarını. Başını Ilgaz'ın boynuna yaslayıp soluklandı bir süre. Yakalanacağını düşünüp strese sokmuştu kendini ama işte şimdi huzur bulduğu kollardaydı. Nihayet.

"Hoş buldum." Belki de ilk defa bu kadar içten söylemişti bu iki kelimeyi. Gerçekten de gelmiş ve hoş bulmuştu. Ilgaz kollarını doladığı belden ayırarak biraz geri çekti kendini. Kızın gözlerini görmek istiyordu. Burada göremediği gökyüzünü aratmayacak şekilde parlıyordu bu gözler. O ışıltılara hayranlıkla baktı.

Peri bu lanet yere geldiğinden beri oğlan sürekli onu odasında ziyaret etmişti ama tabi ki de bir gün yakalanmıştı. Ilgaz da böyle bir çözüm bulmuştu. Doktorların odasına ne zaman geleceğini biliyordu artık. Onlar gelmeden laboratuvarı keşfe çıkıyor, gizli geçitleri hiç zorlanmadan bulabiliyordu. Nedense gizli geçide her yaklaştığında kameraların sayısı azalıyor ve hava ağırlaşıyordu. Zamanla hepsinin olmasa da birkaçının yerini tespit edebilmişti. Ve işte Peri'yle yeni buluşma yerleri burasıydı.

Gözlerini zorlukla Ilgaz'dan çeken kız, onu kolundan çekiştirerek basamaklara oturmalarını sağlamıştı. Merdivenler sonsuzluğa uzanıyor gibiydi. Buraya ilk gelişiydi. Oldukça soğuk bir havası olduğu aşikardı ama merak uyandıran bir tarafı da vardı bu geçidin.

Oğlan elindeki aydınlatıcıyı yere bıraktığında etrafı incelemeyi keserek tekrar ona baktı kız. Söyleyecek bir şeyleri olmalıydı. Elleriyle oynamasından anlamıştı bunu. Ne zaman bir şeyler yolunda gitmezse böyle dudaklarını büzüp elleriyle oynardı Ilgaz. Az çok tanımıştı artık onu. İçindeki huzur bir toz bulutu gibi uçup giderken ellerini oğlanın ellerine doladı. Soğuk kemikli parmaklar anında kızın parmaklarına dolanmıştı. "Söyle hadi." Kızın fısıltısı karanlık geçitte dağıldı. Ilgaz gözlerini sonunda ellerinden çektiğinde parmakları arasındaki teni daha fazla sardı.

"Yeni bir şeyler oluyor. Dün gece farklı cihazlar getirdiler. Ve seninle benim ismimi duydum Peri." Oğlan durakladı. Her şeyin hep şu anki gibi olmasını diliyordu içinden. Huzurlu olmak istiyordu. Hep bu kızın yanında kalmak istiyordu. Soğukluğunu sıcak parmaklarıyla yatıştırsın istiyordu. Çok fazla şey mi diliyordu hayattan? Bu yüzden mi hiçbirisi gerçekleşmiyordu?

Peri karşısındaki yakışıklı yüze uzattı ellerini. Parmakları Ilgaz'ın yanaklarını kavradı. Temasla büzülen dudaklara çevirdi gözlerini ama hemen tekrar açık kahvelere baktı. Ona güç vermek istiyordu. Her ne söyleyecekse belli ki çok kötü bir şeydi ama bunun üstesinden gelebilirlerdi. Birbirlerinin yaralarına merhem olmuşlardı bu soğuk binada. Sorunlarını da el ele çözebilirlerdi. "Bizi iyileştireceklermiş. Damarlarımıza çip yerleştirmekten bahsediyorlardı."

Siyah Ay ve Beyaz Bulutlar (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin