BÖLÜM 8: AİLE

101 8 0
                                    

"Artık benimle konuşmuyorsun?" Bütün dikkatim tabağımdaki zeytinlerdeydi. Son günlerde yaşadığım şeyleri kaldıramamış olabilirdim. Belki de yorgundum sadece. İkra'nın sorusunu duymazdan gelmememin asıl nedeni de buydu. Etrafımdaki insanları kendi hayatımdan uzak tutmalıydım. Kimse benim yüzümden zarar göremezdi. Hele ki İkra... Asla.

"Bir sorun mu var Peri?" dedi endişeli sesiyle. Gerçekten birilerine anlatmak istiyordum. İçimde tutmak çok zordu benim için. Sırlarıma ortak tek yakın hissettiğim kişi Ilgaz'dı şu an. Ama onunla da yeterince yakın sayılmazdık. Ne kadar tanıyordum ki onu? Ya da hatırlıyorum mu demeliyim?

Çatalımı masaya bıraktığımda gözlerim hâlâ siyah zeytinlerdeydi. "Pek sayılmaz." diye cevap verdim. Sorusunu soralı aradan uzunca bir zaman geçmişti ama İkra sabırla cevabımı beklemişti. Kızıl saçlarını geri attıktan sonra elleri ciddiyetle çenesinin altında birleşti. Vereceği tepkiyi izledim. "Bana her şeyi anlatabilirsin. Biliyorsun değil mi?" Kafamı aşağı yukarı salladım onaylamak için. "Gel bakalım sen benimle." Yerinden kalktığı gibi koluma sarılıp beni çekiştirmeye başlamıştı. Merdivenleri tökezleye tökezleye çıktıktan sonra odama geldik.

"Otur şuraya bakayım." Bazen gerçekten bir annenin davranması gerektiği gibi davranıyordu. Emrine itaat ederek yatak başlığına sırtımı dayamış, bacaklarımı uzatmıştım. Dolabıma ilerlediğinde en alt bölmedeki zulamı aradığını biliyordum. Her zaman için regl dönemlerim biraz sancılı geçtiğinden çikolata stoklardım buraya. Çoğu zaman da işe yarardı.

"Dökül." Eline alabildiği kadar çikolatayı yatağımın ortasına bıraktı. Bir tanesini alarak paketini açmaya başladım. "Biri var." Sesim kısık çıkmıştı ama duymasını umuyordum. Çikolatadan kocaman bir ısırık aldım. En azından işin bu kısmını onunla paylaşabilirdim. Geri kalanını anlatsam da bana inanacağına ihtimal vermiyordum. Muhtemelen psikiyatri randevularımı ihmal ettiğimi ima ederdi. "E, bu güzel bir şey?" dedi şaşkınca. "Sorun ne?"

"Ben biraz korkuyorum sanırım." dedim tereddütle. Ilgaz'la aramdaki şeyden ve de bu iyileşme mevzusundan korkuyordum. Bu korkunun büyük çoğunluğunu damarlarımda bulunduğu söylenen ryalar oluşturuyordu. Küçük çip benzeri şeylerin kanımda dolaştığı düşüncesi beni ürkütüyordu.

İkra algılamaya çalıştığı birkaç saniye sonunda kollarını şefkatle bana dolamıştı. Sıcaklığı bedenimi ısıtırken hareket etmeden saçlarımı okşamasına izin verdim. Bana bu kadar hassas davranmasının nedenini tam olarak bilmiyordum. Sadece tahmin edebiliyordum. Hep bir kardeşi olmasını istediğini biliyordum. Belki beni öyle görüyordu. "Peri Hanım büyümüş de aşktan korkmaya mı başlamış?"

Aşk? İkra direkt olayı buraya çekmişti ama şu anlık sadece bir hoşlantıdan ibaret olduğunu düşünüyordum. Ilgaz oldukça yakışıklıydı, zarifti, nazikti ve en önemlisi bana çok güzel bakıyordu. Ondan etkilenmemek elimde değildi. İkra kollarını biraz gevşeterek heyecanla sorularını sıralamaya başladığında sabırla ve özenle hepsine cevap vermeye çalıştım. Adını, ne iş yaptığını, yaşını... Bir de fotoğrafını sormuştu ama elimde adından başka bir bilgi yoktu sanırım. Profilinde de fotoğrafı olmadığına göre ulaşacak başka yer kalmıyordu. Diğer sosyal ağları kullandığını düşünmüyordum çünkü ne kadar arasam da bulamamıştım.

"O zaman... Bu akşam." dedi heyecanla. İma ettiği şeyi anladığımda kafamı iki yana salladım telaşla. "Gelsin işte Peri. Hepimiz toplanırız. Hem tanışmış oluruz." Hâlâ kafamı iki yana sallamaya devam ediyordum. Ilgaz'ı eve çağırmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyordum. Üstelik onu arkadaşlarımla da tanıştırmış olacaktım. Henüz ilişkimizin bu boyutuna geldiğimizi sanmıyordum.

"Öylesine bir sor ya. Arkadaşlarla toplanacağız sen de gel gibisinden." Elimdeki boş çikolata kabına çevirdim gözlerimi. Kabul eder miydi acaba? Bu akşam her zamanki gibi sahile gidecektim. Buluşmamızın mekânını değiştirecektim sadece. Hepsi buydu.

Siyah Ay ve Beyaz Bulutlar (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin