Tenime yapışan nem, boğucu bir sıcak, burnumda ateşin kokusu... Başımdaki sersemletici ağrıya rağmen gözlerimi hafif aralamamı sağlayan etkenler bunlardı. Çevremdeki yoğun sis bulutu bütün hücrelerime işlemiş, duymamı ve net görmemi engelliyordu. Tek hissettiğim şey katlanılmaz bir acıydı. Bir araba motorunun çalışma sesini duyuyor gibiydim ama o kadar boğuktu ki bu sesin benim inlemem olduğunu bile düşünebilirdim. Etrafıma bakmak istedim, neler olduğunu tam hatırlayamıyordum bile. Kollarımı kaldırıp koltuklara zorlukla tutunmaya çalıştım. Bütün kemiklerim kırılmıştı sanki ve şimdi de tenime batıyorlardı.
Paramparça olmuş arabamızın ön camı girdi ilk önce görüş açıma. Koca ağacın dalları kırılmış, birazı ön koltukta oturan anne ve babamın üzerine serilmişti. Benek benek turunculuklar görüyordum. Puslu beynim onun ne olduğunu algılayamadı ancak hissettiğim sıcaklık sayesinde bir yangının tam ortasında olduğumu idrak edebildim. Arabamız...yanıyordu.
Demek ölüm sebebim araba değildi. Bir yangında ölecektim. Ya da büyük bir patlama sonucu bütün uzuvlarım sağa sola savrulacaktı. Yüzümde anlamsız bir gülümseme olmasına rağmen yine her zamanki gibi hissizdim. Ne korku vardı içimde ne de en ufak bir endişe... Bütün kabullenmişliğimle arka koltuğa uzanmıştım. Kanla ıslanmış uzun saçlarım kapatmıştı yüzümü. Bekliyordum. Yangının büyüyüp beni yutmasını bekliyordum.
Uyku tekrar beni ele geçirmeye başladığı sıralarda omuzlarımda bir çift el hissettim. Beni yavaşça sürükledi. Ona engel olmak istedim, bağırmak, çağırmak... Fakat tek yapabildiğim gözlerimden bir iki damla yaş düşürmekti. Bu iki adamı tanımıyordum. Yüzleri siyah maskelerle kapalıydı. Beni taşıyan adamın simsiyah gözleri vardı. Sonra etrafımdaki sıcaklığın yok olduğunu hissettim. Başka bir arabadaydım şimdi.
"Sür çabuk." dedi başımın üstünden bir ses. Araba büyük bir hızla hareket ederken tek yaptığım komutu veren adama dikmekti gözlerimi. Onun da ağzında siyah bir maske vardı ama beni asıl şaşırtan şey gözleriydi. Göz bebekleri sivri iki yarık şeklinde gri renkteki yuvarlakları bir bıçak gibi kesmişti. Bana timsahları anımsatmıştı.
Bu timsah adam ona baktığımı hissetmiş olacak ki korkutucu gözlerini bana çevirmişti. "Ne kadar da tatlı bir kız çocuğu değil mi Emir?" Kolumda sivri bir soğukluk hissettim bu sözlerin ardından. Emir adlı kişi soruya cevap vermedi ya da ben karanlıktaki çığlıklar yüzünden tam olarak duyamadım.
***
"Peri! Peri kalk!" Omuzlarım sarsıldı. "Uyan artık." dedi ağlamaklı bir ses. İkra... Gözlerimi açmaya çalıştım ama işe yaramadı. Sonra bedenimde koca bir soğukluk hissettim. Bu soğukluk beni yataktan kaldırmaya yetmişti.
" Oh, sonunda be kızım." İkra yüzüme bir bardak dolusu suyu boca etmişti. Boğazıma kaçanlardan kurtulmak için öksürmeye başladım. Hâlâ neler olduğunu idrak edemeyen beynim sadece nefes almaya odaklanmıştı.
"Ya sen deli misin? Boğuluyordum az kalsın." Yeni uyandığım için sesim boğuk çıkıyordu. Sahte bir sinirle İkra'yı izliyordum. Ellerini beline koymuş eğer tekrar bir nefessizlik durumu yaşarsam anında müdahale için hazırdı. "Yine kâbus gördün Peri." Yatakta yanıma oturdu." Dün kötü bir şeyler mi oldu ben yokken? Uzun zamandır olmuyordu böyle."
Dün neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Okul, kafe, sahil... Başka bir şey yoktu. Siyah paltolu oğlanın gözlerimle ilgili garip sözlerinden sonra izin isteyip ayrılmıştım yanından. Utanmış da olabilirdim. O anki atmosfer bana biraz ağır gelmişti. Ondan sonra da eve gelip uyumuştum zaten. Anormal bir şey yoktu.
"Hayır" dedim. "Her şey normaldi. Bu ara çok fazla arabaya biniyorum. O yüzden herhâlde." İkra'nın daha çok sorusu olduğunu biliyordum. Hepsinin cevabını almak istiyordu. Ama beni çok fazla sıkmak istemediği de açıktı. O yüzden bana kocaman bir gülümseme verdikten sonra ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Ay ve Beyaz Bulutlar (TAMAMLANDI)
Ciencia Ficción"Yani biz birbirimizi iyileştirdiğimiz için bu mavilikler, soğukluk... Bu hissettiğim garip şey... Öyle mi?" Ilgaz da benim gibi ayağa kalkmış, hafifçe bana yaklaşmıştı. Gözleri hüzünle parlıyorlardı. "Sana bütün bunları kanıtlayabilirim." dedi adım...